hesabın var mı? giriş yap

  • sonradan edinilebilen bir yetenektir. kendimde denediğim ve başarıya ulaşan bir kaç yöntem:

    voleybol oynadığım dönemde sol elimle de smaç vurup karizmanın doruklarına çıkmak için uzun uğraşlarım sonucu yarı başarmışlığım vardır. antremanlarda duvara smaç vurma hareketinde bir sağ- bir sol diye başlayıp (böylece solun yamulttuğu topu sağ ile düzeltip tekrar vurabiliyorsunuz) sonradan sadece sola geçerek kendimce bir sistem oluşturmuştum. manşet alırken de sol avucu sağ avucun üzerine oturtarak denedim bir süre.

    derslerde not tutarken uykum geldiğinde, uykumu açmak için sol elle not tutmaya başlarım. 2. kelimeyi yazmaya geçtiğinizde cin gibi oluyorsunuz. hem yazını gelişiyor hem dersi dinlemiş oluyorsunuz. (bkz: mutual ilişki)

    dişleri fırçalarken fırçayı sol elle tutup, suyu sol avuçtan içmek de bir yöntemdir. ilk zamanlar biraz uzun sürüyor ve dişlerinizi tam temizleyememiş hissine kapılıyorsunuz. 1 haftanın sonunda hissedilir derecede gelişiyor fırçalama hızı. ilk başladığımda fırçayı ileri geri hareket ettirmeyi unutup kafamı hareket ettirmişliğim bile var.

    vida sıkarken de sol eli kullanmak kol kasını çalıştırmak ve bilek koordinasyonunu yapmak açısından yararlı.

    yeni hedefim de çocuk boyama kitapları alıp sol elle çizginin dışına taşırmadan boyama yapmaya çalışmak olacak. sonuçları buradan paylaşırım.

  • ben bunu bi kere yaptım bin yıl önce dağ başında bir şantiyede çalışırken birlikte kaldığım kız iş arkadaşlarımızla bi çıkalım dedik. anadolu'nun küçük sayılabilecek bir ilçesi. mekan sahibi de tanıdık. gittik dört kız söyledik rakılarımızı hazırlattık masamızı bir güzel içiyorduk ki bizim büyük şeflerden biri geldi. tesadüf diye düşündük adamın gelmesini meğer öyle değilmiş. mekan sahibi aramış sizin kızlar burada içiyor diye. şef bize biraz kızdı. burası istanbul değil, canınız içmek istiyorsa söyleyin bize diye. eee o zaman kız kıza rakısı olmaz dedik. o da olmaz dedi. konu kapandı. dört mühendis genç kadın anadolu'nun bir ilçesinde yalnız içemezmiş. bu da böyle bi anımdır.

  • cem yılmaz'ın en iyi filmi. ona buna gönderme yok, bilim kurgu yok, sosyal medya jargonu yok, zoraki espriler yok. güldüren, üzen ve sonunda hafif gözleri de nemlendiren sıcacık bir film.