ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
duş jeli
-
ucuzunu almayın ne çıkacağı belli olmuyor. ailem almış yaklaşık bir litre. üzerinde leylak yazıyor ama bildiğin misk yağı kokuyor. kendimi günahsız hissediyorum şu an.
karı koca ayda toplam 6 bin tl kazanmak
-
gerekli şeylerden kasıt nedir bilmiyorum ama 2019 yılı türkiyesinde temel ihtiyaçları bile karşılama konusunda şüphe uyandıracak bir rakamdır. neden diye soracak olanlar için
(bkz: çünkü amk ülkesinde herşey çok pahalı)
mesaj editi: gelen mesajların yüzde 90'u şey ayrı yazılır, 6000 rakam değil sayıdır üzerine, gerçekten yorumsuz.
tek gecelik ilişki teklifini reddeden erkek
-
teklif karşı cinsten gelmemiş olabilir.
10 gençten 6'sı yurtdışında yaşamak istiyor
akılda biri varken başkasıyla beraber olmak
-
herkes kötü diyor, adice diyor, çirkin diyor tamam ama beynine nasıl söz geçirebileceğini söyleyemiyor kimse. aksi de mümkün olmuyor işte kimi zaman. misal benim kira borcum 3 olmuş, ev sahibim gitmiyor aklımdan, gitmiyor amk. ne yapayım lan ne yapayım ben, manitayı mı terk edeyim, ne edeyim. konuşurken herkeste laf bol tabi.
serenay sarıkaya ve barbara palvin'in mavi reklamı
-
sektörün içinden biri olarak söyleyebilirim ki reklam tamamen başarısız, mesaj yeterince kuvvetli değil ve görsel olarak tatmin etmiyor. sektör dediysem reklam değil lan, 31 sektöründeyim ben.
burak ağdemir
-
illüstrasyon ile meşgul olan bir arkadaş. özellikle yeşilçam efsaneleriyle alakalı nefis çalışmalarına rastladım. ilgili çalışmalarını instagram üzerinden paylaşıyor.
yaran fıkralar
-
üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
*idam sehpasına ilk papaz çıkarılır. başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
– son sözün nedir?
der ki:
– ben tanrıya inanıyorum, o beni kurtaracaktır.
giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
– onu serbest bırakın; tanrı onu korumuştur.
böylece papaz idam edilmekten kurtulur. sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
– demek istediğin en son söz nedir?
der ki:
– ben papaz gibi tanrıya inanmıyorum. ama adalete güveniyorum.
giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur.
bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
– adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur.
sıra fizikçiye gelir. ona da;
– son sözünü söyle derler
der ki:
– ben ne tanrıya inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim... bildiğim tek şey şudur: giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar.
toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır.
debe editi: yaran fıkra olmaktan ziyade düşündüren bir fıkra... debe için teşekkürler.
edit: bu fıkra mükerrerdir...
yaşlandıkça daha az konuşmak
-
hiçbir zaman hikâyenin tamamını anlatamayacağını; anlatamayacak kadar büyük parçalarında saklı olduğunu bilmek.
çok konuşmanın hiçbir faydasının olmadığını görmek.
olgunlaşmak.
kaliteyi çokluğa tercih etmek.
yorulmak.
başbakanın duygu durumundan endişe ediyoruz
-
türk tabipleri birliğinin bugün yaptığı basın duyurusunun başlığıdır.
biz de. biz yani, berkinin, burakcanın, ali ismailin, ethemin, mehmetin aileleri. gezide yaralanan, hakarete uğrayan, taciz edilen herkes.
başbakan erdoğan’ın duygu durumundan
endişe duyuyoruz!
“gezi olaylarını faiz lobisi çıkardı.”
“dolmabahçe camii’nde içki içtiler.”
“benim başörtülü bacılarıma saldırdılar.”
başbakan recep tayyip erdoğan’ın gezi direnişi’nden bu yana kullandığı ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı dili hekimler olarak kaygıyla izliyoruz.
dün gaziantep mitingi’nde berkin elvan’la ilgili söylediklerini dinlediğimizde ise dehşete kapıldık.
normal/de hiç kimse çocuklarını kaybetmiş iki aileyi karşı karşıya getirmeye çalışmaz.
normal/de hiç kimse ekmek almaya giderken polis tarafından başından vurulan, 269 gün ölümle pençeleştikten sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan etmez.
normal/de hiç kimse oyun çağında öldürülen bir çocuğun mezarına konan oyuncak misketleri “demir bilye” olarak çarpıtmaz.
normal/de hiç kimse daha iki gün önce evlâdını toprağa vermiş bir anneyi miting meydanında yuhalatmaz.
bizler hekimiz.
insanın bin bir ruh halini, bin bir duygu durumunu biliriz.
başbakan erdoğan’ın duygu durumundan endişe duyuyoruz.
fevkâlâde endişe duyuyoruz.
kendisi, çevresi, ülkemiz adına endişe duyuyoruz.
endişemizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
türk tabipleri birliği
merkez konseyi
http://www.ttb.org.tr/…/haberler/basbakan-4447.html