ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
acun ılıcalı'nın 20 yaşındaki kızla ilişkisi
-
boşuna dememişler zengin yaptı mı adına çapkın,
fakir yaptı mı sapık derler diye.
edit:imla
13 ekim 2011 euro 2012 play off kura çekimi
-
uefa ekşi sözlük ve twitter'da ki hesaplamalar ve görüşleri göz önünde bulundurarak işin içinden çıkamamış ve ülkelere kendi aranızda anlaşıp oynayın demiştir. 7 ülke estonya ile karşılaşmak isteyince uefa ''vay ibneler'' demiş ve estonya'yı direk olarak finallere göndermiştir.
tallinn meydanı karnaval alanı gibi şu an.
süper karikatürler
-
ortacagda bir medrese, egitim veriliyo..
- evladim söyle bakiym istanbul ne zaman fethedildi ?
- geçen hafta hocam
- aferin otur
(bkz: selcuk erdem)
hava güzel olmasına rağmen avm'ye giden insan
-
2 yaşında çocuğu olan ortak facebook hesabı açan evli çifttir. en büyük hobileri avm'de bebek arabası sürmek ve dişleri yeni çıkmaya başlayan bebeklerine patates kızartması yedirmektir.
nil karaibrahimgil
-
"bizim gibi kadınları çok takdir ediyorum ben. çalışıp kendi parasını kazananları." beyanatıyla beni acı içinde bırakmış olan kadın. gören de 12 saat fabrikada çalıştı, kadın haliyle çocuk okuttu, dimdik ayakta kaldı sanır. kadınlığı bebek taklidi yaparak ifade eden birinin, "tek taşımı kendim aldııım" hezeyanı kadının tek başına ayakta durabilmesi mevzusunda ne kadar muhatap alınıyor bilmiyorum ama ben kendisini muhatap almak yerine, onu övmek yerine fabrika işçisi emekçi ablaları överim, onların arkasına takılırım.
abla yemin ederim içimi parçaladın ha, kadınlığın gururusun yemin ediyorum. reklam müziği ve yabancı müzisyenlerden alınmış bir tavırla müzik yapmak ne kadar zor, ne kadar zorlu bir iş. "o beni prenses peri sanıyoooooo." diye şarkı yapıyorsun arkadaş. alternatif kitleden bazı insanlar da "ya bu herhalde değişik ya, iyidir destekleyelim." diyorlar da kendine yer buluyorsun. bir de işte "biz böyleee tek başımızaaa, dimdik ayaktaa kaldık yaaa, çok süperiizzz, gideyim iki panda dansı yapayım, daha da özgürleşeyim." tripleri, bak 15 yaşında kardeşim var, o yapsa "ya git be" derim.
bir de kendini överken fazla ego kusmamak için yanına aldığı, "bizim gibi" örneğindeki diğer kadın da sertab erener ha, o yani. kendisini sertab erener gibi biriyle eş değerde başarılı görüyorsa, panda dansına devam etsin bence.
spora gidiyorum diye vücut geliştirmeye gitmek
-
(bkz: tamam şişman kardeş)
ösym'nin otizmli genç kızın sınavını iptal etmesi
-
evet bu da olmuştur. her türlü adam kayırmanın, fişlemenin, yolsuzluğun döndüğü bir sınav sisteminde; rabia'nın "kolunda unuttuğu saat" yüzünden hayallerini, umutlarını, geleceğini ve emeklerini elinden almıştır eğitimin yüz karası kurum ösym.
tek kişilik sınava girdiği sınıfında gözetmenleri tarafından da kolundaki saati fark edilmemiş, uyarılmamıştır bu genç kız.
haber linki
--- spoiler ---
bu azimli ve başarılı genç kız, sistem tarafından desteklenmesi gerekirken engellendi.
--- spoiler ---
edit: twitter'da #otizmlirabiayasahipçık hashtagi ile destek başlamıştır.
ingilizceyle ilgili hatırlanan ilk şey
-
adımızı söylemeyi sormayı öğrenmek. lisede hocamız gizemli bir şekilde sınıfta dolana dolana "wwwhhat iiis yyouuurr name!" diyip ani dönüşler yapıyordu. -sanki bana "gryffindorrr!!" . sonra da kendi ismini yine çok gizemli bir şekilde söyler ve tüm sınıf hipnoz modda aydınlanırdık. o değilde hocanın ismini unuttum. neyse.
do not disturb
-
az önce bitirdiğim metaforik film. spoiler içerir
internet fenomenlerinin peşinde koşan, uydurma şiirler, uydurma özlü sözler ile yeni bir kültür haline gelen sosyal medya düzenini eleştiren film. twitter'da konunun uzmanına “araştırmanı öneririm “ yazan kişi oldu edebiyat profesörüne ayzek, metin, çetin üçlemesi psikolojik durumunu yansıtan 3 isimli şizofreni kimlik.
ayrıca filmdeki bütün karakterlerin bir özelliğini aldı sanırım ayzek.
mesela
topallayan zuhal oldu bıçaklanarak
bıçaklandığı müptezel oldu eczane kapılarında ilaç dilenerek
intahara kalkışan bahtiyar oldu arabanın üstüne düşerek
hacer'i vuran davut'u vurarak davut oldu
bi ara eczacı hanım da olmuştur ben yakalayamadım
ama en sonunda kendi oldu.
sıcağı sıcağına çıkarımlarım bu kadar. devamı gelirse eklerim.
erkekler için regl kuralları
-
1- cebinizde apranax bulundurun.
2- regl oldu diye deli muamelesi yapmayın.
3- çikolata alın.
çikolata bulundurun.
diyabetse diyabetik çikolata alın.
her an cebinizden çikolata çıkarabilecek teknolojiyi yaratın.
çikolataya boğun.
çikolata şelalesinde yüzdürün.
çikolata lan!
çikolataaaaaaaaaagh!
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
benim babam bana kızar ve bir şeyi beceremediğimde bana "çöçe" derdi.
ağzını çok şapırdatırdı. ama bizden ufacık bir ses duysa çok sert tepki verirdi.
çok sertti babam çok sert.
salak bir devlet hastanesinde, salak bir asistan bizi başından kovmak için hastanenin kantinine gönderdi. sonra orada beklerken bir kaç kız ile geldi. hemen yanına gittim. babamın filmleri ne oldu diye. canı sıkıldı kızların yanında ona yaklaşmama. birazdan yanıma gel diye bana emir verdi.
tostunu çayını bitirip kızlarla muhabbetini bitirmesini bekledim ve iki adım arkasından merdivenle yukarı çıkıyoruz. annemle babam orada kantinde sırada oturuyorlar.
yukarı çıkarken salak doktorun, salak asistanı, babamın beyninde kocaman bir ur olduğunu 3 ay bile yaşamayacağını, maç skoru söyler gibi söyledi. biraz biliyordum durumu ama böyle de söylenmezdi ki.
neyse filmleri aldım. annemle babamın yanına gittim. hiç çaktırmadım onlara.
babam durumu anladı ve
"size ben doyamadım ki" dedi sadece.
ameliyatlar kötü günler ve ben "çöçe" ellerimle ona biraz da olsa yemek yedirebildiğimde "şapırdatmasından hoşlanırdım". sadece biraz yemek yedi diye. sadece 3 ay sürebildi zaten.
yani dediği tüm kötü sözleri kızmaları değil de "bize doyamadığını" söylemesini unutmamam.
budur.
----
edit: doktorlar kızmasın ama salak olan kişi salaktır. salak olmayan salak değildir. doktorluk teferruattır.