ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
iş gorüşmesi için gazeteden telefonunu aldıgım şirketi arayınca:
- iyi günler, iş ilanı için arıyorum ben
- evet, ben yardımcı olayım.
-.....
-.....
(buralar kısa bir öngörüşme ve adres alımıyla geçti)
- isterseniz şimdi gelebilirsiniz gorüşmeye
- tamam geliyorum, birşey lazım mı gelirken alayım (evet aynen böyle dedim)
hücum borusu gibi osurup ay pırt yaptım diyen kız
-
ortam ve şartların negatif yönde olması bile kendisinde şirin olma merakını gidermemiştir. azimli kız. aferin ona. beş, pekiyi.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"instagram'da yarının programı: açılış - kahve - bulut - aynadan yansıma - kedi - yemek - ayak - konser bileti - batan güneş - kapanış"
dünya'yı güneş aydınlatmıyor
-
zımba gibi beyanat. yemin ediyorum başlığa tıklarken birisi başbakanı övmek için "dünyayı güneş değil adeta başbakan aydınlatıyor" dedi sandım.
işin kötüsü de şu: böyle olsa şaşırmayacaktım.
19 aralık 2014 ford otosan rezaleti
-
az önce sonuçlanan olay.
özellikle bu başlık altına gelip "burayı şikayet sitesine çevirdiniz" minvalinde laflar eden suserlerin bu sonucu iyi okuması, çıktısını alıp saklaması ve günde iki kez tekrar etmesi lazım.
başlığın açılmasından 2 gün sonra ford otosan tarafından arandım ve genel merkezden bir teknisyenin bulunduğum şehre gelip arabayı tekrar inceleyeceği söylendi. hukuki sürece başvurmama gerek kalmadan meseleyi çözeceklerini ifade ettiler. (sosyal medya yüzünden olduğu ne belli denilebilir ancak ne olduysa bu yazılanlardan sonra oldu zaten).
bugün gelen telefonla da paramın iade edileceği söylendi.
bu entry öncesinde yazan ve destekleyen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum, uygun zamanda her birine işkembe çorbası ısmarlayacağımı da belirtmek istiyorum.
sosyal medyanın bir yaptırım gücü olduğuna gerçekten inandım. zaten olması gereken de budur, firmaların sosyal medyadan çekinmesi hem tüketici hem de firmanın yararınadır.
bir kez daha teşekkürler ekşi sözlük, teşekkürler sedet.
ebru gündeş
-
az önce programda "reza benim çocuğumun babası ve benim de kocam. biliyorum ki bunun da bir sabahı var. inşallah bu kara günler çok çabuk geçer çünkü çocuğumun incinmesini istemiyorum" dedi.
kendisine buradan sormak istiyorum:
ergenekon'dan, balyoz davası'ndan bu ülkenin aydınları, profesöreri, gazetecileri, onurlu subayları, sahte belgelerle suçsuz yere tutuklanırken neredeydin?
ben balyoz davasından tutuklu bir subayın kızıyım. adım gibi de iyi biliyorum davanın kimler tarafından, ne şekilde oluşturulup, bu suçların üzerimize nasıl atıldığını. sorarım sana ebru gündeş; hiç mi empati kurmadın o zaman bizimle? bir insanın kocası/babası/oğlu tutuklandığında nasıl hisseder acaba diye düşünmedin mi?
ben senden daha iyi biliyorum durumun zorluğunu. çünkü benim babam gideli 11 şubat'ta 3 sene olacak. belgelerin sahteliğini defalarca kanıtlamamıza rağmen, adalet bu ülkeden gideli çok olduğu için benim babam hüküm giydi.
siz de -eğer masumsanız- kanıtlarsınız belgelerinizin sahteliğini, siz de kamuoyu vicdanında aklarsınız kendinizi, hukuk önünde aklayamasanız bile. aynı bizim gibi.
son bir şey daha, sizin davanızla bizim davamızın başlangıçlarına bir bakın. ne kadar benzediğini görünce çok şaşıracaksınız.
masumsanız dediğiniz gibi, allah kurtarsın. kurtarsın ki, bizim 3 senedir çektiğimiz acıları siz de çekmeyin.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : dürümcü açıcam ama adım tuğberk amk yardım
amk dürümcü açmaya karar verdim ama adım tuğberk. zengin piçi ismi varmış bende diyolar. bu isimle dürümcü tükanı açarsam batarmıyım hafız. meşhur dürümcü tuğberk usta. tuğberk usta iki dürüm çek. hay babamı sikim tuğberk ne amk.
grant wood
-
grant wood (1891-1942) tarafından yapılan amerikan gotik, amerikan sanatının en yaygın olarak bilinen eserlerinden biridir. resim çoklukla orta amerika’nın bir hicvi olarak görülmesine rağmen, ressamı tarafından öyle olmasına niyetlenilmemiştir.
wood, 1930'da “marangoz gotik” olarak bilinen bir tarzda inşa edilen bir on dokuzuncu yüzyıl evi ile karşılaşır. evlerinin önünde duran bir çiftçi ile kızını hayal ederek kahverengi kağıt üzerine hızlı bir eskiz yapar ve birkaç fotoğraf çeker. wood, daha sonra kıza karşılık model olarak kız kardeşini, çiftçiye karşılık ise dişçisini kullanarak evde kompozisyonunu tamamlar.
karakterlerin her ikisi de viktoryen döneminin tipik ciddi giysilerini giymişlerdi. çiftçinin elindeki çatallı uçları, evin pencere çerçevelerini tamamlar ve yuvarlak dibi ise iki yüzün oval şeklini tekrarlar. karakterlerin hareketsiz, taş gibi ifadeleri, erken dönem fotoğraflarda görülen, kişilerin uzun süreler hareketsiz kalmaları istenen anları hatırlatır.
wood, chicago sanat enstitüsü’nde bir yarışmaya katılmak için resmi tam zamanında bitirir. onu şaşırtan bir sonuç olarak resim, bir bronz madalya ile 300 dolar ödül kazanır. bugün resim sanat enstitüsü’nde sürekli olarak sergilenir.
* saman tırmığı erkekliğin, kötülüğün ve çiftçiliğin bir sembolü olarak yorumlanır.
* resimdeki evin panjurları çekilidir ve pencereleri kapalıdır; bu detay, çiftin düşmanca ve korku duyan tavrını vurgular görünmektedir.
recep tayyip erdoğan'la dalga geçen çin medyası
-
(bkz: dalga geçen ülke çıksın beyler cumhur kasıyor)
dünya lideri, dünya devi olacağız diye yola çıktık ama maskara olduk arkadaş gelen geçen dalga geçiyor bu nedir ya!!!
hacettepe tıp mezuniyetinde bakan kızı protestosu
-
yüreklere su serpen protesto.
murat cagan isimli ögrenci, kürsüdeki mikrofonu alarak hem "yüksek seref ögrencisi" ilanini öğrenciler arasinda ayrima neden oldugu icin istemediklerini anlatip hem de acibadem üniversitesi'nden yatay gecisle gelen, ilk 10 bine girememis bakan kizini elestirmistir. kendisini ayakta alkisiyorum.
bu haberi, bu da videosu.
(bkz: hacettepe tıp'a yatay geçişle giren bakan kızı)
fenerbahçe şükrü saracoğlu stadyumu
-
henüz plastik maketler harici bir stadımız yokken yapılmış, güzel bir stad. henüz açılmamış bir stad ile kıyaslayıp "yanına bile yaklaşamaz" demek komik. zira biz türk telekom arena'ya yeni ısınmışken adamlar bu stadı yıkıp yerine daha modernini de yapabilir.
bir takım problemleri olsa da, türkiye şartlarında güzel bir staddır. zamanında gıpta ile bakarken, şimdi dönüp bok atmak fazla abes.
ismail türüt
-
hangi sehre gidiyorsa o sehrin nem oranini yuzde 10 filan artiriyormuş . kasdfda.
tarantino'nun kullanabileceği türkçe şarkılar
-
hiç tarantino izlememiş beyefendi ve hanımefendilerin yazdığı başlık.
şahsi önerilerim:
selda bağcan - gide gide bir söğüde (bkz:https://youtu.be/4cltajalwbc)
ersen ve dadaşlar - derman bulunmaz (bkz:https://youtu.be/dhz9l0b78s4)
zafer dilek - yekte (bkz:https://youtu.be/hljg4c0n7yo)
moğollar - çığrık (bkz:https://youtu.be/_cpfnzygyag)