hesabın var mı? giriş yap

  • kisa bir animi anlatacam.

    cafede oturup cay iciyoruz. turlu simariklar yapiyor guluyor arada beni de gulduruyor. cay soyledik. seker atip karistiriyordum ki eli carpti cayi oldugu gibi uzerime doktu. bacaklarim yandi bitti kul oldu. neyse soku atlattim sicaklik normale dondu gozgoze geldik. birden aglamaya basladi. numaradan da degil. bildigin gozlerinden yaslar bosaliyor. sasirdim ne yapacagimi bilmiyorum. herkes bize bakiyor. bir de aglarken diyor ki her sey beni buluyor, cok sanssizim, cok mutsuzum falan. ayaga kalktim arkasina gectim lutfen aglama bu benim hatam benim sucum dedim. resmen sucu uzerime aldim ve bunun icin bana bu olayla ilgili tek kelime bile etmedi.

    gereksiz simarikligi yuzunden uzerine cay dokulup kavrulan ben! aglayan o! ozur dileyen ben!

    diyecegim o ki cok tehlikeliler. cook! cirkin olsun benim olsun.

  • "oglum yavaş.. oğlum yavaş. boğdun arabayı bas biraz. yavaaş..virajlı burası sakin sakin.. bas oğlum biraz bomboş yol burda bascan. oglum yavaş acelemiz yok ki ya sakin sakin git."

    bizde böyle.

  • az önce bir akp'li ile bu konuyu konuştum. konudan haberi bile yok, bu adam bir ilin milli eğitim müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yapıyor.

    + artık yüzde 8 vergi alınacak internete giren her aletten.
    - ya olur mu öyle şey, saçmalama.
    + yapmışlar işte.
    - aldım ben 670'e. 50 lira indirimle aldım. çok dokunmaz zaten.
    + öyle mantık mı olur, 2000 liralık telefon artık 2160 lira.
    - onu da 2000 liralık telefon alan düşünsün.

    işte bu zihniyet bizi avrupa'da temsil ediyor. bu düşünce yapısı bizim geride kalmamızın sebebi. böyle bir kabulleniş, böyle bir saçma düşünce yapısı var işte. yazık.

  • boktan püsürükten bir şey değip geçmeyin efendim aslında insanların şehirleşmesinde gelişmesinde ve bu günkü yaşamamızı oluşturmasın önemli bir rolü vardır kanalizasyonun.

    çağlar önce insanoğlu avcı, toplayıcı şekilde yaşarken yaşantımız yani yaşadığımız yerler bizden sadece bir öncül istiyordu. o da suydu. şöyle bir etrafımıza baktığımızda bütün şehirlerimiz herhangi bir su kaynağının kenarına inşa edildiğini görmekteyiz. fakat insanlar üretici ve tüccar bir topluma kaymaya başladığında bütün her şey kökten değişmeye başlamıştı.

    kanalizasyonda bunlardan biridir. tarihte ihtiyaç duymadığımız bu yapı şehirler büyüdükçe yavaşça şekillenmeye başladı.

    hayatımızda ki ilk örneklerini m.ö.3000 ve 2000 yılları arasında girit adasında bulunan knossos sarayı’nın altında görüyoruz. künkler , tuğla kaplama kanalları ve kil ve toprak karışımı boruları ile yağmur suyu ve atik sularının uzaklaştırılmasında kullanılmıştır.12

    daha sonraları roma dönemiyle hijyen kavramı ve atık suların sokaklardaki bir kanalizasyon sistemi ile ayrıştırılması için düzenlemeler yapılmış. bunla beraber tuvalet sistemleri de gelişmiş. fakat o dönemler bütün bu atık sular bir su kaynağına gitmek zorundaydı. 19. yüzyılın sonlarına doğru şehirler büyüdükçe sadece kanalizasyon borularının çapları büyümeye devam etti.12 atık sular bir su kaynağına dökülmeye devam etti ya da pek umursanmadı.

    bu durum 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında değişmeye başlayacaktı.endüstri devrimi sırasında şehirlerin muazzam büyümesi, şehirlerdeki nüfusunda hızlı bir şekilde artmasına yol açtı.bunun sonucu olarak atık su ve atıkların artmasına sebep oldu. bu durumu ilk başlarda görmezden gelen devletler.birçok şehirde tifo ve kolera gibi hastalık salgınları ile karşılaştılar. hatta öyle bir hal aldı ki kaynaklarda londra gibi şehirlerin kokudan geçilmediği yazıyordu.

    ingiliz bir doktor olan john snow araştırmalarında koleraya atık su ile kirlenmiş içme suyunun neden olduğu sonucuna vardı. birkaç yıl sonra, louis pasteur tarafından yapılan araştırmalar , snow'un araştırmasına bilimsel bir onay verdi. bu bilgi sonucunda ülkeler mevzuat değişikliğine gitti. 19.yüzyıldan itibaren, yasalar ,lağımların yapımı ve sistemleri değiştirildi.

    bu değişiklerden sonra kanalizasyon sistemleri su kaynaklarına arıtma işlemleri yapıldıktan sonra dökülmeye başladı ve borularda da değişiklik yapılmaya başlandı su sızdırmaz borulara geçiş oldu.

  • her şeyden geçtim hastanede silah ateşlenmesi gibi bir vaka sebebiyle olması gerekendir. neymiş şikayetçi olmamışlar. ben şikayetçiyim, şimdi çocuğumla her doktora gidişimde gerizekalı bir futbolcu gelip silah ateşler mi diye endişe edeceğim. orada şansa kimse yaralanmamış ama adam belli ki hastaneye silahla girecek kadar dengesiz, ölüme de sebep olabilirdi. kamu güvenliğini tehdit eden bir durum var ortada.

    edit: silah da ruhsatsızmış. lan belimde ruhsatsız silahla hastane bassam şu an karakolda bir tarafımdan kan alıyor olurlardı. muz cumhuriyeti...

  • japonlar bundan sonra okullarda penaltı atmayı bütün çocuklara öğretir , 20-30 yıla dünyada en iyi penaltı atan ülke olurlar.

  • bilim adamları uzun zamandır kara deliklerden enerjinin çıkarılıp çıkarılamayacağı konusu üzerinde çalışmaktadır. 'penrose süreçleri' olarak adlandırılan ve karadeliğin ergosfer dölümünü kullanan bir olasılık bunun mümkün olduğunu göstermiştir. ergosfer, dönen bir kara deliğin olay ufkunun hemen üzerinde bulunan, uzay-zamanın kendisinin de bu muazzam dönüşle birlikte sürüklendiği yerdir.

    görsel - görsel

    ergosfer fiziği, olay ufkuna yaklaşan bir kütlenin ikiye bölünerek bir parçasının kara deliğe düşmesi durumunda diğer parçanın ergosferden, başlangıç enerjisiden daha fazla enerjiyle çıkabileceğini gösteriyor. kara delik, açısal momentumunun bir kısmını bu kütleye aktararak enerjisini arttırır.

    son zamanlarda, ergosferdeki manyetik alan çizgilerini kırarak ve yeniden birleştirerek süreçten enerji elde etmenin mümkün olduğu önerisi de tartışılmaktadır. bu, maddenin doğal olarak iki plazma akışına bölünmesine ve biri karadeliğe düşerken diğerinin enerji akışını sağlamasına neden olacaktır.

    penrose süreci, ayrıca hawking radyasyonu oluşturan sanal parçacık çiftlerine de enerji aktarabilir. bu, parçacık-anti parçacık çiftleri uzay-zaman dokusundaki kuantum dalgalanmarı nedeniyle sürekli olarak oluşup yok olmaktadır.

    "blandford-znajek süreci" olarak adlandırılan bir başka olasılık, dönen bir karadeliğin dönme enerjisinin harici bir manyetik alan kullanılarak aktarılabileceğini önerir. karadelik, manyetik alanda dönen bir iletken gibi hareket etmektedir. manyetik alan çizgileri karadeliğin etrafında sürüklenerek zıt yönlere plazma jetleri fırlatılmasına neden olur. bunun, kuasarlarda görülen enerjik plazma jetlerini yarattığı süreç olduğuna ve harici bir manyetik alan ile bunların depolanabileceğine inanılmaktadır.

    bu olasılıklardan herhangi biri için gereken mühendislik becerisi mevcut yeteneklerimizin çok ötesinde olsa da, fizik, karadeliklerden enerji üretiminin, şu anda dünya'da kullanılan herhangi bir enerji üretim yönteminden %150 daha fazla verimliliğe ulaşabileceğini öne sürmektedir.

    kaynak: science focus