hesabın var mı? giriş yap

  • bir psiko-cerrahi türü. geliştiren, insanlar üzerinde ilk uygulayan ve hatta bu çalışmaları için 1949 nobel ödülü kazanan antonio egas moniz'dir. beyindeki bir takım bağların kesilmesi işleminin köpek ve maymunlar üzerinde uygulandığını duyan moniz, portekiz'de çalıştığı akıl hastanesinde bu işe girişmeye karar vermiştir. ilk hastası 63 yaşında, yoğun depresyon ve anksiyete yaşayan bir bayandır. ameliyatın hastanın şikayetlerinde kesinlikle iyileşme sağladığını kaydetmiş, ne ki hastayı takip etmek ya aklına ya da işine gelmemiştir. moniz'e yöneltilen eleştirilerden biri de, kayıt kuyut tutmaması dolasıyla da lobotominin uzun vadeli etkilerinin en çok uygulandığı yıllarda karanlıkta kalmasıdır.
    günümüzde ancak diğer tüm tedavi yollarından bir sonuç alınamazsa uygulanmaktadır.
    daha ayrıntılı bilgi için okuyunuz: opening skinner's box

  • - hangisinden kullanayım abi? head&shoulders, clear men, pantene filan var
    + amk hepsinin içine doldurduğun ipek şampuan değil mi?

  • şimdilerde yeni çevrimi izlenen batı cephesinde yeni bir şey yok filminin 1930 yapımı ilk filmi, cumhuriyetin ilk yıllarında siyasete küçük de olsa şekil vermiştir. filmin savaş karşıtı yapısı dönemin alman ve türk siyasi hayatının ve türk-alman ikili ilişkilerinin bir şekilde özeti gibidir.

    1930 yapımı filmi mustafa kemal atatürk istanbul elhamra sinemasında izlemiş. görsel
    1930 yılında almanya'da naziler iktidarda değilken bile önemli bir nufuza sahipti. militarist söylemi eleştiren film, nazilerin karşı çıkmasına rağmen almanya'da gösterime girdi. ama tepkileri de beraberinde getirdi tabi. cumhuriyet gazetesinin haberine göre "milliyetçi sosyalistlerin şiddetle faaliyete geçmiş olmaları nedeniyle film gösterimden kaldırıldı. salonlarda büyük gürültüler yaptılar ve dışarıdan getirdikleri yüzlerce beyaz sıçanı salona bıraktılar. bu yaşananlardan sonra hükümet için geri adım atmaktan başka çare kalmamıştır"

    filmi ülkeye kemal seden getirdi. hatta mustafa kemal atatürk'e özel gösterimi de kendisi yaptı. henüz sansür kurulundan onay süreci devam ederken izletti filmi. osman f. seden'in babasıdır. atatürk filmi çok beğenir ama gerçekçi olması nedeniyle türkiye'de gösterilmesinin sakıncalığı olabileceğini söyler. yanında oturan dahiliye vekili şükrü kaya'ya filmi çok beğendiğini, savaşın getirdiği felaketleri en iyi biçimde anlatan bir belge niteliği taşıdığını, fakat savaştan yeni çıkmış türk halkına bu filmin gösterilmesini sakıncalı bulduğunu, bunun için vaktin henüz erken olduğunu söyler.

    mustafa kemal'in film hakkındaki düşünceleri kemal seden'in filmi gösterime sokma düşüncesini etkiler. ama asıl sebebi, almanlarla olan ilişkilerin yeni yeni düzelmeye başlaması. diplomatik kriz çıkmaması için sansür kurulu filme izin vermeyecekti zaten. adamlar kendi ülkelerinde filmi yasaklayınca biz komple gösterime sokmuyoruz yani. almanlar yenilince biz de yenilmeye devam ediyoruz yani bir şekilde.

    o dönemin bir başka savaş karıştı filmi "batı cephesi dört piyade" filmi almanya'da yasaklı olmadığı için (naziler iktidara henüz gelmediği ve filmle uğraşmadığı için) ülkemizde gösterime girdi. ama naziler iktidara gelir gelmez yasaklamıştı filmi.

    kaynak: gazi'nin sineması kitabı.

  • -- insanlarin guvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih eden insanlardir. (yeterki birileri arkalarindan olumsuz konu$masin)
    -- bir diyalog ba$ladiginda yada size soru sordugunda cevabini zaten biliyordur ve 5. dakikasini coktan kurgulami$tir olayin. (olayin kontrolunu almak ister. i$ini bilir)
    -- bencildirler. (once kendileri gelir, iyiyse ba$kalarina da verir, kotuyse uyarir.)
    -- bir ba$ak burcu erkegine yaptiramayacaginiz hicbir$ey yoktur. yeterki biraz du$unun. (hassas noktasini bulup dalabilirsiniz.)
    -- klasik turk insanidir, gazla cali$ir. (olcup bicer, ona gore yapar)
    -- mukemmel derecede sadiktirlar. (aldatmak onlar icin dunyanin en zor i$idir. zaten ne gerek var heyecana?)
    -- yalan soylemeyi bile beceremezler, beceremedikleri bir$eyi de hayatta yapmaya yeltenmezler. (yalan soylemek yerine soylememeyi tercih ederler)
    -- harbiden zekilerdir. (allah var.)
    -- kararsizligin bokunu cikardiklarini icin ba$kalarindan cok kolay etkilenirler.
    -- insanlarla muhabbet etmeleri cok guctur. cunku bir ba$akla ayni frekansi tutturmak oldukca zordur. ama tutarsa omur boyu surebilir.
    -- tek dertleri anla$ilabilmektir. siz anlasanizda, anlamamaniz icin elinden geleni yapacaktir. (o yuzden belli bi noktadan sonra kasmanin manasi yok. anlamiyosunuz i$te..)
    -- soz verdiklerinde sozlerini ya aciklardan istifade ederek savu$tururlar ya da her$eyi goze alarak tutarlar.
    -- sevi$irken hatun ki$inin sirtinda, bacaginda bilmemneresinde rastladiklari killa, tuyle, sivilceyle ugrasirlar, engeli ortadan kaldirip veya cozumleyip devam ederler.
    -- cozum bulmak onlarin i$idir, bulduklari cozumleri uygulamak ise digerlerinin.
    -- her zaman en az enerjiyle en fazla i$i, verimi nasil elde edeceklerini du$unurler. bu yuzden o kadar tembellerdir ki, yuruyerek cennete bile gidilse bunlar taksi tutmak isteyeceklerdir.
    -- cevabi ona gore olumsuz olan bir soruyu asla sormazlar, reddedilmekten nefret ederler.
    -- feridun bitir modunda olup, altin sozcukleri "yapariz, hallederiz" dir.

  • üzücü olay. ama antalya'ya yolum düşse de yardım etmem. amerika'da oyunculuk eğtimi almak isterse amca o zaman düşüncem değişebilir, gözlerim dolabilir.

  • mafia ii'de, arabayı denize karşı çekip, o manzaraya karşı, radiodaki 1940'lı yılların parçalarıyla ve martı sesleriyle beraber alkol almışlığım vardı evde.

  • gossip girl, s01e09

    -i don't smell like an ashtray
    -but you look like an ass-tray

    türkçesi:

    -küllük gibi kokmuyorum
    -ama büllük gibi gözüküyorsun

    jasahsgasgfjagsfjas