ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sıçtık kelimesinin mesleklerdeki terminolojisi
-
- bize bu konuyu ayrıntılarıyla açıklar mısınız?
+ açıklayalım tabi de, bu konu çok kapsamlı! bu konuda tez yazılır...
(bkz: açıklayamadı)
(bkz: akademisyenlik)
3 çocuğa tecavüz 20 çocuğu taciz eden adam
-
serbest bırakılırken yurt dışı yasağı da konmuş sapık. başka ülkere gidip de çocukları taciz etmesin, sadece bizimkilere musallat olsun diye muhtemelen. bir nevi kafes dövüşü.
suça teşvik eden hukuk sistemimize selam olsun. inşallah içerde vicdan(!) sahibi insanlara denk gelir, layığını bulur.
gezip tozmalarda 36 poz hakkı olunan zamanlar
-
36 pozluk filmle 40 poza kadar çekebilen makineye sahip olmanın pek havalı olduğu zamanlardır.
kaşar sucuk salamın sofrada lüks sayıldığı yıllar
-
o yıllarda aldığın kaşar ve sucuğun kalitesindeki ürünleri şimdi alsan, yine lüks sayılır merak etme.
(bkz: nerede o eski kaşarlar)
sınav kağıdında hocaya not yazmak
-
hocanın sınavı okurken vereceği puana fazla etki etmediğini düşündüğüm eylemdir. belki sadece bir tebessüme yol açar. şöyle örneklenebilir:
"hocam hesap makinem yoktu elle anca bu kadar hesaplayabildim. sonuçlar yaklaşık. idare edin."
bi de hocanın önceki yıl sorduğu soruları ve çözümlerini ezberleyen bi arkadaş, girdiği sınavda algoritması biraz karmaşık ve çözümü hayli uzun bir sorunun önceki yılınkiyle aynı olması üzerine utanmadan şöyle yazmıştı:
"hocam ben bunu evde çözdüm cevap şu."
bu tayyip erdoğan değişmez
-
ne demiş fuzuli; mey biter saki kalır. her renk solar haki kalır. ilim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır.
amerika'nın keşfi
-
amerika'yı kim keşfetti? fenikeliler'in veya çinliler'in ortaçağ'da amerika'yı ziyaret etmiş oldukları iddiasından, norveçli etnograf thor heyerdahl'ın balsa ağacından yapılmış yelkenli gemilerde peru'luların, kolomb'dan çok önce, amerika ve polinezyalar arasında ileri geri gidip geldiklerini iddiasına kadar pek çok keşif iddiası var. aslında burada durum biraz da sanırım bakış açısıyla ilintili. yani, amerika'yı kimin keşfettiği hususu, bakış açısı farklılığından ötürü biraz karmaşık.
mesela iddialardan bir diğeri, venedikli gezgin ve kaşif john cabot'un*, kolomb'un 1498'e kadar amerika'ya ulaşmadığı iddiasıdır. yani 1492'deki kolomb'un amerika'yı keşfi tarihine itiraz edilmektedir. bir yıl önce, yani 1497'de, kuzey amerika kıtasına cabot'un, kolomb'dan daha önce ulaştığı iddia edilmektedir.
1966'da bir ingiliz bilim adamı alwyn ruddock, john day adındaki ingiliz bir tüccar tarafından kolomb'a yazılan 1498 tarihli bir mektup olduğunu iddia etmiştir. iddiaya göre kolomb’a yazdığı bu mektupta john day, cabot'un (kolomb’dan bir yıl evvel amerika’yı keşfeden) bristol’lı denizcilerin (ruddock’un doğduğu kasaba) amerika’yı 1470’lere kadar geçmişte ziyaret ettiğini söylediğini yazmaktadır. ne yazık ki 2005’te ölen ruddock, vasiyetinde bu belgelerin imhasını istemiş. tabii bunlar hep havada kalan iddialar oluyor böyle olunca.
bu iddiaların dışında, vikinglilerin henüz 10. yüzyılda grönland’dan kanada’ya geçtiği, yerlilerle orada savaşmış olabilecekleri ve hatta orada yerleşmiş olduklarından ötürü amerika'yı keşfedenler olarak nitelenmeleri gerektiği iddiaları bulunmaktadır. örneğin bjarni herjólfsson amerika'ya ilk kez geçen avrupalı olarak görülmektedir. daha sonra bjarni'nin gemisini alan leif erikson'un 35 mürettebatıyla kanada'nın newfoundlan bölgesinde ilk kez yerleşik hayata geçen avrupalılar oldukları söylenmektedir.
peki tam olarak keşfetmek hangisi denebilir? bilinçsiz bir şekilde anakaraya yapılmış ziyaretler mi? yoksa amerigo vespucci'nin kolomb'dan sonra gerçekleşen, ama amerika'yı ziyaretten öte, amerika'nın geniş bir kıta olduğunu fark etmesi midir gerçek keşif?
bu sorunun bakış açısına yanıt bulmadan evvel 973'te özbekistan'da doğan biruni'nin işleri biraz daha karmaşıklaştırdığı söylenebilir. çok yönlü bir bilim adamı olan biruni, antik yunan eserlerinden, öncülü olan al-farghani'nin dünyanın çevresi hesaplamalarından, coğrafya'dan, mineralojiden ve astronomi, matematik gibi pek çok ilimden haberi olan bir alimdi. sonuç olarak dünyanın en eski kıtasının, dünyanın toplam yüzölçümünün beşte ikisini kapladığını hesaplamıştı. buradan hareketle dünyanın 5'te üçünü kaplayan o büyük okyanusta'da mutlaka yükselmiş kıta veya büyük adalar olması gerektiğini düşünüyordu. minerallaerinsudan daha ağır olduğunu bilen biruni, beşte üçü sudan oluşan bir dünyada dengesizlikler olması gerektiğini biliyordu. bu hipotezi sürdürmek için biruni kendi saha gözlemlerinin ötesine geçti ve aristoteles mantığını kullandığı önermelerden oluşan bir akıl yürütme süreci tasarladı. avrasya kara kütlesinin kabaca dünya'nın kemerinin etrafına gerildiğini belirterek, bunun kesinlikle başka bir yerde elde edilebilecek güçlü süreçlerin sonucu olması gerektiğini varsaydı. peki öyleyse biruni 11. yüzyılda amerika'yı ilk keşfeden miydi?
anne ile diyaloglar
-
anne : oğlum milli eğitimin bilmemne sitesindeki resmimi değiştirmem lazım.
ben : anne iş çıkarıyorsun bana ha, kim uğraşcak şimdi resim taratmakla.
anne : ama değiştirmem lazım.
ben: dünya üzerinde babamdan iyisi yok anne ne yapacaksın resmini değiştirip.
anne : ne alakası var, o kadar iyiyse ben boşayım sen evlen babanla. gelsene bi.
yanına giderim
ben : ne güzel resim işte ne diye değiştireceksin.
annem : resmin altında resmi değiştir yazıyor.
not : resim değiştirmek için olan resim değiştir butonunu bürokrasinin pençesindeki annem emir olarak algılamış.
bu da babam. tencere kapak :)
(bkz: #70267378)
masa da masaymış ha
-
edip cansever'in siiri..
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
üç ker üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandu durdu
adam ha babam koyuyordu.
tdk'da yazdığını zanneden sözlük yazarları
-
(bkz: tdk'de)
türkçede, kısaltmaların sonundaki harfin okunuşuna göre ek getirilmesi gerektiğini bilen birileridir bunlar, ağızları pistir.
köpek beslemenin insana hiçbir faydasının olmaması
-
59 seconds kitabında richard wiseman'ın alıntıladığı akademik çalışmalardan birinde bir grup borsacıya stresi düşürmesi için köpek veriyorlar. diğer grup ise kolesterol ilacı kullanıyor (sebep: stres kolesterolü arttırıyor). 6 ay sonunda köpek besleyenlerin kolesterol seviyeleriyle ilaç kullananlarınki aynı çıkıyor. ayrıca deneye katılan borsacıların tamamı deney için aldıkları köpeği geri vermeyi reddediyorlar.