hesabın var mı? giriş yap

  • pizzanızın hamuru nasıl olsun istersiniz?

    -ince
    -klasik
    -kalın
    -ince kömürlü
    -klasik kömürlü
    -kalın kömürlü

    gibi seçenekler sunabilen pizzacı.

  • insanların makyajlı-makyajsız hallerine şaşıran insanların ekseriyetle kız arkadaşı olmamış erkekler ve ne kadar makyaj yapsa da güzelleşemeyen kadınlar olduğunu sanıyorum.

    ünlü veya değil insanlar böyledir. bir insanı ilk görüşmelerinizde makyajlı gördüyseniz ilk makyajsız gördüğünüzde size çirkin gelir. eğer ilk görüşmelerinizde makyajsız gördüyseniz, ilk makyaj yapışında "vay be güzel kızmış" etkisi yaratır. makyajın gücü*

  • dünyadaki en büyük* penguen kolonisine* ev sahipliği yapan aktif volkanik bir ada. uruguay'dan antartika'ya bir çizgi çeksek tam ortada kalır. ha ben neye mi takıldım? burada yaşayan penguenlere. kayalıkların üzerinden 20 metreye kadar yükselen dalgalara karşı öncelikle okyanusa atlamaları gerekiyor. kayalara çarpmadan sağ kalabilirlerse tabi. sonrasında 50 mil boyunca yüzüp bebelerine yemek bulup midelerinde saklamaları lazım. bu arada bebeleri ya açlıktan ya da anneleri onları bir yırtıcı kuşa karşı savunurken ölmezse tabi. sonra dönüş yolu yine aynı kayalıklar bu sefer çok daha tehlikeli, dalgalar onları alıp kayalara acımadan vuruyorlar, midelerinde taşıdıkları yemeklerinden dolayı daha da ağırlar. karaya çıkabilenler için o kalabalığın içinde anne ve çocuklarına ulaşmak için 2 mil daha yol yürümek zorundalar. bu entryi yazma nedenim ise o ebeveynlerden birinin karaya çıkabilmek için ayağının yaralanması tüm vücudunun kan içinde kalması ama ona rağmen yürümeye devam etmesi ve benim bugün de gözümü dolduracak bir canlı bulmam. neyseki pandalar var. hadi gittim ben.

    (bkz: planet earth ii)

  • bir perakendecinin ucuza mal satmasının o ürünün sahte olmasını meşrulaştırması gibi bir algı var bu millette. yukarıdaki her dört entry'den üçü "bim'den bal mı alınır ehehe" şeklide. cevap vereyim, alınır. eğer ki bir firma sattığı şeyin bal olduğunu iddia ediyorsa size bal satmak zorundadır. fiyatının ne olduğu bu noktada önem arz etmez. taahhüt ne ise onu karşılamak zorunda. bu, onların hukuki, insani ve etik zorunluluğu.

    anlıyorum ülkedeki denetimsizlik, başıboşluk sizi hukuka guvenmek yerine kendi önleminizi almak zorunda bırakıyor. ancak bim, a101 vb ucuzluk marketlerinden alışveriş yapan insanları neredeyse başlarına gelenden oturu suçlayan söylemlere girmeniz bu yapilan sahtekarlıkları normalleştirmekten başka bir işe yaramıyor. ülkenin yüzde bilmem kaçı yoksulluk yüzünden bu marketlerden başka bir yerden alışveriş yapamıyor. 2 paket kuru gıda, birkaç poşet pörsümüş sebze için 500 lira ödeyecek gücü olan kaç kişi var koca ülkede? buralardan alışveriş yapan yapmayan herkesin bu sahtekarliklara en yuksek perdeden tepki gostermesi gerek, aksi halde parasiyla bile yiyecek gerçek gıda bulamayacaksınız.

    mesajlar sonrası edit: malın ucuz ya da pahalı olması kalite ya da güvenirlilik konusunda bir ölçüt değil. pahalı ürünlerde de dünyanın sahtekarlığı dönüyor. asıl sorun hesap verebilirligin olmaması, denetimsizlik, hiçbir suçun bedelinin olmaması. bu sahtekarlığı yapan firmalar teşhir ediliyor, sonra ne oluyor? koca bir hiç. o kadar çok sahtekarlık var ki teşhir listelerini uzunluktan okuyamıyoruz bile. bu firmalar kapatılmıyor, fabrikalar muhurlenmiyor, bunları satan perakendeciler caydırıcı yaptırımlara maruz kalmıyor. teşhir edildikten sonra aynen devam ediyorlar. yani mesele bim ya da "ucuza x mi olur" meselesi değil. mesele bir toplum sağlığı meselesi. paranız olsa da olmasa da bunlara karşı yüksek perdeden bir tepki getirmek bir vatandaşlık görevidir.

    edit 2: debeye ilk sıradan girmişiz, bu saat olmuş hala özelden anama söven olmamış. sözlüğün kalitesinde bir iyileşme var sanki.*

  • binaya her geldiğimde asansörü 6. katta buluyordum. polat alemdar gibi ben de ilk seferinde olabilir dedim. ikincisinde tesadüf dedim. üçüncüsünde ise bu işte bir ibnelik var diyip asansörden indikten sonra bekledim. asansör ben inince , otomatik olarak yukarı çıktı ve 6. katta durdu. bekledim ancak inen de olmadı.

    meğer benim komşum olan şahıs *, asansörcüyü kafalayıp , her seferinde kendi katına (6. kat) çıkacak şekilde ayarlatmış.

    sonraki bakımda düzeltdi ve her seferinde otomatik olarak zemin kata göndermesi şeklinde ayarlandı.

    bu düşünce veya ayar , her ne kadar enerji sarfiyatını artırsa da binaya giren için elinin dolu olması veya acil ihtiyacı olması açısından güzeldir.

  • tahminimce sebepleri sunlardir:

    - televizyonlar telefon, bilgisayar kadar sik yenilenen urunler degil. televizyonlarin omru uzun ve her sene yenisini satmalari zor.

    - hadi cikardilar ve sattilar diyelim. bunun kurulumu ve teknik servisi icin yepyeni bir operasyon ekibi kurmalari gerekecek. televizyon bozuldu diyelim, “hadi koca tv'yi duvardan sok getir, magazada genius bar ilgilensin” gibi bir durum olamaz.

    - piyasa zaten buyuk ureticiler tarafindan paylasilmis. rekabet etmek icin televizyona ne ozellik ekleyebilirler bilmiyorum. ekran cozunurlugunu arsa cikarsalar bu sefer de piyasadaki icerikler ve standartlar izin vermez.

    - akilli televizyon icin zaten apple tv var. sifirdan akilli televizyon uretmek mantiksiz. herhangi bir televizyonu akilli hale getirebiliyorlar zaten.

  • isvec, norvec, almanya, hollanda gibi ulkelerde gocmen isciler digerlerinde ise expat muhendis ve yoneticiler oldugu icin son derece normal bir durum.