hesabın var mı? giriş yap

  • anneme bulaşık makinası almıştım ahdım vardı, sonra pek bişi kalmamıştı maaştan, ama olsun, sevinçten ağlatmıştım ya o yeter, 12 senedir hala kullanıyor.

  • mevcut durumun ciddiyetini anlamaktan aciz, işleri kolaylaştırmaları gerekirken iyice zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayan, sorumsuz ve bencil insanlardır. çoğunluğu oluştururlar.
    edit: “olası sonuç buydu, ya ne olacağdı?” diyenler var. ya arkadaş ben anlamıyorum, adamlar çıktı masaları kaldırdı, saatleri sınırlandırdı, ha evet tedbirler yeterli mi? hayır değil. ama bu kadar da ahmak olunmaz, birazcık düşünürsün “masaları kaldırmışlar, oturam da yerde pattis yiyem.” demezsin hayvan değilsen, onun yerine dersin ki; “bir süre evde daha fazla vakit geçireyim, avm’ye falan gitmeyeyim.” illa koyun gibi güdüp her hareketinizi yönetmek mi gerekiyor sizin, kafanız hiç mi çalışmıyor? neden lan neden?
    edit2: “avm çalışanı onlar.” diyorlar bazı çok bilmişler, aynen kanka montla gelmişler yemek katına. velev ki avm çalışanları bunlar, zaten yok değil mi avm’lerin ve avm içindeki mağazaların personel bölümleri, depoları, yemek alanları?? illa dip dibe yerlerde oturarak yemek yemeleri lazım avm çalışanlarının, onlara virüs etki etmiyor, avm çalışanları arasında virüs yayılmıyor. geçiniz.

  • test sayılarını bilmeden çizilen her grafik, yani gördüklerimizin %99'u, yanıltıcı.

    "italya'da 1 ay önce 100 vaka vardı, şimdi türkiye'de şu kadar var" tarzı kıyaslar sosyal medyada çok yaygınlar. "türkiye'deki vaka sayısı 1000'e yükseldi" gibi söylemler geleneksel medyayı da domine ediyor. hepsi yanıltıcı.

    farklı test politikaları uygulayan ülkeler arasında vaka kıyası yapamazsınız. hatta aynı ülkede değişik test politikası dönemleri arasında da kıyas yapamazsınız.

    ne yazık ki test bilgileri ülke bazında gönüllü olarak bildiriliyor ve hepsi güvenilir değil. global bir dsö veritabanı yok. our world in data manuel olarak şunları oluşturmuş:

    -ülke bazında toplam test sayıları:
    -ülke bazında test oranları (milyon-kişi başına)

    ama bunlara göre oranlamak da yetmiyor çünkü her ülkenin test metodolojisi farklı.

    sadece ağır semptomları olanlar mı, şüphesi olanlar mı, yoksa rastgele mi?
    sadece hayattakiler mi, yoksa önceden ölmüş olanlara da mı?

    örneğin abd'de hem test sayısı nüfusa oranla çok az (~15k) hem de test kriteri aşırı katı. fakat medya o kadar sorumsuz ki, sağcı olsun solcu olsun, anaakım olsun alternatif olsun, ısrarla "toplam vaka sayısı"ndan bahsediyorlar. bu sebeple millet, "330 milyonluk ülkede 3-4 bin vaka bir şey değil, grip her sene yüzbinleri hastaneye yatırıyor, bu bir liberal globalist komplo" kafasında. halkın yarısı bunu ciddi bir tehdit olarak görmüyor. giderek katılaşan önlemler başarılı olur da virüsün yayılması yavaşlarsa ve hastanelerde kapasite aşımı olmazsa, bu sefer diyecekler ki "biz demiştik abartıyorsunuz" diye.

    yanisi: az test yapılan ülkelerden gelen veriler, hastalığın gerçek yayılma hızından ziyade testlerin yayılma hızını ölçüyorlar.

    ***

    1-2 gün önce bu konuda ufak bir podcast serisine başladım. merak etmeyin, üstüme vazife olmayan tıbbi tavsiyelerle işim yok. kaynaklar da bölüm açıklamalarında bulunuyor. (spotify | google | itunes | diğer ).

    ilk bölümün başında, tam da böyle *yalan olmayan ama yine de yanıltıcı olan* veriler yüzünden şunu demiştim: sağlık personeli ve yöneticiler dışında, çoğumuzun son dakika haberlerini takip etmesinin hiçbir faydası yok, bilakis zararı var. an be an güncel istatistik vermeyin. gerçek tabloyu yansıtmıyorlar. sebep olduğu anksiyetenin yanında, priming etkisi yüzünden, sonradan görecekleri yalan yanlış haberleri yaymaya da daha müsait oluyor insan.

    daha fazla tedbir, daha az haber. (keep calm and panic responsibly.)

  • savunduğu kişi: tarihin en büyük yolsuzluğunu yapmış olan adam.
    savunma yapılan program: o ses
    bu programın sahibi: acun
    savunma şekli: ajitasyon
    ajitasyonda kullanılan: çocuk

    başka eyyorlamam yok hakim bey.

  • internetten alıp çok beğendiği bilgisayarı, annesinin işten çıkarılması sonucu iade etmek zorunda kalan genç arkadaşımız çaresizce, alınca çok beğendiğini yazdığı yorumu editleyerek içini dökmüş.

    ---------------------------------------------------------------------------------------------

    sonuç edit: genç arkadaşımız ve kardeşine birer adet laptop hediye edilmiş. görsel

    kanıt

    edit:
    herkese çok çok teşekkür ederim, kardeşimize ulaşılmış ve sevdiği bilgisayar hediye edilmiş. bir gencin yüzünü güldürmek için çabalayan herkes umarım hayatı boyunca bu şekilde güler..

    monster'a attığım mesaj ve cevapları

    kanıt

    zorunlu edit: artık mesaj atmayın iyi pr diye. vicdansız olmayın. ben çocuğu tanımam, monster notebook da umrumda değil iyi ürün olup olmaması. ben twitterda gördüm ve trendyola girip ürünü aratıp yorumu buldum ve doğruluğunu teyit ettim. empati yapın biraz. ben de ilk bilgisayarımı kebapçıda çalışarak 14 yaşında aldım, o anki mutluluğumu asla unutamam. beş dakikamızı alan entry ile bir çocuğu sevindirebildiysek ne mutlu bize. biraz insan olmaya çalışın, biraz.

    ---------------------------------------------------------------------------------------------

    görsel

    kanıt niteliğinde ürünün link aşağıdan yorumu görebilirsiniz.

    burada paylaşmamın sebebi, monster notebook veya trendyol bunu görüp bu güzel kardeşimize bilgisayarı hediye edip sevindirmesi. bizler de elimizden geldiğince duyuralım, umarım olur.

    --- spoiler ---
    ben çok sevdim bu bilgisayarı. kardeşim laptopa fatmagül ismini koydu .d çok memnunum gerçekten bir tane oynuyor ama bizde o tuşu kullanmamaya çalışıyoruz. ekran klavyesi var ordan tıklıyoruz boyut de tavsiye ederim başlata erişim kullanımı menüsünde.çok güzel bilgisayar. gezinme..komilik yapmak 2.5 yılda kazandığım parayla aldığım laptopu siparişimin 11. gününde annemin işten çıkarılması gerekmek gerçekten çok acıttı canımı. bunu niye anlatıyorum bir fikrimde yok ama çok dokundu kalbime. oyun oynarken bugün burda yorumumu düzenlemek çok kötü hissettirdi.saat sabah 7.30 oldu ve hala atamadım içimden. biraz abartıyorsam kusura bakm ayın. hiçbir arkadaşıma söyleyemedim bende buraya dökmek istedim içimi. nasılsa ismim gözükmüyor. bu arada duygu sömürüsüne sürüklendiğinde iyice muhabbet farkım ama idare edin .dd birde saf gibi kardeşimle sınava girmek için bilgisayarlarını kullanarak komşuya laptop aldık dedim. ne vardı dilimi tutsaymışım :) en kötüsüde bilgisayarını sadece sınav zamanı komşu bilgisayar bozulacak diye kardeşimi korkutuyormuş. bilgisayarıda windows xp nasıl bozulacaksa. bilgisayarını kullandığımız için para da almıyor ve o para almadıkça bizde bir gebe kalıyoruz. sürekli bi mahçupluk sürekli bir eziklik sürekli bir altta kalma. toparlamak gerekirse pandemi bittiğinde gece gündüz çalışıp bu bilgisayar alıp buraya tekrar yorum yapıcam. son son olarak 8gb rem olması çok iyi. çok hızlı laptop mutlaka alın. herkese iyi günler.
    --- spoiler ---

    bir yardım kuruluşunun kampanyası varmış, buraya bırakıyorum