ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ismail küçükkaya'nın örtülü insanları aşağılaması
-
evet çok aşağılamış.
kendisi ayıp etmiş.
çok ağır laflar etmiş.
'' tesettürsüz kadın perdesiz eve benzer'' veya ''etek giyen kızlar beni tahrik ediyor'' diyen öğretmenden daha aşağılıktır.
bence acilen idam gelmeli ve tesettürlü 10-12 yaşındaki kız çocuklarına "ben bu konuda şu an itibariyle yorum yapmayayım. bütün kız çocuklarımız aynı durumda gözüküyor. bu fotoğrafı nasıl yorumlamalıyız. sizlerin yorumlarını göreyim." dediği için taksimde asmalıyız.
ya bi yürüyün gidin işinize ya!
işinizi gücünüz yok mu sizin.
doların yükselişi, ekonomik kriz, saldır saçma yürüyen politikalar böyle mal mal haberlerle unutturulamaz.
neymiş ismail küçükkaya örtülü insanları aşağılamış.
aşağılık bir hareket görmek istiyorsanız ülkenin yönetilişine bakabilirsiniz.
boş verin türbanı.
din elden gitmiyor rahat olun!
richard dawkins'in down sendromlular ölsün demesi
-
a: "down sendromlu bir çocuğa hamile olsaydım ne yapardım bilmiyorum. tam bir ahlaki ikilem."
b: "aldırırsın ve tekrar denersin. seçeneğin varsa, çocuğu dünyaya getirmek ahlak dışı olur."
c: "down sendromlular ölsün diyorsun yani?"
bu diyalogdaki gerizekalıyı bulunuz.
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
-
bi kere dolmusta onumdeki adam inicem diye seslenicegine
"bismillahirahmanirrahim" diye baarmisti.
the night watch
-
rembrandt tarafından 1642 yılında amsterdam'da resmedilen tablo. bu grup resmi, o sıralar amsterdam'ın güvenliğini sağlamak üzere kurulu bir milis grubunun üyelerini toplu halde göstermektedir ve bu grubun isteği üzerine çizilmiştir. resmin merkezinde yer alan iki kişiden tabloya bakana göre solda kalan kaptan banning cocq, onun yanında yer alan da teğmen van ruytenburch'dur. bu gönüllü ordunun resmini, o dönemde her türlü yüksek sınıftan insanların yaptırdığı diğer toplu resimlerden ayıran en büyük fark çizimlerdeki dinamizmdir. dönemin bütün toplu resimlerinin ortak özelliği insanların ciddi ve donuk bir şekilde durarak tabloya bakan kişiye doğru dönmüş olmalarıydı. rembrandt'ın bu eserinde ise gruptakilerin farklı şekillerde hareket halinde olduklarını, birşeylerle uğraştıklarını ve hepsinin başka yönlere baktığını fark etmek hiç zor değildir. bu farklılık sayesinde tablo, rembrandt'ın ve hollanda'nın altın çağında yaşayan diğer ressamların eserlerinin arasında çok özel bir yer kazanmıştır. isminin night watch olarak anılması ise aslında bir yanlış anlaşılmadan ibarettir. aslında milis grubu gün ışığı altında poz vermiştir, fakat resmin üzerine çekilen koyu cila tabakası sayesinde renkler kararmış ve ilerleyen zamanlarda bunun bir gece resmi olduğu düşünülerek bu şekilde bir isim almıştır. daha sonradan resmin üzerindeki bu kalın cila tabakası alınıp, parlak renkleri açığa çıktıysa da yaygınlaşan ismi aynı kalmıştır.
halen amsterdam rijksmuseum'da sergilenmekte olan bu tabloya 20. yüzyıl boyunca üç tane saldırı girişiminde bulunulmuştur.bunlardan ilki 1911 yılında gerçekleşmiş; deniz kuvvetlerindeki işine son verilen bir aşçı intikam almak amacıyla rijkmuseum'a girerek elindeki bıçakla resimde ciddi yarıklar meydana getirmiştir.en kötü saldırı 1975 yılında meydana gelendir. bir akıl hastasının resmi parçalamasının ardından ancak 6 ay gibi bir süre sonunda tablo onarılabilmiştir. resim üzerindeki eski vernik tabakası da ilk olarak bu saldırı sonunda çıkarılmıştır. 1990 yılında ise bir başka kişi tabloya asit fırlatmıştır.
geçen sene rijkmuseum'da başlanan büyük restorasyon çalışması nedeniyle tablo 2003'ün aralık ayında philips ve gerlach'ın liderliğinde bir ekip tarafından büyük bir özenle müzenin philips kanadına taşınmıştır.
selçuk inan sabrımız kalmadı
aliexpress'ten ıvır zıvır alınan yıllar
-
türk halkının telefon kılıfı, ekran koruyucu, v.b. ürünleri 1 dolardan aşağıya hatta çoğu zaman 50 centten aşağıya aldığı yıllardı. sonra berat albayrak içinde ne olursa olsun gümrükten geçen her kargoya vergi koydu. türk halkı şimdi de o 1 dolarlık telefon kılıflarını kullanıyor ama artık 3-5 liraya doğrudan çin'den alamıyor, aynı ürüne 100 lira vererek aradaki ithalatçı firmayı zengin ediyor.
avrupa yakası'ndaki selin'in kültleri
-
ayyyy ayyyy güpegündüz kaçkaaaaap yetişinnnnnn
en son alınan iltifat
-
"yakışıklı abim, 1 kilo yapiyim mi?"
yarım kilo salatalık istediğimde pazarcı dayıdan gelmişti.
yanlış anlaşılmış şarkı sözleri
-
arkadaşım eşek'de geçen
"ayrılık geldi başa
katlanmak gerek" sözlerindeki katlanmak'ı katlanmak olarak anlardım.
küçüktük o zaman, evler de küçüktü. hiç bir çocuğun kendisine ait yatağı yoktu. her gün yatak yapılırdı, toplanırdı. yer yatağı kablinden bir düzenek. annem sabah erken kalkar, çarşafı katlar, yorganı katlar, battaniyeyi katlardı. yatağın üstünde debelenirken beni de katlardı. ayaklarımı başımın arkasına doğru bastırır, beni iki kat eder, öperdi.
sanırdım ki, katlanmak, öpülmek gibi bir şey. bir nevi sevilmek. yine sanırdım ki barış manço'nun da başına ayrılık gelmiş. köyünden, annesinden ayrılmış. ilk fırsatta gidip annesi tarafından katlanıp öpülmesi gerek.
yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey
-
5 yıl önce çok sevdiğim kız arkadaşım beni para yüzünden terk etmişti.
çok koydu bana. okulu bıraktım. çalıştım çabaladım.
çok mücadele verdim.
sonuç değişmedi hala fakirim.
ileri görüşlü kızmış.
bana çok şey katabilirdi.