hesabın var mı? giriş yap

  • ç: çocuk, 3 yaşında, dişi
    b: bob, yani ben
    a: çocuğun annesi, benim ablam
    mekan: seyir halindeki arabanın arka koltuğu

    b: (çocuğun elindeki tüylü ve biçimsiz oyuncağı göstererek) ay oyuncağın çok tatlıymış adı var mı?
    ç: (önde oturan annesine yönelerek) anne biz dışarıda mıyız yoksa içeride mi?
    a: dışarıdayız ama biz bize olduğumuz için de içeride sayılırız.
    b: bunun oyuncağın adıyla bir alakası var mı?
    ç: bunun adı aslında tüylü bok. ama biz dışarıda ona tüycük diyoruz.
    b: anladım.

  • ilk defa bugün duyduğum ve hayran kaldığım bir tane var ki;
    '' alt geçitte indiriyorsun''

    bu nasıl bir özgüvendir allahım. bunu söyleyen adam indikten sonra, yol boyunca defalarca içimden provasını yaptım. kendimi dışardan bunu söylerken düşlediğimde ise gördüklerimden hiç hoşlanmadım. yakışmadı hiç.

    zaten bütün o içimden geçenlerden bir tanesini dışarı yansıtabilsem, ancak şöyle olurdu herhal;
    - ışıklarda indiriyorsun...mu?
    - ışıklarda indiri.. iniyim mi?
    - ışıklarda indiriyorsunmiyim?

    yok abi ben ezik ve asosyalim. bu fobiyi aşmak kolay değil.

  • sınavdan önce 09:45'te kapıların kapanacağı söylenmiş mi ? söylenmiş. arada kalan 15 dakika içerisinde sınavla ilgili bilgilendirme ve kitapçığa işaretleme işlemleri yapılacak. bu arada öğrenciler doldurmaları gereken yerleri öğretmenlerin direktifleriyle dolduracak. bu süre bunun için var. sen 09:47'de geleni içeri alırsın. 09:50'de gelen onu aldın beni de al der. 09:55'te gelen 5 dakika önce gelen girdi ben de gireceğim der. sınav başladıktan sonra 0.1 puanın bile hayati önem taşıdığı bir durumda geç kalmış bir öğrencinin kitapçık doldururken sürekli öğretmene soru sorup konsantrasyonunuzu dağıtması da hiç hoş olmaz. sınav nasıl başlarsa öyle gider. içerideki 29 öğrencinin geç kalan 1 öğrenci yüzünden bir paragraf sorusunu tekrar okuması 30 saniye kayıp demek. tabii ki ellerinde olmayan sebeplerden dolayı geç kalmışlar ama bence bu durumda yapacak bi'şey yok.

  • fatih altaylı'nın, türkiye'yi bekleyen büyük tehlikeye karşı herkesi uyarması durumudur.

    bakın ne demiş:

    --- spoiler ---

    sıra iran'da mı?

    bundan 17 yıl önce idi.

    ak parti iktidarının ilk yılları.

    1999 yılında uluslararası bir anlaşma (ottawa) ile oluşturulmuş bir projeye türkiye de 2003 yılında imzasını attı ve 2004 yılında yürürlüğe koydu.

    sınırlardaki mayınların temizlenmesi.

    türkiye bu anlaşma kapsamında 2010 yılında sınırındaki mayınları temizleme kararı aldı.

    suriye sınırındaki mayınları.

    900 kilometrelik bir alanda mayınlar temizlenecekti.

    mayın temizleme işini ise bir israil firmasına veriyorlardı az kala.

    ülkede kıyamet koptu.

    kıyameti pek takan olmazdı da aym ihaleyi iptal etti. ve henüz daha aym kararlarına uyulduğu bir dönemdi.

    iş tsk’ya kaldı.

    türkiye suriye sınırındaki mayınlar temizlendi.

    sonrası malum.

    1 yıl sonra suriye karıştı, karıştırıldı.

    5 milyona yakın suriyeli mayınları temizlenmiş sınırdan geçerek türkiye’ye geldi.

    şimdi onlarla iç içe yaşıyoruz.

    ve bir yandan da dua ediyoruz ki, rusya destekli esad kendi ülkesi sınırları dahilindeki idlib’e girmesin ki, bir 4 milyon kaçak göçmenimiz ve 30-40 bin yeni teröristimiz olmasın diye.

    bunu niye anlattım?

    şimdi bir sınırımızda daha mayın temizleme çalışması başlatılıyor ab desteği ile.

    hayırlısı ile pek yakında iran sınırımızdaki mayınlı araziler de mayından temizlenecek.

    niye şimdi diye düşünmeden edemiyor insan.

    zamanlama manidar geliyor biraz aklı olana.

    türkiye sınırlarını temizliyor, geçilebilir hale getiriyor avrupa birliği desteği ile, avrupa birliği ise türkiye ile olan sınırlarını yüksek duvarlar ile tahkim ediyor, yetmiyor yunanistan, türkiye sınırına en yakın yere abd askerlerini yerleştiriyor.

    biz ise anayasa’nın ilk dört maddesini mi değiştirsek yoksa tanzim satış mağazaları mı açsak diye tartışıyoruz.

    anladık tarihten ders almıyoruz ama 2011’de olanlar da tarih sayılmaz be kardeşim.

    balık olsa unutmaz.

    b’si olmasa da unutmaz.

    --- spoiler ---

    kaynak burada

  • ege (8) ile telefonda...

    ege: anne ben 150 lira topladim bu bayramda...
    romica: oo super oglum, benim bile o kadar param yok
    ege: kac poundun var senin?
    romica: cebimde 50 pound kaldi.
    ege: yani kac lira?
    romica: 125 lira kadar...
    ege: simdi' ben turkum ya, gidip bir ingilize 200 lira versem bana kac pound verir?
    romica: 80 pound kadar...
    ege:oha amma da az, neden?
    romica: kur farki oglum, ekonomi mi anlatayim sana telefonda simdi?
    ege: peki bir ingiliz gelse de bana 200 pound verse ben ona kac lira veririm?
    romica: 500 lira...
    ege: niye salak miyiz biz, butun insanlar esit degil mi? ben niye daha cok veriyormusum!
    romica: ingilizle para alisverisi yapmayiver be oglum...
    ege: gunahimi vermem zaten de, mesela anne, bir iskoc bana 200 iskoc parasi verse...

  • gunumuzde canli di$te uygulanacaksa, di$ uyu$turulmadan yapilmayan tedavidir. lakin eger dis nekroz* ise o zaman uyu$turulmasa da zaten canli olmadigindan hissedilmez.
    tedavi esasi soyledir:
    di$in kokunde pulpa denilen kisim, damar ve sinir demetlerinden olusan disin canli kismidir. di$in pupasinda bir iltihap oldugu zaman disin damar-sinir paketi olmu$* olur. bu olu dokuyu vucuttan cikartmak gereklidir. cunku vucuttaki her olu doku yabanci cisim gibi algilanmaktadir, ve vucut yabanci cismi di$ari atmak istemektedir. bu di$ari atim iltihap ile gercekle$ir ve di$in icinde olu$an iltihap, di$ten di$ariya cikamayinca basinc yaparak $iddetli agriya neden olmaktadir. bu a$amada hicbir agri kesici etki etmeyecektir. zira o di$in artik canli olmayan pulpa dokusunun cikarilmasi ve iltihabin bo$almasina izin verilmesi gereklidir.
    di$hekimi olu olan di$in icindeki olu sinir dokusunu cikartmak icin di$in pulpa kismini cikarir. fakat o damar-sinir paketi cok ince bir sahada konumlanmi$tir disin icerisinde. yine de yerinden cikarilan damar-sinir paketinin bulundugu bolge bo$ kalirsa, o bolgeye kok kanali yoluyla, bakteriler yine yerle$erek tekrar iltihaba neden olabilmektedirler. bu nedenle, o damar-sinir paketinin bo$altildigi bolge doldurulmalidir. cok ince olan bu kok kanalinin geni$letilmesi gerekir doldurulmaya musait olabilmesi icin. o yuzden de tirnak torpusune benzeyen, kok kanalini geni$letme amaciyla kullanilan kanal aletleri devreye girer. bu a$amada hasta bir$ey hissetmez, sadece kanal geni$letilir, bu i$leme kanal egeleme denilir. kanal egeleme i$lemi esnasinda ortaya cikan birikintileri uzakla$tirmak amaciyla kok kanali ici temizleyici solusyonlar yardimi ile yikanir. bu yikama islemi, ince olan kok kanalina sadece enjektor girebilecegi icin, enjektore solusyonun cekilmesi ve enjektorun ucunun uygun $ekilde kivrilmasi ile gercekle$tirilir. iyice geni$letilen ve yikanan kok kanalinin doldurulmadan once kuru olmasi gereklidir. bu amacla ise siki$tirilmis kagittan olu$an yine kanal egelerine benzeyen fakat beyaz renkte ve kagittan yapilmis kagit konlar kullanilmaktadir. kuru olan kok kanali yine kagit konlara benzeyen fakat bunlarin daha plastik gorunumunde olup portakal renkli guta-percha denilen konlar ile doldurulur. guta-percha tum kok kanalina yerle$emezse diye de bir toz ve sivi kari$imi, bu guta-percha nin cevresine surulur ve kanal sizdirmayacak sekilde tikanir. daha sonra boyu uzun gelen guta-perchalar isi* yardimi ile kesilir. yine sizdirmayacak sekilde bir kaide maddesi ile kapatilan kanal agzinin uzerine daha sonra daimi dolgu uygulanir. bu daimi dolgu ise, di$in konumuna ve harabiyetine gore beyaz renkli estekik dolgu* veya amalgam dolgu olabilmektedir.

    not: korkulacak bir tedavi degildir. sizin 32 di$inizin 32si kanal tedavisi gormu$ olabilir. fakat takdir edersiniz ki di$hekiminiz sizin agzinizdaki di$ sayisindan daha fazla sayida yapmi$tir bu tedaviyi.
    agri ve aci acisindan korku olmasi yersizdir. fakat tedavi illa ba$ari ile sonuclanacak ve o di$ bir daha iltihap yapmicak diye garanti verilemez. tipki hicbir hastaligin tedavisinin bir garantisinin verilemedigi gibi..
    *