hesabın var mı? giriş yap

  • rapor almak için arkadaş acile girer ve böbrek taşı döküyor numarası yapar. ağrı kesici vurucaz derler rapor için iğnenin altına yatar. sonra rapor için teşhis lazım, tahlil lazım derler. idrar tahliline gönderirler. 'lan bende taş yok ne yapacam' diye düşünen arkadaş idranının içine bahçeden bulduğu bir kaç küçük taş parçasını atar.

    tahlil yapan cihaz bozulur.

    bunu yapan arkadaş sözlükten bilinen biri, isteyen olursa ifşa ederim memnuniyetle :)

    aylar sonra gelen edit: onca sorudan sonra artık yazayım dedim. bu aklı selim arkadaşımız emre islekk

  • (bkz: tutuklanarak cezaevine gönderildi)

    protesto edecek herhangi bir şeye yer açmadan, suçlu bulunmuş ve tutuklanmış öğretmen.

    bak şimdi gerizekalı:

    1) olay hakkında yayın yasağı getirilmiş mi?

    hayır.

    2) eğitim-sen olayın üstünü örtmeye çalışmış mı?

    hayır.

    3) bazı(!) medya kurumları bu olayı uzunca bir süre görmezden gelmiş mi?

    hayır.

    4) bakanlar vs çıkıp "eğitim-sen'i karalamaya" çalışıyorlar diye olayı saklamaya ve kurumu korumaya çalışmış mı?

    hayır.

    5) yasal olarak dernek ve vakıflar ilköğretim için yurt açamazken; böyle bir durum var da eğitim-sen için, hükümet tarafından, görmezden geliniyor mu?

    hayır.

    6) "'çocuk istismarını engelleme komisyonu"nun kurulması; birilerini korumak adına, belli bir parti tarafından engellenmiş mi?

    hayır.

    tekrar edelim: (bkz: tutuklanarak cezaevine gönderildi)

    bu insanlar güya müslüman diye oy veriyor malum partiye: ahlaksızlık ve akılsızlık dinleri olmuş.

    edit: jelibonlar yitiren adam uyardı; 5. maddenin anlamı hatalıydı, düzeltildi.

  • akp'ye hiç oy vermediği halde tüm saçmalıklara katlanmak zorunda olan kesimdir.

    demokrasi kavramı, cahil toplumlar için yeniden dizayn edilmeli.

  • konuya iliskin hos bir hikayede soyledir. ivy league'deki okullardan birinin bahcesinde* meshur bir finans profesoru ogrencileriyle yuruyormus. birden biraz ilerilerinde yerde 20 dolarlik bir banknot gormusler ve hemen onunde durmuslar;
    profesor: "cocuklar hepimiz serap goruyoruz, piyasalar o kadar etkinki simdiye kadar mutlaka birisi bu parayi farkedip almis olmali"

  • birkaç yıldır ara ara aklıma gelen ve beni aşırı üzen durum. ergenliğimden beri gerçek anlamda zevk aldığım tek şeydi yazın müzik festivallerine gitmek. alkol alınamayan bileklikle alkol almak için yol kovalayan halimizden, tamamında alkol yasaklanan festivale uzanan yolda buna şahitlik etmek o kadar üzücü ki. 26 yaşındayım ve ülkedeki en güzel festivaller ben 22 iken bitti.

    en güzel zamanlarımızmış bilememişiz. iyi isimler geldikçe hep daha iyilerinin hayalini kurardım bir sonraki yaz için. keşke bilseydik elimizden kayıp gidecek bu diye. şahsen bana her sene öyle olacak gibi geliyordu, çünkü niye olmasın ya çok saçma. bugünler de aydınlığa çıkacak elbet, kimse eyüp sınırları içinde diye efes one love festival'de hem efes ismini hem alkolü yasaklayamayacak. ama işte, ben de bir daha 26 olmayacağım. gençliğimizi sömürdünüz.

  • bu adam ya da kadın;

    ortak bir hobinin paydasında buluşup, yıllardır kurduğun hayallerine baş rol olmayabilir.

    senin yerken mutluluktan gözünü yaşartan balığı, ağzına sürmeyebilir.

    tuttuğun takımı tutmayabilir.

    en sevdiğin filmi hiç izlememiş, en sevdiğin kitabı hiç koklamamış, en sevdiğin şarkıda hiç göz yaşı dökmemiş olabilir.

    aynı dili bile konuşmuyor olabilir.

    senin ak dediğine o kara bile diyebilir.

    ama günün sonunda, sana sarıldığında içinde yılların kırdığı ne varsa iyileştiriyor ise , dünyanın en güzel ipeğini onun teninde, en güzel kokusunu onun boynunda buluyorsan, evlenmek için geçerli ve güzel nedenin var gibi.

    " senin bir yönün var, orada durur yaşarım"
    (bkz: turgut uyar)