ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bekar kalanın bir problemi var demektir
-
evet bir problemim var;
gss prim borcu
asgari ücret
istanbul'da ev kiralarının çok yüksek olması
özel sektör maaşları
söz nişan kına düğün
açlık sınırı
aa bir değilmiş daha da sayılırmış. senin ben 100bin kere 20 binine koyayım ben senin.
kenan sofuoğlu'nun emirerleri
-
bu nasıl bir terbiyesizliktir. böyle şeyin mizahı dahi olmaz. bu habere seyircinin önünde özür dileyerek ceketini çıkartartan neşet ertaş'ı dinlerken denk gelmem de ayrı bir ironi. buyrun sayın cumhur başkanımız biz millete hizmetkar olmaya geldik diyordunuz, partinizin vekilleri ortaçağın arap emirleri gibi saltanat sürüyor.
uyduruk yemek tarifleri
-
diyelim ki oturaklı bir misafir gelecek.
siz de açtınız yemek kitabını, kolayca gözüken bir yemeği pişirmeye çalışıyorsunuz.
ama, işler planlandığı gibi gitmedi. yaptığınız köfteler kızarırken unufak oldu ya da karnıbahar haşladınız ama osuruk gibi koktuğu için onu salata yapmaktan vazgeçtiniz ya da oymayı başaramadığınız kabaklardan elinizde kalan kırıntıdan başka birşey değil ve misafir de gelmek üzere...
panik yapmıyoruz.
önce elimizde ne malzeme varsa, haşlanmış kabak, patates, karnıbahar, pırasa, bamya hiç farketmez alıyoruz bir tavada ince doğranmış az kavrulmuş soğan ve biberle karıştırıyoruz. tadı pek anlaşılmasın diye bol maydonoz, kekik, bir yerlerden bulursak azıcık kuru fesleğen filan atıyoruz. kara ya da kırmızı biber de olur.
sonra bunları binyılın icadı borcamın içine diziyoruz. ve sakin oluyoruz. sadece 10 dakika daha..
şimdi teflon bir tencere alalım. kocaman 2 kaşık yağ ve bir su bardağına yakın un koyup ocağın altını yakıyoruz. unlar yağla karışınca hemen sütü ekliyoruz. 2- 2,5 su bardağı falan. bunları hep göz kararı ile de yapabilirsiniz. ilginçtir ölçü bir şekilde hep tutuyor. sütü ekleyip durmadan karıştırıyoruz. pudinge benzer bir kıvama gelince o borcama dizdiğimiz şeyin üzerine döküp fırına veriyoruz.
üzeri nar gibi kızarana kadar fırında pişiriyoruz.
sonra da bir isim uyduruyoruz;
-sana pakistan usulu beşemal soslu fırında kıymalı karnıbahar yaptım.
-sana babamın en sevdiği yemeği yaptım. beşemal soslu kıymalı bamya
-sana ingilteredeyken yediğim bir yemekten yaptım; beşemal soslu patlıcanlı tavuk..
bilkentli kızlar vs boğaziçili kızlar
-
bilkentli kızlar vermez. boğaziçili kızlar da vermez. hadi yat uyu artık.
edit: başlık başıma kalmış. şaşırmadım.
en az 10 defa izlenen tek film
-
(bkz: avseq01.dat)
jenerik marka
-
(bkz: kot)
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer: inönü stadı.
beşiktaş - dinamo kiev maçının başlamasına yaklaşık 1 saat kadar kalmış. beklemedeyiz.. yandaki elemanın telefonu çalar:
(aslında monolog)
- efendim.. he he söyle geldin mi?
- ...
- tamam nerdesin şimdi?
- ...
- nerdesin lan bağır biraz..
- ...
- atkı mı?
- ...
- siyah beyaz atkı mı var? (sessizlik - mavi ekran) kapat kapat mesaj atıcam sana.
+ noldu lan ne atkısı?
- siyah beyaz atkı var boynumda, görmüyor musun diyor sığır. sanki mençıstır - çelsi maçındayız. dur şu dangalağı bulayım da geleyim..
hayvanların ağzından atasözleri
-
kaz gelecek yerden hayır gelmez.
- tavuk
iş görüşmesi diyalogları
-
2004 yılındakilerden biri geldi aklıma.
istatistik, ekonomi ve hayvani ingilizce terimler içeren çılgın bir sınav sonrası görüşmeye çağırmışlar. çok sonradan öğreniyorum ki o güne kadar o sınavda bana en yakın sonuç benim %30 altımda. benim bundan haberim yok tabi..
iş yerinde arkadaşım da var, görüşme akabinde yemeğe çıkacağız beni bekliyor. kudurmuş adam beklerken.
"hiç kimseyle yarım saatten fazla görüşmediler" deyince çüş dedim, 2 saat net sürdü benimkisi!
konuştuğumuz şeyleri paylaşıyorum, aynı süreçten geçmiş arkadaşım yüzüme bakıyor aval aval.
"oldu bu iş" diyor, "merak etme".
bir hafta sonra haber geliyor. ben stres mülakatına girmişmişim meğer. hiç streslenmemişmişim, hiç hata yapmamışmışım!
ahahahaha..
gözüm bile seyirmemişmiş, bir gram terlememişim.
iş zaten deli gibi stresli bir iş. olumlu bir cevap geldi sanıyorsun de mi sözlükçü?
yok.
yeterince istekli olsaymışım terlermişim, vay vay vay..
dip not: alanında dünyada tek olan bu eşşekler battı krizle beraber
son not: direkten dönmüşler, ben bir beddua daha patlayım :p
afganistan'da 9 yaşında evlendirilen kız
-
bir insanın siki nasıl bir çocuğa kalkabiliyor, ben anlayamıyorum.
anneannem öksüz kalmış, halası yanına almış, insan eti ağır derler, küçücük kız ona da ağır gelmiş olacak ki 12 yaşındayken dedeme vermişler. daha adet görmüyormuş anneannem. 13 yaşında teyzeme hamile kalmış, 15 yaşında annemi doğurmuş.
çok fakirlermiş, kızlarına bezden çöpten bebek dikermiş ama önce kendisi oynarmış, hevesini aldıktan sonra bebekleri kızlarına veriyormuş ama yine de birlikte oyun oynuyorlarmış. dama yatıp geçen bulutları seyredip bir şeylere benzetirlermiş, çocuk anne ve çocukları.
anneannem ölene kadar çizgi film seyretti, gizli gizli kendine oyuncak ve bebek alırdı.
nur içinde yatsın, kaderini kabullenmekten başka çaresi yoktu.
dedeme küfretmek isterdim ama iyi bir adamdı; üç çocuğunu da yokluk içinde okuttu, meslek sahibi yaptı ve anneannemi ve çocuklarını da çok sevdi. o da kimsesizmiş, ortada kalmış, köyün delisi gibi bir şeymiş (vizontele'deki deli emin gibi) . sonradan biraz aklı yerine geldi gibi. ya da biz ona çektiğimiz için dedem bize normal geliyordu.
nereden nereye yine.
bekçinin 5 bin 71 tl öğretmenin 4 bin 13 tl alması
-
mühendisin 2500 tl alması kadar acı değildir.