hesabın var mı? giriş yap

  • gözlemlenebilir evren için konuşursak düz olan geometri. kozmik mikrodalga arka plan ışınımı çalışmaları başta olmak üzere birtakım çalışma ve gözlemler sonucunda elde edilen bilgi bu.

    evren için 3 olası durum bulunuyordu:

    1- evrende madde yoğunluğunun çok fazla olması durumunda evrenin küresel olması gerekir. bu durumda pozitif eğrilik ve kapalı bir evren modelinin ortaya çıkacağı öngörülür. böyle bir evrenin genişleme (daha doğru tabirle esneme) süreci, kendi üzerine kapanarak çökmesiyle son bulur. en belirgin özelliklerinden biri de birbirine paralel olan iki ışın demetinin mutlaka bir yerlerde kesişecek olmasıdır.

    2- evrende madde yoğunluğunun çok düşük olması durumunda evrenin hiperbolik olması gerekir. bu durumda negatif eğrilik ve açık bir evren modelinin ortaya çıkacağı öngörülür. böyle bir evrenin genişleme süreci azalarak devam eder. en belirgin özelliklerinden biri de birbirine paralel olan iki ışın demetinin gittikçe birbirinden uzaklaşacak olmasıdır.

    3- evrende madde yoğunluğunun "kritik yoğunluk" denen değere eşit olması durumunda evrenin düz olması gerekir. bu durumda herhangi bir eğrilikten bahsedilmez ve açık bir evren modeli öngörülür. en belirgin özelliklerinden biri de paralel iki ışın demetinin sonsuza dek birbirine paralel olarak kalacak olmasıdır.

    yapılan çalışmalar evrenin yoğunluğunun kritik yoğunluğa eşit olduğunu gösteriyor. bu da evrenin 3. maddedeki tarife uygun bir şeklinin olması gerektiğini gösteriyor.

    kritik yoğunluğun tanımı için matematiksel detaya girmek istemiyorum ama evren modelleri içerisinde kritik model olarak anılan, açık ve kapalı evren modelleri arasında bir sınır teşkil eden modelden yola çıkılarak elde edilen matematiksel bir sonuç bu. kritik yoğunluk, normal maddeye ek olarak karanlık madde, karanlık enerji gibi parametreleri de içerir ve herhangi bir t zamanı için hesaplanabilir.

  • ikisinin de karnı aç olan, bir aslan’la bir tilki birlikte ava çıkmışlar.
    çayırlıkta sakin sakin otlayan bir eşek görmüşler,
    tam dişlerine göre...
    aslan eşeğin baş tarafına geçmiş, tilki arka tarafına…
    bunun üzerine otlamaya biraz ara veren eşek:
    - "anladım beyler", demiş, "beni yiyeceksiniz. ama beni yerseniz padişah’la başınız derde girer."
    - "niyeymiş o?" diye sormuş aslan...
    - ben “padişah’tan fermanlı eşek”im de ondan.
    - hadi canım, demiş aslan. hani fermanın nerde?
    - "arka sağ ayağımın altındaki nala kazılı vaziyette", demiş eşek.
    aslan uzaktan tilki’ye işaret ederek:
    - "okuyuver lan şunu, demiş, bakalım doğru muymuş?"
    tilki uyanık...
    - "valla benim okumam yazmam yok", demiş.
    - "iyi lan, iyi" demiş aslan öfkeyle, çekil kenara, ben kendim okurum.
    tabii aslan, eşeğin arka ayağındaki fermanı okumaya çalışırken, eşek öyle bir çifte patlatmış ki...
    aslan 10 metre geriye savrulmuş, bütün kemikleri kırılmış.
    bunun üzerine, eşekle tek başına baş edemeyeceğini bilen
    tilki hızla uzaklaşırken kendi kendine söyleniyormuş:
    *ulan bu devirde okumak da başa belâ...*

    edit: debe için teşekkür ederim...

  • damlamış hemen "pahalı değil siz fakirsiniz"ciler. he yarram bir dilim pizza 20 euro roma'da.

    edit: buralarda roma'da bir dilim pizzanın 20 euro olduğunu iddia eden bir sığır vardı. entry'sini silmiş.

  • başlık: 3 senedir zara poşetiyle geziyorum

    1. çöpte buldum sobada ütüledim içine gazete doldurdum metro tramvay geziyorum...
    gözler üstümde keyfim yerinde.

  • team to raikkonen: "please keep the tyres warm and..."
    raikkonen: "yes yes yes yes... you don't have to remind me"

    team to raikkonen: "alright alonso is... ..."
    kimi raikkonen: "just leave me alone"

    2012 abu dhabi gp'sinde takımla konuşması "susun lan bi" şeklinde olan yarışcı. kralsın kimi.

  • ne günlerdi be. sarı ışık yanar, sık yapılan hatalar konusunda moderatörler esprili bir dille yazılar yazardı. arada bazıları bokunu çıkarardı ama olsun. format vardı en azından. troll'ler bile bazı kavramlara saygılıydı.

    evlenen, kitabı/albümü çıkan, tv'ye/radyoya çıkan yazarlar duyurulurdu. o kadar fakirdik ki mum ışığında entry girer, karmayı karneylen alırdık.

    sonra işin içine para girdi. daha çok para girdi. israil tohumuyla ekilmiş domatesler gibi tadı tuzu kaçtı buraların.