ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pkk'nın amonyum nitrat yüklü kamyonu kaçırması
-
ulusalcı kemalistler neden bu konuyu büyütüyorlar anlaşılır gibi değil.
amonyum nitrat halkların kardeşliğinin etken maddesidir, avogadro sayısıdır.
ırkçılığı bırakalım, biraz barış yanlısı olalım.
(bkz: kürdistan için plebisit yapılsa çıkacak evet oranı)
2015 yılında hala köy enstitüsü hayaliyle yaşamak
-
yıl olmuş 2015, halen osmanlıcılık hayaliyle ve arap hayranlığı ile yaşamaktan kat kat iyi olan eylem.
edit: yılın 2015 olmasından hareketle ya ortada köy diye bir şey kalmadığını sanmış ya da kendince köy enstitülerinin 2015 yılı itibariyle işlevsiz kalacağını düşünerek birilerine çamur atmayı isteyen garip tiplerin olduğunu görmüş olduk. kafa sorgularken kendi kafasından bihaber olmak böyle bir şey olsa gerek.
yaran diyaloglar
-
-sunucu: sergen, 18 yaşından küçüklerin de iddaa oynadığı görülüyor, onlara ne ...söylemek istersin ?
-sergen yalçın: almanya ligi'nden uzak dursunlar çok sürpriz oluyor.
bülent ecevit'in en büyük icraatı
-
memleket toprağı söz konusu olunca, değil peşmerge'ye yol vermek, bunların ağababası amerika'ya bile orta parmak işareti yaparak dehlemesidir. bunu hem gençliğinde kıbrıs harekatına karar vererek, hem de yaşlılığında 2. körfez savaşında komşusuna saldırmak isteyen amerika'ya yol vermeyerek yapmıştır. bir beyzbol sopasıyla hizaya gelip, sabah söylediğini akşam yalayan çakma liderlere nazire olunur.....
türk üniversitelerinin tek cümlelik özetleri
-
dokuz eylül üniversitesi : hadi her yere en az 1 saat uzaklıkta bir yere üniversite yapalım
mutsuzluğun formülü
-
çok okumak, çok sormak, çok düşünmek, cevapları sorgulamak, merak etmektir.
kısacası bilmektir.
cahiller mutludur.
kurşun sıkılan iphone 6 plus'ın hemen parçalanması
acun ılıcalı vs ali koç
-
(bkz: şeyma sen misin)
bentderesi
-
gazinolar devrinin meşhur assolistlerinden sevim tuna anlatıyor:
"izmir'den ankara ’ya geldim. çok da gencim. bir gazinoda programa çıkıyorum. bayanlar matinesinde bazı bayanlar beni evlerine çaya davet ettiler. çıktım yola, aaa !.. adresi almayı unutmuşum. sadece 17 no'lu apartman olduğunu biliyorum. bir de dere lafı aklımda kalmış... nasıl olsa şöför bilir diye atladım taksiye...
- şeye gidicem, dedim, hani dereli falan bir semt var ya... şöför babacan bir adam... şöyle bir baktı aynadan gülümsedi.
- bentderesine mi?
- evet oraya 17 numaraya gidicem.
şöför yine aynadan bakarak konuştu.
- yeni mi geldin sen ?
bende gazinoyu kasdediyor diye cevapladım.
- evet bir ay oldu başlayalı.
- daha önce neredeydin ?
- daha önce izmir de çalışıyordum.
biraz daha gittik, yine sordu.
- müşteri nasıl, kalabalık oluyor mu ?
gazinodaki program tuttuğu için bende hevesli hevesli anlattım.
- oooo, müşteri kum gibi kaynıyor... herkes çok memnun...
- memnun, iyi haaa ?
- eee tabii bütün kadro müşteriyi memnun etmek için uğraşıyoruz.
- ben epeydir gitmedim , fiyatlar nasıl ?...
- ucuz ucuz... ucuz iyi yani.
- sen çok kalıyor musun ?
- ben yirmi dakika kalıp iniyorum.
- yirmi dakika haaa... epeyce... bari geleyim bu akşam...
- aaaa, gel bu akşam beklerim...
söför şaşkın , ben geveze , anlata anlata geldik... aaaa bir de baktım ki acaip bir yerdeyiz.
- neresi burası, dedim şöföre ?
- bentderesi, dedi ...
o zaman anladım ki ben aslında bülbülderesi'ne gidecekmişim ..."
bilgisayar oyun tarihinin en şerefsizi
-
mario'da 2-3'deki uçan balıklar... üzerine tanımam.
edit: düzeltme için requant'a teşekkürler.