hesabın var mı? giriş yap

  • pazarda bir şeyler satan ilk kadınmış gibi davranılarak yazılmış kıytırık bir hikaye. kızın tam yanında soğan satan teyze var aynı hikayeyi ona neden yazmadınız? cihangirli olmadığı için o teyzeyi kadından saymıyor musunuz ?

  • yukarıda bir entry'de yazılmış, ustalar zaten semte göre fiyat belirledikleri için çok da faydası olmayan yöntemdir.

    güngören'de oturuyorum bir iş için usta ayarlamıştık usta işi tamamladı (1-2 saatlik bir işti) sonra tam gidecekken memleket-meslek muhabbeti açıldı. doktor olduğumu söyleyince adam büyük bir pişmanlıkla "hadi ya" diye iç geçirdi, sonra da abi ben seni öğretmen ya da polissindir diye düşünmüştüm ya valla yanlış anlama da biz şimdi mesela ataköy'den falan aradıkları zaman ona göre fiyat veriyoruz dedi. burası güngören olunca biz uygun fiyat vermiştik dedi. adam neredeyse beni kendisini kandırmakla suçlayacaktı güngören'de oturup usta çağırırken mesleğimi söylemediğim için. *

  • ön edit: metni wikipedia ingilizce sayfasından alıp, anlatım bozukluklarını ve imlalarını gidererek türkçeye çevirdim. heykel muhabbetinden buraya gelenler olursa detaylı bilgi olsun diye.

    edward colston (2 kasım 1636 - 11 ekim 1721) ingiliz tüccar, köle tüccarı, parlamento üyesi ve hayırsever. bristol'de 1340'lı yıllardan beri şehirde yaşayan bir tüccar ailesinde doğdu, başta ispanya, portekiz ve diğer avrupa limanlarında olmak üzere şarap, meyve ve kumaş ticareti yapan bir tüccar oldu. 1680'de köle ticaretine yoğun bir şekilde dahil olmuş ve 1680'de ingiliz kölelerinde ticaretin tekeli olan kraliyet afrika şirketi'ne üye olmuştur. sonraları, 1689'da şirketin en yüksek ofisi olan vali yardımcısı oldu. servetinin ne kadarının köle ticaretinden kaynaklandığı kesin olarak bilinmese de, büyük bölümünün oradan geldiğine şüphe yok.

    colston servetini bristol, londra ve diğer yerlerdeki okulları, hastaneleri, sadakaları ve kiliseleri desteklemek ve desteklemek için kullandı. ismi çeşitli bristol simge yapıları, sokakları, okulları ve colston topuzuyla anılıyor. kurduklarından ilham alan vakıflar hala faaliyete devam ediyor.

    colston, mercers company'ye sekiz yıl boyunca atandı ve 1672'de londra'dan mal gönderiyordu. ispanya, portekiz, italya ve afrika ile kazançlı bir iş, kumaş, yağ, şarap, şeri ve meyve ticareti yaptı.

    kariyerinin detayları da şu şekilde

    1680'de colston ingiltere'nin tekeli olan, afrika'nın batı kıyısı boyunca 1662'den beri altın, gümüş, fildişi ve kölelerde ticaret yapan kraliyet afrika şirketi'ne katıldı. colston hızla şirket yönetim kuruluna yükseldi ve 1689'dan 1690'a kadar şirketin en üst düzey yöneticisi oldu; şirket ile ilişkisi de 1692'de sona erdi. bu şirket, kral charles ii ve kardeşi, city of london tüccarları ile birlikte şirketin valisi olan york dükü (daha sonra kral james ii) tarafından kurulmuştu ve john locke da dahil olmak üzere birçok önemli yatırımcısı vardı. (john locke: ingiliz filozof ve doktor, aydınlanma düşünürlerinin en etkili olanlarından biri olarak kabul edilen ve yaygın olarak "liberalizmin babası" olarak bilinen (daha sonra köle ticareti konusundaki tutumunu değiştirmesine rağmen) kişiydi örneğin.)

    colston'un kraliyet afrika şirketi'ne (1680-1692) katılımı sırasında, şirketin batı afrika'da köle olarak ticareti yapılan ve 19.000'i karayip'e seyahatlerinde ölen 84.000 civarında afrikalı erkek, kadın ve çocuk taşıdığı tahmin edilmektedir. gemilerin çoğundaki koşullardan dolayı, genişletilmiş yolculuklar, gemi mürettebatının ölüm oranlarını, genellikle benzer ve bazen de köleler arasındaki ölüm oranlarından daha fazla etkiledi. köleler, tütünlerinde ucuz işgücü için yetiştiricilere satıldı ve giderek artan bir şekilde, iklim batı afrika'daki anavatanlarının iklimine benzediğinden, afrikalıları kendi ülkelerinden daha uygun hale getiren şeker tarlaları giderek daha uygun olacaktı. köleleştirilmiş afrikalıların bakımı, britanya'dan kasıtlı hizmetkârlara veya ücretli emekçilere göre çok daha ucuzdu.

    colston'un ebeveynleri bristol'e yerleşmişti ve 1682'de bristol corporation'a kredi verdiler, ertesi yıl tüccar venturers derneği'nin bir üyesi oldu. 1684 yılında kardeşinin ticaretini small street'te miras aldı ve st peter kilisesi'nden köleler tarafından üretilen şekeri naklederek st peter kilisesi şeker rafinerisine ortak oldu. ancak colston, hiçbir zaman yetişkin olarak bristol'da yaşamıyordu, londra işini 1708 yılında emekli olana kadar surrey'deki mortlake'den devam ettiriyordu.

    köle ticaretine ve köle tarafından üretilen şekere dahil olmasından doğan servetinin oranı bilinmemektedir ve daha fazla kanıt ortaya çıkarılmadıkça sadece varsayım konusu olabilir. bu gelirin yanı sıra, yukarıda belirtilen normal emtialardaki ticaretinden, para ödünç verme ve büyük olasılıkla diğer dikkatli finansal işlemlerden de para kazandı.

  • yıllardır parçalı bulutlu giden anadolu efes taraftarlığımı en yüksek bağımlılık seviyesine çeken oyun kurucu. kendisinin avrupa'ya gelme sebebi, istediği özgürlüğün nba takımları tarafından verilmemesi. rakip guard'a baskı yaparak 20 dakika oynamak, onun potansiyelinin çok altında bir görev takdir edersiniz ki. nba'deki son takımı boston celtics'te de tamamen bunu yaşamıştı. orada da süperstar kalibresinde oynamak istiyordu ancak fiziksel yetersizliği (boyu 1.81) nedeniyle takımına ciddi bir savunma zaafı yaşatabiliyordu ve daimi bir yedekti. aslında demode uzunların aksine kendi şutunu yaratabilen, hızlı ve atletik kısalar modern basketbolun temel direği. kendisi de "euroleague'e gelmeden önce basketboldan aldığım keyif çok azalmıştı" diyor ve şu an efes'te olmaktan mutlu. genel tavrı, röportajları ve takım ile sahadaki hal ve hareketleri de bunu doğrular nitelikte. kendisine istanbul ve efes'i dallas mavericks'ten takım arkadaşı ricky ledo tavsiye etmiş. kendisi 2016/17 sezonu giresun'da ve kısa bir süre de efes'te oynamıştı. valla ağzına sağlık ricky, ne diyelim.

    larkin, bu sezonki canavarımsı performansı sonrasında illaki nba teklifleri alacaktır. efes'teki özgürlüğünü ona sağlayabilecek bir takım bulduğu takdirde gitmeyi düşünecektir. çocukluğundan beri hall of famer beyzbolcu babası barry larkin'in mirasına layık olma ve nba standartlarının altındaki fiziği nedeniyle kendisine şüpheyle yaklaşanların baskısı altında kendini kanıtlama çabasında olmuş biri. bu yüzden 0 numara giyiyor ve euroleague'de her topa atlıyor, hücumun yanı sıra canla başla savunma yapıyor. bir yıldızdan hiç beklemediğiniz şeyler ve benim de en çok hoşuma giden yanı bu. yukarıda başka arkadaşlar da belirtmiş, gerçekten tarih yazmak için oynuyor. mütevazı yapısı ve zengin bir ailede büyümüş olması sebebiyle bol sıfırlı bir nba kontratına aşırı ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. ancak nba dünyanın en göz önündeki ligi tabii ki. umarım uzun yıllar efes'te kalır ve sinan erdem'de onu izleriz. 90'lar kuşağının da bir naumoski'ye ihtiyacı var sonuçta.

  • gezdirmek, oyun oynatmak, yıkamak, eğitmek, sosyallestirmek vs hiçbir şeye ihtiyaç duymaz.
    koy mamasını, kumunu takılır kafasına göre.

    köpek öyle mi. sabah mesaiye başlarsın köpekle. kediye 10 gün erzak bırak, 10 gün sonda eve gel, niye geldin yarram diye yüzüne bakar.