ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
messi ronaldo ve falcao'nun gol atamadığı hafta
-
selçuk şahin gol atmıştır..
ataistler???
ölen balığımı zombiye dönüştürmem
-
(bkz: yüzme kesesi hastalığı)
ayrı bir tankta akvaryum tuzu verilse bir şeyi kalmayacak hayvanın murdar edilmesi hadisesi.
2001 a space odyssey
-
aydaki monolith
bu sahneler cok gorkemli ve uzundur. uzun olmasinin nedeni kubrickin kafaniza sokmaya calistigi gorusudur. o gorus ki bir tek bana malum olmadi elbet, internet sitelerinden de yardim aldim veee: insan alet yapiminda cok ileri gitmistir (yani evrimi bu yonde degismektedir) ve havada suzulen kemikten uzayda suzulen gemilere gelmistir surec. nitekim uzayin korkunc sessizligi ve boslugu arka plan olarak kullanilarak burada insanin bu aletlere iyice bagimli olmus oldugu, onlarsiz bir halt yiyemeyecegi anlatilir. dahasi kemigin geri gelecegi noktayi bilmemize karsin, gemilerin suzulmesi, suruklenmesi on plana cikarilmis, yani kontrolun eskisi kadar insan da olmadigi vurgulanmis. (buralarda yazar almis basini gitmistir, ciddiye almayiniz)
ayrica uzay sahnelerin bu kadar uzun gorunmelerinin bir nedeni de, sacma sapan ses efektlerinin kullanilmamis olmasidir. gercekten de bu bilimkurgu filmleri oyle bir hava yaratti ki, uzay gemisi gorunce motorlarindan ve lazer toplarindan soyle esasli sesler gelmesi gerektigini dusunuruz. oysa ses havanin titresimiyle olusur; klasik muzik haricinde uzayda birsey duyulmaz.
bu noktada ayrintilar mukemmeldir. ornegin uzay gemisinde tuvaletlerin nasil kullanilacagi anlatilir, koca koca adamlar bebek mamasi yer, yurumeyi bile yeni ogrenirler, vs. yani dunyayi tamamen kontrol altina almis olan insan, uzayda ise daha macerasina yeni baslamaktadir, hala bir bebektir.
ay gezisinde baska bir monolite rastlanir. geride birakilmis olan bu tasin gorevi insanligin gelisimini kontrol etmek, bilinc gelimisini incelemek ve romanda da anlatildigi gibi zararli otlari ayiklamaktir. gercekten de insanlarin burnu buyumus, uzayda daha bebek olduklari gercegini unutmuslardir. dikkat ediniz, ilk tasa dokunan maymun cok korkmus ve kafasi karismis iken, insanlar o kadar rahat ve umarsizdirlar ki, isi eglenceye vurup fotograf cektirirler. o anda filmin kopmasi, insanlarin hala gidecek cok yolu oldugunu ve onlara yapilmis bir uyariyi temsil eder.
bu uyari sonucunda kisa bir sure gecmesi gereklidir, o jupiter yolculugu baslayana dek.
17 nisan 2022 mhk'nin istifa etmesi
-
yayın ihalesi yok,federasyon yok,hakem kurulu yok.
gördüğüm en rezil sezon
ışid'in elindeki 49 rehinenin 46'ya düşmesi
-
49-46-39-26-16-6-0 formülüyle ta-ma-men sı-fır-la-na-cak-tır.
merkez bankasının 30 milyar tl bağışlaması
-
merkez bankası 30 milyar tl bağış yaptı. parayı basıp göndericek zaten. 500 milyar yapsaydı keşke. oğlum şaka mı bu? devlet kurumları hangi yetkiyle kime bağış yapıyor?
edit: imla.
250 bin dolara türk vatandaşlığı reklam filmi
-
ben vatandaşlığı vereyim, 250 bin doları bana versinler. madem türk vatandaşı olmanın bedeli bu, 250 bin'e de satılıyor olabilmeli.
gelmiş geçmiş en başarılı reklam
gripten daha hızlı kurtulma yolları
-
spor ne zaman hasta olsam halim olmasa bile spor yapıp ter atmaya çalışırım sonra ılık duş ve güzel bi uyku . bu süreçte soğuk almamaya dikkat etmeli tabiki
7 temmuz 2021 h. kaplan'ın yazlık saray savunması
-
sabah yazarı hilal kaplan'ın yaptığı alkışlanası savunmadır.
kaplan, 5 yıl önce 15 temmuz'da gerçekleşen darbe girişimini hatırlatarak, bu nedenle erdoğan'a tam teşekküllü ve ultra lüks bir yazlık saray yapıldığını yazmış.
işte bu kadının da yeteneği bu. kimsenin göremediği o küçük noktaya görebiliyor. mesela biz adam orada sefa sürecek, ejder meyveli smoothielerle ferahlayacak, torunlarıyla deve güreşi yapacak zannediyorduk. iyi ki hilal kaplan'ı okuyoruz da gerçekleri öğrenebiliyoruz.
bu arada 15 temmuz da hakkikaten erdoğan'ın dediği gibi "allah'ın lütfu" imiş. kamu bütçesinden masalsı bir yazlık saray yapıyorsun, "15 temmuz'dan korunuyorum" diyorsun. kıyak iş.
24 mart 2024 yeniden büyük istanbul mitingi
-
akp’li belediyede çalışıyorum diye hayatımda 1 kez zoraki akp mitingine katıldım. kitleyi ilk kez yakından gördüm.
arkadaşlar öyle bir kitlenin sayesinde iktidarlar ki hayatı sorgularsınız. gördüklerimi hala unutamıyorum. bizim asıl rakimiz rte falan değil bu kitle. asla yenemeyeceğin (!) çipli bir ordu gibi düşün…
o yüzden parti marti ayırt etmeden (ki ben eski bir iyi parti üyesi ve mustakbel zafer partisi sempatizanıyım) istanbul’da bu çipli orduya rağmen erdoğan hegemonyasını yıkmış olan ekrem imamoğlu’nu destekliyorum. bu geleceğimiz için elzemdir. önce bunları yıkmalıyız. sonra aramızda rekabet ederiz. önce bu hegemonyayı en güçlümüzle tamamen yok etmeliyiz…
k.k.'nin ekşi sözlük ziyareti için ne dediler
-
"kılıcdaroglu eksisozluk'te aniden yazar olarak, yazar olmak icin aylardır bekleyen binlerce caylagın hakkını yedi"
sabah.
sinop'ta evine eşya düzmeye çalışan yeni evli çift
-
eğer gerçekse mükemmel bir cesaret. borç batağına saplanmadan evlenmeye müsaade etmeyen topluma karşı güzel bir duruştur bu.
memur maaşıyla üniversitede iki çocuk okutmuş baba
-
babamdir, dar gelirli babamin zenginligi ben ve ablamdi... onun yapamadiklarini biz yapabilelim diye hic harcamadan cok calisti babam... ben olmasaydim belki daha rahat ederdi ama simdiki kadar mutlu olamazdi...
turkiyede enflasyonun neredeyse 3 haneli oldugu yillarda insaata gidip amelelik yapmisligi bile var aslan babamin... aldigi parada 4 kilo dometes parasiymis... yil 1990 felan...
simdi yine o koca adam 1400tl emekli maasi ile bana paran var dimi oglum diye soruyor... zorla anneme verdigim paralarla yine bana birseyler aliyorlar...
yani aile, sorumluluk, babalik duygularini sonuna kadar hisseden mangal yurekli babalardir..
cocuklariniz degil bu memleket size cok seyler borcludu...