hesabın var mı? giriş yap

  • savaşmadan teslim olmak ve onuruyla yenilmek arasındaki farkı kavrayamamış insanların savunduğu fikir. çanakkale'de "zaten savaşı kaybedeceğiz" deyip savaşı bırakan bir millet olsaydık kurtuluş savaşı diye bir savaşımız da asla olmazdı.

  • bir düğündeyiz, ben de nikah şahidiyim. nikah için adım anons edildi, yerimden kalktım, imzayı atıp , kız arkadaşımın yanına döndüm.

    - ya bizim orada bir baklavacı var, baklavaları çok güzel.
    + ?!?!?!
    - ne oldu? sana da getirmiştim bir ara. hatırladın mı?
    + az önce arkadaşının nikah şahidiydin. aklına bu mu geldi?
    - evet, ne var ki bunda?
    + yani sence bir gariplik yok?
    - yok, niye bir gariplik olsun?
    + off off, allah aşkına, nereden geldi aklına? baklava da yok masada.
    - nikah memuru bizim playstationcı abiye benziyor.
    + eee?
    - o abinin karşısında da, bu baklavacı var.
    + offf. neyse haberi olmasın çocuğun. sonra "nikahımda canı sıkılmış" diye düşünür.

    2 ay sonra

    - oğlum senin nikahta benim aklıma bizim baklavacı geldi len?!
    + oğlum benim de aklıma bisikletçi ibo geldi len?!
    - ahahaha.

  • girdiğim çoğu a 101 şubesi aşırı düzensiz ve pis. her yer her yerde. reyon önlerinde mutlaka bir palet hatta bazen 2 palet mal var. öyle bekliyor. reyonda almak istediğim şeyi alamadan çıkıyorum bu yüzden. bim mesela hep düzenli tertipli. yol ortasında mallar bırakılıp gidilmiyor mesela. reyonlarında her zaman bir düzen mevcut. her şubesinde böyle neredeyse. bim yapabiliyorsa bunu a 101 de yapabilir diye düşünüyorum.

  • bu google ve facebook başta olmak üzere akla gelen bütün teknoloji şirketlerinin verilerinin toplamından fazla. üstelik bu veriyi 700 bin yıldan uzun tutabiliyor (dvd’ler 100 yılı bile göremiyor mesela). saklama süresi en az 2 bin yıl olarak hesaplanmış. *

    şimdi bunu yaratan tanrı, aynı zamanda 'muhammed'in evine yemeğe çağrılmadan girmeyin' der mi?

    büdüt: ateist değilim, deistim, tanrı'yı din vs göndermeyecek bir mühendis olarak hayal ediyorum.

    debe: normalde debe editi girmem lakin bugün günlerden beşiktaş, başarılar beşiktaşım.

    edit3: teşekkürler beşiktaş'ım, çok güzel bir gün. .

  • hazır türkiye'de turnedeler, haklarında azıcık çiziktireyim istediğim orta doğu'nun metal müzik adına çıkarttığı nadide inci.

    dün ankara'da konserleri vardı ama benim aklımdan tamamen çıkmış. son dakikada gitmeye yeltendim fakat dağın başında oturduğum için arabayla 6.45 kk'ya gitmek zorundaydım ve tabii cumartesi akşamı olduğu için tunus caddesi civarında park yeri bulamayınca hevesim kaçtı, vazgeçtim. neyse, yine gelirler diye teselli ediyorum kendimi. benim de beşinci orphaned land konserim olacaktı, yani şu an için sadece son albümlerinden eserleri canlı dinleyememiş oldum.

    1992'den beri aktif olan ve bunu zor bir coğrafyadan çıkarak başaran ve 2004'te çıkardıkları mabool the story of the three sons of seven ile birlikte hak ettikleri değeri anca görmeye başlayabilen bir grup olarak, orphaned land'ı hep takdir ederim. doksanlı yılların kenarda köşede kalmış en yenilikçi gruplarından birisidir. sahara ve el norra alila gibi iki önemli albüm sunarak metal müzik sınırları içerisinde farklı bir tarzın doğumuna yol açmışlardır. burada ayrı bir parantez açalım, orta doğu ve balkanlar metal müzik yapmak için çok zor bölgelerdir. hem metal müzik üzerindeki genel algının bu bölgelerde negatif olması, hem de üç ilahi dinin de yoğun olarak yaşandığı coğrafyalar olması sebebiyle, metal müzik yapmak isteyen grupların işi zordur. bu sebeple rotting christ, orphaned land ve (tembel olsalar da :p) pentagram gibi örneklerin hala aktif olup, bizlere müzik sunabiliyor olmaları çok büyük işlerdir.

    orphaned land, '90ların başında popüler bir tür olan doom/death metal'i orta doğu'nun yerel müziklerinden alınma etkilerle buluşturarak oriental metal olarak adlandırılan tarzı (hemşehrisi olan salem ile birlikte) ortaya çıkarmıştır. metal müziğe getirilen bu farklı yaklaşım dikkat çekici olmuştur çünkü orta doğu'dan çıkan bir grup sert müziğe buzuki, ud, tef, keman gibi çalgıları ekleyerek değişik bir birleşim sunmuştur. 1994'te yayınlanan sahara, doom metal ve death metal temelli ama orta doğu müzikleriyle yoğun şekilde etkileşime giren bir müzik ortaya koymuştur. grubun ikinci albümü el norra alila, bu tarzın zirvesini gösteren ağır, karanlık ve zengin bir eserdir. bu iki albüm, hem orphaned land müziğinin kimliğini genel hatlarıyla tanımlamış; hem de oriental metal tarzı adına rehber olacak işler olarak öne çıkmıştır.

    el norra alila'nın ardından grup hem iç sıkıntılar hem de israil'de metal müzik yapmanın getirdiği zorluklar sebebiyle uzun süren bir sessizlik dönemine girmiştir. 2001 yılında grup israil dışında ilk konserini istanbul'da vermiştir. 2004 yılında yayınlanan mabool the story of the three sons of seven ile grup muhteşem bir geri dönüş yapmış; albüm genel olarak beğenilmiştir. mabool, grubun doom/death metal temelli kökenlerinden progressive metal tabanlı bir müzikal yapıya geçişinin ilk basamağını oluşturmaktadır. bu geçiş, albümde o kadar başarılı şekilde sunulmuştur ki grup hem eski hayranlarına hitap edebilmiş, hem de yeni hayranlar kazanmıştır. 2010 yılında yayınlanan the never ending way of orwarrior ise mabool ile yaşanan geçiş sürecini tamamlamış ve grup tamamen progressive metal tarzı altında değerlendirilebilecek, fakat oryantal kimliğini ve çeşitliliğini de koruyan bir müzik sunmaya başlamıştır. 2013 yılında yayınlanan all is one, vokalist kobi farhi'nin brutal vokal yapmadığı ve müzikal yapı olarak daha basit ve direkt eserler içeren bir albüm olarak öne çıkmıştır ve kimi hayranları brutal vokalin eksikliği yüzünden tatmin etmemiştir.

    2014 yılında grubun gitaristi ve kurucu üyesi olan yossi sassi sa'aron'un ayrılmasının ardından gelen ilk albüm unsung prophets & dead messiahs ise şahsi fikrime göre all is one'ın taşıdığı "hafifliği" taşımayan, grubun progresif temelli müziğini yer yer eski günlerinden etkilerle ve tabii ki oryantal etkileşimlerle sunan ve bunu güçlü şarkılarla yapan bir albüm olmuş. ki yossi'nin ayrılmasından sonra da böyle güçlü bir albüm ile dönmüş olmaları kendileri açısından da dinleyicileri açısından da önemli bir nokta ve aşılması gereken bir eşikti.

    orphaned land'ın (ve salem'in) yarattığı oriental metal tarzı geldiğimiz noktada melechesh gibi extreme metal gruplarını etkiledi ve myrath, distorted gibi grupların oluşmasını sağladı. müziklerinin zenginliğini, orta doğu'da barışı savunan tavırlarıyla birleştirerek tüm dünyaya mesaj vermeye ve bizlere güzel işler sunmaya devam ediyorlar. iyi ki varlar...

  • yetişin adam s.kiyorlar... ortamlarda yıllık enflasyon %54 dersiniz. zaten alınması başlı başına haraç kesmekken 50 tl'den 150 tl'ye çıkarılmış.

    10 yıllık pasaport 1.703 tl, vizeler 80 euro, 160 usd, 495 usd (schengen, abd, uk), kurlar beceriksizlikleri yüzünden zaten zirvede. bu harç, okumuş, yurt dışı gezecek vizyonda kişilerden (ki kendi seçmenlerinin çoğu bu tanımın dışında) insanlardan kesilen resmi haraçtır.

    dolar ve euro ile karşılığını hesaplayıp aklamaya çalışmasın kimse. ülkeden çıkmak için para alıyorlar sizler de "alt tarafı x dolar, y euro" diyip duruyorsunuz. 1 tl de olsa aptalcadır, 1.000 tl olsa da... her şeyden önce de haraçtır...
    _
    yandaşlar saltanatı döneminde her şey başıboş kalmış, rüşvet alıp başını gitmişti. devlet israf içinde yüzerken, halk ağır vergiler altında eziliyor, hukuk işlemiyor, ekonomi yürümüyor, kargaşanın müsebbibi olan siyasal islamcılar ise keyiflerine bakıyor, ekonomiden başka her şeyle ilgileniyorlardı.

    saraylarda smoothie içiliyor, âlem yapılıyordu. esnaf haraca bağlanmıştı. memurlar tek adam adına haraç topluyordu...

    edit: "bu parayı ödeyemiyorsan yurt dışına çıkma" sığlığında entryler görüyorum, hatta benzer mesajlar alıyorum. yazının hiçbir yerinde ödeyemediğime hatta ödeyemediğimize dair bir şey yazmıyor. sözlük enteresan bir yer haline geldi. delinin biri 5 yıllık entry'lerimi ayıklayıp "zengin olduğunun reklamını yapıyor" diyor, sonraki başlıkta "10 euro'yu ödeyemeyen insan" yaftası yiyorsunuz.

    haksız talep edilen bir para, siz ödeyebildiğiniz için haklı olmuyor. mesela benim özel sağlık sigortam olduğu halde, gss prim borcumu ödüyorum, ödeyebiliyorum ve hoşuma gitmiyor orada borç gözükmesi. görsel bu bana gss priminin haklı olduğunu mu söyletmeli? gidip başlığında "sağlığı için ayda 150 tl ödeyemeyen ölsün" mü diyeyim?

  • (bkz: yaran yanlış okumalar) ölmüş "papağanın" ayağının suyunu içmek olarak okudum.

    hem iğrenç hem komik görüntülerdir.

    düzenleme: papağanın ayağının suyunu içmek daha mantıklı geldi demek ki. hakikaten var bi' manyaklık bizde. yeşillendiren arkadaşlar mesaj kutumu çökertti sağolsun.*