ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ilkokul 2'ye giden kuzenime yaş problemi çalıştırırken:
ben: bak şimdi sıra arkadaşının yaşı seninkinden 1 fazlaymış ikizin yaşlarının toplamıysa 15 miş. bu durumda sıra arkadaşının yaşını nasıl bulursun?
kuzenim: sıra arkadaşım değl mi döner sorarım sen kaç yaşındasın diye!
sokak köpeği
-
az önce bunlardan tamamen zararsız bir tanesine durduk yere amelenin birinin (mesleği amele) taş attığını ve taşın hayvanın sırtına isabet ettiğini gördüm. hep böyle internette falan bu hayvanlara işkence edenleri görüp iç geçirirdim, "şunlardan biri bir gün elime düşecek" diye, o gün bu günmüş. kendisini nazikçe (!) uyardım, bir daha yapmayacağına dair söz verdi yalvarırcasına (?). kıyamam (!).
diyanet'in 4 ayda 3.8 milyar lira harcaması
-
camiler bile açık değilken yapılan harcamadır.
dilek doğan'ın vurulma görüntüsü
-
polis kelepçe diyor kanım dondu. insan ambulans çağırır, acil müdahale eder birşey yapar. allah kahretsin sizi.
yaşanmak istenen film ilişkisi tipi
-
gülen gözler'deki fikret&vecihi ilişkisi. bu kadar romantik bir aşkı yabancı filmlerde bile görmedim.*
hayata dair gülümseten detaylar
-
babanın bir bacağı kesilmiştir. en başta kendisi, başına gelen bu durumu büyük bir metanet ve hatta esprilerle karşıladığı için; ailece iyi atlatabilmişizdir. yani ne kadar iyi atlatabilirsek. protez takılana kadar babanın daha rahat dolaşabilmesi için, kendisine bir tekerlekli sandalye alınmıştır. baba, anne ile birlikte yaşamaktadır ve anneden bir telefon gelir.
- kedi, naber?
- ne olsun annem. almanca çalışıyorum. münih'e gideceğim ya.
- aa! ne güzel. bir şeyler öğrenebildin mi bari?
- öğrendim. du bist meine lokomotive andreas!
- ne demek?
- asdfghjk! boşver! babam nasıl?
- çok iyi. şimdi deniz kıyısındayız, çay içiyoruz. hava almaya çıktık. babanın fotoğraflarını çektim arabasıyla. hatıra kalsın diye. yakında ihtiyacı kalmayacak ya nasıl olsa. (gülüşmeler...)
işte bu cümleden sonra, telefonun ucundan gelen babanın kahkahasını duymak...sizin için pek bir şey ifade etmiyordur ama, benim için nasıl güzel bir detaydır anlatamam.
ebru gündeş'in taktığı 85 bin tl değerindeki saat
-
türkiye'de devrin, alışkanlıkların, utanma duygusunun ne kadar değiştiğini gösteren saat.
80'lerin başında elimde tereyağlı ekmek ile sokağa kaçmaya çalıştığım çocukluk yıllarımda annem bana "oğlum, öyle dışarı çıkılmaz, onu alamayanlar var, hem diğer çocukların da canı çekebilir" şeklinde uyarılarda bulunurdu.
şimdi iste gösteriş, sonradan görmelik ve yüzsüzlük prim yapıyor.
abdulhamit'in torununun ev yapımı salça satması
-
ben bir sakınca görmüyorum. bu ülkedeki her vatandaş nasıl parayı emeğiyle kazanıyorsa, bunlar da galatasaray adasını falan istemek yerine emeğiyle para kazanmayı öğrenecek.
ayrıca fırsat ve ortam bulsa tepemize çıkacaklar, bırakın salça malçayla oyalansınlar.
bamya yiyordum aklıma geldin diye mesaj atan kız
-
"kalbimiz birmiş ben de kaşarlı tost yiyordum" diye cevap yazılarak nezaket gösterebileceğiniz kız.