hesabın var mı? giriş yap

  • buradan hepsine seslenmek istiyorum; bütün mavi ve yeşil gözlüler objektife iyice girin tamam mı la.. iyice yapıştırın yüzünüzü makineye aferin. yoksa allah korusun anlayamayız renkli gözlü olduğunuzu..

  • hayvanın hayattan bezmişliği, çaresizliği suratından okunuyor aslanlığı bile kalmamış. arapların ne kadar boş, görgüsüz ve cahil bir toplum olduğunun kanıtı gibi video.

  • bu zat kembirç'te prof. muş zamanında. bi düşünün:
    -çocuklar bu akşam yeni bişi keşfettim.
    -yaaa. yinemiiiii?
    -uffffffff.
    -calculus diye çok hoş bişi.
    -eeee
    -şimdi annatıyorum, finalde sorumlusunuz.

  • net değil brüt 22 bin lira olması durumu. onun neti olsa olsa 17 bin olur. kemal kılıçdaroğlu net olarak asgari ücretin 2,5 katı olacağını söyledi. aradaki farkı siz hesaplayın artık.
    ayrıca niye seçimden sonra? sen iktidarsın. istesen şimdi anında yaparsın, seni tutan ne?

    not: devlet memuruyum. değil 22 bin tl, ev araba yat kat verse yine oy vermem ve benim gibi milyon tane memur var.

  • öncelikle shakespeare bütün edebiyat tarihinde tek gerçekten. türkçe olarak peter brook'un "shakespeare'i anımsamak ve unutmak"** diye bir metnini buldum geçen ay, o iyi bir başlangıç olabilir sanırım. onun dışında yine peter brook, tom stoppard ve thomas ostermeier'in hamlet'e bakışının çok doğru olduğunu düşünüyorum, özellikle ostermeier'in hamlet'i internetten falan bulunuyorsa izleyin gerçekten. şurada da çok iyi olmasa da yine bazı şeylerin çok iyi anlandığı bir hamlet var, üstelik david tennant oynuyor hehe: http://www.youtube.com/watch?v=u-nlnsq3p7y

    bu kısmı sadece birileri "andromaque hamlet'i döver" dediği için yazdım aslında, hamlet edebiyat tarihinin en güçlü metinlerinden biridir çünkü. bu yüzden shakespeare'i pek katmadan devam edeceğim:

    20. yy öncesinde fransız edebiyatı herhangi başka bir ülkeden çok daha büyük ve önemli bir birikim yarattığını düşünüyorum. gerçekten çok güçlü entelektüel çevrelerin birbirini takip ettiği ve birbirinin üstüne inşa ettiği bir kültür yaratılıyor çünkü. corneille, racine, moliere, hugo, balzac etc. birkaç isimle geçeceğim, keza takdir edersiniz ki yoksa zaten gider sınavıma çalışırdım.

    ingilizlerin de eli armut toplamamış. milton, dickens, austen, keats falan gibi nefis bir külliyat yaratmışlar. onlara da afferin.

    20. yy ise gerçekten iki ülke edebiyatının da bi rahatladığı bir dönem. fransa breton'la falan iyice bir ayaklanıp ordan artık allah ne verdiyse genet'siyle sartre'ıyla vian'ıyla perec'iyle güçlü bir 11 yakalamış. ingiltere'de de bu dönemde woolf, orwell, stoppard ve -benim gözümde 20. yüzyılın en önemli yazarlarından- douglas adams nefis şeyler yazmış. ayrıca sarah kane'i de ekliyim dedim çünkü çok seviyorum.

    böyleyken böyle. fransızlar mı ingilizler mi döver konusunda çok bir şey söyleyemeyeceğim: fransız edebiyatının daha istikrarlı ve verimli olduğunu düşünüyorum fakat ingiliz edebiyatında da gerçekten eşi benzeri olmayan eserler mevcut. ayrıca ingiliz edebiyatına henüz o kadar hakim olmadığım için kaçırdığım önemli isimler de vardır muhtemelen. onları da okurum zamanla, hayat bana güzel resmen.