hesabın var mı? giriş yap

  • dinden soğuduk dinsiz olduk, ısırıldık kovalandık köpeklerden soğuduk, 7 milletten insanlar girdi insandan soğuduk nasıl bir döneme geldik lan biz.

  • pkk veya feto cu oldugunu dusundugunuz birsini öldurebiliyormuyuz simdi?

    oldu olasi arinma gecesi gibi bir gun yapalim .

  • bu günlerde insanlar sabahları uyanmak için cep telefonları veya çalar saat (benim gibiler her ikisine birden ihtiyaç duyar) gibi modern icatlara güvenirler. kişisel çalar saatlerin patendi 1847 yılında avrupa'da alındı ancak birçok yeni icatta olduğu gibi pahalıydılar ve bu nedenle de halk tarafından yaygın olarak kullanılmıyorlardı.

    ancak, insanların sabahları uyandırılma ihtiyacı her zaman mevcuttu. günümüzde bile çok fazla tolerans gösterilmeyen geç kalma o dönemlerde kendinizi bir anda işsiz olarak bulmanıza sebep olabilirdi bu nedenle de "knocker-up"lar (tıklayıcı diye kullansak yanlış olmaz sanki) devreye girdi.

    görsel - görsel

    _
    ingiltere'de benzer şekilde ortaya çıkan "zaman satıcılığı" konusunu şurada yazmıştım:
    ekşi şeyler
    _

    knocker-up'ların görevi 1970'li yıllara kadar kapı kapı dolaşıp uyandırılmak üzere kendilerine ödeme yapan kişilerin kapılarını ve pencerelerini tıklayarak onları uyandırmaktı.

    ilk başlarda müşterilerinin kapısını çalan knocker-up'lar bunun müşterilerin komşularını da uyandırıp şikayetlere sebep olması ve bazı kişilerin ödeme yapmadan komşusu sayesinde uyandırılması gibi problemler nedeniyle doğrudan ödeme yapanın camını tıklatma yöntemine geçmişlerdir. üst kattaki müşteriler için bunu uzun sopalar aracılığı ile yaptılar.

    içi boş çubuklar aracılığı ile müşterinin camına bezelye fırlatanlar da olmuştur.
    görsel

    ilk tıklatıcılardan biri kocası yaralandıktan sonra zorunlu olarak çalışmaya başlayan ancak ailesinin geçimini sağlayamayan bayan waters'dır. ilk müşterisi kendisini her sabah saat 03.00'te uyandırması için haftada yarım taç (2 şilin) ödeme yapan dökümcüdür. teklifi kabul eden waters'ın ilk yıl 30, beşinci yılın sonunda 80 ve en sonunda 95 tane düzenli müşterisi olmuştur.

    hangi müşterinin saat kaçta uyanacağını akılda tutmak tıklayıcıların karşılaştığı bir diğer zorluktu. bazıları müşterilerin evin dışındaki tebeşir ile yazdıkları uyanma saatini kullanır, bazıları ise her müşterinin evinin önüne hem müşterinin uyanacağı saat hem de kendi reklamlarını içeren tabelalar asardı.

    yürüyerek kaybedilecek zamanın önüne geçmek için her tıklayıcı müşterilerini küçük bir alanda seçmek zorundaydı. bunun çözümü ise birbirleri arasında takas yapmaktı. kendi bölgelerinden olmayan müşterileri kendi bölgelerindeki müşteriler karşılığında takas ederek iş modelini işler halde tutabildiler.

    1940 ve 50'lerde elektrik daha yaygın hale gelmeye başladıkça bu meslek de yavaş yavaş ölmeye başladı. birkaç tıklayıcı 1970'lere kadar faal kalabildi ancak sonunda teknolojiye yenildiler.

    kaynak: history daily

  • devletimizin harika vergilendirme politikası sayesinde gerçekleşen über zevkli olay.

    abd'de vergiler dahil 27.500$, almanya'da yine vergiler ve ithalat maliyetleri dahil 38.000€ olan ford mustang; türkiye'de ithalat maliyetleri, ötv, kdv ve ötv'nin kdv'si sayesinde tam 140.000$'a, yani 490.000 tl'ye satılıyor.

    daha acı olanı ise paylaştığım linkteki video yorumlarında hala "vergiler olmasa devlet nasıl geçinecek?" ya da "chp olsa ekmek kuyruğundaydınız halinize şükredin." diyerek bu olayı savunan oksijen canavarlarının olması.

    edit: bu araç için abd'de yüzde 6, almanya'da yüzde 19, türkiye'de ise yüzde 206 vergi alınması olayı. videonun 13. dakikasından itibaren izleyebilirsiniz.

  • fahrettin koca'ya 2 eylül 2020 basın toplantısında patronunun giresun mitinginin corona önlemleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını sorabilen yol tv muhabiri yürekli ve namuslu gazeteci. memlekette namuslu gazeteci o kadar az ki bir tanesine denk geldiğimizde biraz olsun yüreğimiz soğuyabiliyor. her ne kadar sağlık bakanı patronuna karşı duyduğu derin korkaklıkla yine milletine ihanet edip soruyu "cumhurbaşkanımızın maske-mesafe meselelerinde ne kadar hassas olduğunu hepimiz biliyoruz." minvalinde geçiştirse de önemli olan bu soruyu sorabilmekti. sağlık bakanının renginin atması bile çürümüşlüğün tarihe geçen kanıtı oldu. çok sağ ol özge hanım.

  • birisi de tivitır'da malum fotoğrafı paylaşıp altına;
    "murat yeğenini sert bi dille uyarıyor beyler ne var bunda" yazmış, ona üç saat güldüm*

  • avukat hanımın aynı eteği bugün de giyerek işinin başına gelmesi gurur vericidir.
    anlamlı, akılcı, kör göze parmak bir mesajdır.
    aksi taktirde, konu dün etek boyu idi bugün başın niye açık demeye yarın kocan yanında olmadan tek başına buraya gelemezsine kadar giderdi bu iş.