ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sen cenneti 13 evladınla teminat altına aldın
-
orta çağ çok güzel sen de gelsene.
(bkz: enduljans)
londra'da 10k maaş vs. yozgat'ta 100k maaş
-
baska kulturlere uyum saglamanin zaman alacagi, ve buna degmeyecegi icin londra'yi secmek en mantiklisidir.
debedit: yok.
kanzuk'un eşini torpille yazar yapması
-
tabi yapacak ulan. siz burayı özgür ve adil bir platform mu sandınız? lan ülkenin insanı ne ki internet sitesi ne olsun?
edit : @four994 nickli arkadaşımız olayı haberleştirmiş. burada bulunsun. kendisine teşekkür ediyoruz.
edit : link yenilendi.
hasan yağal'ın müslüme'nin babası çıkması
papazı dövdürmeyecektik
-
sarkis çerkezoğlu'nun, metis'in siyahbeyaz serisinden çıkan "hatırlıyorum" adlı kitapta anlattığı enfes hikaye. yakın tarihin özeti bir nevi:
üç arkadaş var. bu üç arkadaş bir yaz günü yaya olarak yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar. biri türk, biri kürt, diğeri de ermeni. ama ermeni olan aynı zamanda papaz. sıcak, bir süre sonra yolda susuyorlar. etrafta su yok. bağların olgun zamanı. "iki salkım üzüm yiyelim de ağzımız ıslansın," diye bir bağa giriyorlar. bağın sahibi bir türk ama onu görememişler. "kaç paraysa veririz," diyerek yemeye başlamışlar. bu sırada bağın sahibi gelmiş. bakmış üç kişi üzümünü yiyor. fena bozulmuş ama üç kişiyle de başa çıkamayacağını düşünmüş. birine bakmış, kıyafetinden ermeni ve papaz olduğu belli. diğerine bakmış, konuşmasından kürt olduğunu anlamış. üçüncüsü de türk.
dönmüş ermeni'ye, "bak bu adam türk, yesin malımı. benim kanımdandır. helali hoş olsun. bu da kürt'tür ama din kardeşimdir. sen niye yiyorsun benim üzümümü?" demiş. bu laf, üzerlerine sorumluluk yüklenmeyen türk ve kürt'ün hoşuna gitmiş. adam, papazı bir güzel dövmüş. kıpırdayacak hal bırakmamış, yere uzatmış. bağ sahibi biraz sonra kürt'e dönmüş. "müslüman'sın da niye sahipsiz bağa giriyorsun. bu adam benim kanımdan yediyse afiyet olsun, çünkü o türk'tür. kardeşimdir," diyerek bir güzel onu da dövmüş ve yere uzatmış. bu durum türk'ün hoşuna gitmiş. biraz sonra türk'e dönmüş ve "tamam anladık türk'sün, aynı kandanız, aynı dindeniz ama sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?" diyerek türk'e de vurmaya başlamış. türk yumrukla yere yuvarlanınca kürt'e dönmüş ve "biz," demiş "papazı dövdürmeyecektik".
tüm türkiye'ye yeşil pasaport dağıtılması
-
avrupalı ülkelerle vize muafiyeti için uğraşmadan tüm türkiye'ye kısa yoldan vize kazandıracak çılgın proje.
devlet "tc kimliği olan herkes benim kamu görevlim sayılır" diyerek döşeyecek herkese yeşil pasaportu ve avrupalının kriterlerini yerine getirmekle uğraşmadan vizeyi kapmış olacağız. (bkz: beyin bedava)
hillsborough faciası
-
an itibariyle başbakan david cameron tarafından gerçekler açıklanmış, ailelerden özür dilenmiştir. seneler sonra ailelerin ısrarlı mücadelesiyle açılan dosyalarda polisin kanıtlarla oynadığı ve liverpool taraftarlarının herhangi bir suçu olmadığını söyleyen cameron, bu durumun ülke adına da bir utanç olduğunu söyledi.
ibret alınması gereken bir mücadele. 20 küsür senelik uğraş ve adaletin yerini bulması.
iphone 6'da barometre olması
-
cebinde barometre ile gezmekten sıkılan iphone 5s kullanıcılarına ilaç gibi gelmiş yeniliktir.
1-evlenmeyin 2-evlenmeyin 3-evlenmeyin
-
hep söylüyorum ama ben de eşimde 44 yaşındaydık evlendiğimizde. ikimizin de ilk evliliği ve geç de olsa birbirimizi bulduk. mutlu muyuz? evet.
eşimin tarafı çocuk yapın diyecek oldular. dedim madem çocuk istiyordunuz erkenden evlendirseydiniz oğlunuzu. hala laf olsun diye diyorlar ama çok sallamıyorum.
geçen de onlardan birisi 'ya çocuk yapın, yaşlanınca size bakar' dedi.
dedim al sana hesap. yaşımız 46. şimdi yapalım desek 47. bu çocuk 20 yaşına geldiğinde biz ömrümüz olursa 67 yaşında olacağız. sence akıl mantık işi mi 20 yaşındaki bir çocuğa 2 yaşlının yükünü yüklemek?
bize baksın diye çocuk doğurmak köle almak ile aynı şey.
ikinci olarak evlilik konusuna gelecek olursak.
evlenmiş olmak için evlenmek de büyük hata.
onsuz olamam diyerek de evlenmek büyük hata.
evlenmeye karar verirken tek düşünceniz şu olsun: onunla bir ömür geçirebilir miyim?
debe editi: teşekkür ederim.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
üniversiteye benden 1 sene sonra giren arkadaşımın, okulu 4 yılda bitirip, yüksek lisansa başlaması, asistan olması, 7. senemde alttan aldığım 1. sınıf dersime hoca olarak gelmesi. (bkz: based on a vallahi billahi true story) (bkz: didem hocam'a burdan selam söylemek istiyorum)
fatih üniversitesi 2013 mezuniyet balosu
-
- merhaba, parti ne güzel değil mi?
+ öyle :)
- bi zemzem daha?
+ lütfen ;)