ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
taksim'e 80 ağaç 50 bin çiçek ve 5 bin gül dikmek
-
"güzel bir bina olacak içinde avm olacak, avlusu olacak" "tabii ki yıkacağız." "yıkılacak dedim yıkılacak" "ağaçlar sökülüp bazıları kesilip başka yerlere dikilecek" durumundan geldiğimiz noktaya bak.
adama eşek gibi ağaç diktiririz, ölenlerin ismini de veririz, çiçekte ektiririz. geziyi vermediğimiz kanıtıdır bu.
bu arada kimsenin kanı yerde kalmayacak. hiç bir çaba boşa değildir.
alman usulü hesap ödemede son kişi olmak
-
(bkz: vurun, daha ölmemiş)
gizem aras
-
ettigi beddualari aynen iaede ettigim bagyan.ayrica 275 begeni almis orda bile iktidar degil la.
logosunu görünce güvendeyim hissi veren markalar
-
uzun yoldayken çiş gelince opet
türkiye ağır bir bedel ödeyecek
-
herhalde 3. köprü ve 3. havaalanı inşaatı durmayacaktır, e marmaray da açık olduğuna göre bu ülkenin başına ne gelebilir ki? bunlarla dünya lideri olmamış mıydık?
şirinler türk olsaydı olabilecekler
-
kürt şirinler türk şirin köyünü bombalardı. şirin baba'da onları sert bir dille kınardı.
eski pazar günleri
-
akşamüstüne doğru bir sıkıntı başlardı... hala da olur böyle..
eski pazar günleri; en çok radyodan dinlenen futbol maçlarının sesi, ütülenen önlüklerin kokusu, yıkanmış çamaşırların ıslaklığı, son ana bırakılmış ödevlerin karın ağrısıydı. cenk koray ve telekutu, evet hayır yarışması, izmir marşıydı. bizimkiler dizisinin bitmeyen vasatlığının hükümdarlığıydı.. eski pazarlar, hafta sonuna sığdırmaya çalıştığımız hayatımızın özgür yanının ellerini yeniden bağlayan saatlerin adıydı. coşkumuzun ağır ağır sönüşüydü. doyulmayan oyunların, müthiş gevşemelerin sonuydu. toparlanma vaktiydi. zira pazartesi ağır misafirdir ayakta karşılanması gereken... istiklal marşı, ve sabahın köründe midenin kabul etmediği zorla yenmeye çalışılan kahvaltılar... henüz hakim olunmayan bir hayatın zorunlu kuralları...
herşeyin bir sonu vardırı en çok hatırlatan gündür pazar günleri bana hala...
amber heard
-
çanlar kendisi için çalıyor.
çalıyor çalmasına da bi bok olmuyor.
şu ana kadar ortaya çıkanları kendisi değil de herhangi bir erkek yapmış olsaydı, dava çoktan erkeğin hayatıyla birlikte kadının lehine sonlanmıştı.
bu kadar delil ve mevzuya rağmen erkek tarafının hala bir şeyleri ispat etmek için kıvranması çok sakat bir durum.
amber heard'ün alacağı ya da almayacağı ceza bir noktada dünyadaki tüm erkekleri ilgilendiriyor bu yüzden.
bir mühendisin en mutlu olduğu an
-
mühendislik yapmadığı an
newgrange
-
dublin yakınlarında mö 3200 yıllarında inşa edildiği tahmin edilen anıt mezardır.stonehenge den dahi eskidir. yapının üzerindeki kubbe, mühendislik harikası olarak kabul edilir. alt tarafları ağır, üst tarafları hafif olan yekpare taşlar öyle üst üste konulmuştur ki, her üste konan taş alttakinden biraz daha dışarı çıkık vaziyettedir. böylelikle, yapının üstünde orta kısımda 6 metre yüksekliğinde altıgen bir baca ortaya çıkmıştır. bacanın sonunda istenildiğinde açılıp kapanan bir kapak taşı vardır. güneş'in dönüm günlerinde yapının içinde çok etkileyici bir ışık huzmesi meydana gelmektedir. yılın en kısa gününün gün doğumundan kısa bir süre sonra, güneş ışığı doğrudan mezar odasına düşmektedir. bundan sonra çeşitli koridor kapılarına ve dev taşlara yansıyarak ilerlemekte ve en son olarak arka duvara kadar ulaşmaktadır. ve bu esnada mükemmel bir ışık huzmesi meydana getirmektedir.diğer bir enteresan konuda yerleştirilen tüm blok taşların ışığın değip yansıyabileceği açıda olmasıdır.