hesabın var mı? giriş yap

  • la gassaraylilar, güzel günler geleceği umuduyla elenmeyi arzu etmeyin boşa. bakin ben fenerliyim. güzel günler gelir diye gassaray bize 6 atsin bile istedim. rezil olduğumuzla kaldik. gitmiyor aziz, azizler. beyligin bir günü de beylik. yenip eleyip mutlu olun. ilerde güzel günler görmeyeceksiniz. bak bizim alex olayından sonra siz de on numaranızdan gözlerinizin önünde koparildiniz. güzel günler yok. burası türkiye. 2002'den beri iyiye giden tek bir şey var; malum kişinin ölüm gününe yaklaşıyor olmamiz. öptüm hepinizi. byess.

  • fbi, eleman alımı için duyuru yapar. üç kişi başvurur. fbi binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır. ilk adam içeri alınır ve şu sorular sorulur:

    'karını seviyor musun?'
    'evet, efendim.'
    'ülkeni seviyor musun?'
    'evet, efendim.'
    'pekala, biz karını da getirdik. şu an yan odada.' ve masanın üzerine bir tabanca koyar. 'şimdi odaya gir ve karını öldür!'

    adam silahı alır, yan odaya geçer. 5 dakika hiç ses duyulmaz. adam tekrar ilk odaya geri döner. kravatı gevşemiş, ter içinde kalmıştır.

    'yapamayacağım efendim.' ve orayı terk eder. ikinci adam içeri alınır. aynı sorular, aynı yanıtlar... ve ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. adam da yapamayacağını söyler ve ayrılır.

    son adam temel içeri girer. aynı sorular. aynı cevaplar. ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. temel içeri girer. 5-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye başlar. 'bam, bam, bam, bam, bam, bam!' derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam kırılması duyulur. adamlar içeri girer, temel biraz terlemiştir. fbi personeli sorar: 'ne oldu?'

    temel cevaplar : 'efendum bana verdiğunuz silah kurusıkı çıktı, o yüzden karıyı camdan aşağıya atmak zorunda kaldım.'

  • recep tayyip erdoğan karakterine çok yakışmış, ancak bir cumhurbaşkanına hiç mi hiç yakışmamıştır..

  • mustafa kemal atatürk'ün 1930'daki kırklareli ziyareti sırasında milli içkimiz olmasını istediği, üzüm suyundan yapılan içecek. kırklareli yöresine ait bir içecek olarak bilinse de trakya'nın diğer yerlerinde de bulunur. edirne'nin bazı köylerinde köylülerin aynen kızılcıkdere'deki gibi eski usullerle üretimini yapıp şişeleyerek pazarlarda sattıkları görülmüştür. üretiminin modern koşullarda yapılması ve ekonomik değerinin artırılması amacıyla kızılcıkdere yakınındaki kırklareli organize sanayi bölgesi'nde bir tesis hazırlanmaktadır. bu içeceğin bir vitamin deposu olduğu, iştah açtığı, harareti kestiği, kuvvet verdiği, tansiyonu dengelediği ve dolaşım ve bağışıklık sistemlerini düzenlediği bilinmektedir. yapım aşamasını da merak edenlerin diğer paragrafa bakması gereken içecektir.

    yapımında daha çok papazkarası cinsi üzümlerin tercih edildiği hardaliyeyi elde etmek için önce üzümler sadece kabuğu kırılacak kadar (renginin koyu olması için) ezilir. hardal da kabuğu çatlayacak kadar ezilip bir kat üzüm, bir kat vişne yaprağı şeklindeki yaprak katmanları arasında meşe fıçılara veya toprak küplere yerleştirilir. hardal, şıranın şarap ya da sirkeye dönüşmesini önler. hardaliye kaynama döneminden sonra 15-20 gün içinde içilecek kıvama gelir. tortusundan arınması için süzülür ve fıçıların muslukları açılarak şırası alınıp fıçının üzerine su katılır. eklenen su, hardalın verdiği acılığı azaltmış olur. içilebilecek kıvama gelen hardaliye, serin yerde muhafaza edilir.

  • gece gece hüzne boğan dizi. sonunun böyle bittiğini bilmiyordum ulan ben. losttan bile daha heyecanlı ve efsanevi bir sonla bitmiş resmen. elemanlar bu diziyi alıp baştan sonra inceleyip lost'u çekselermiş bambaşka bitermiş dizi harbiden. ayrıca final boyunca leon filminin soundtrack'lerini kullanmaları da gözden kaçmıyor.

    o değilde gözümden iki damla yaş geldi, kötü oldum lan sözlük, duygusallaştım olum ben şu anda.

  • seviyorsan gel burada yaşa denilmesi gereken insandır. yurtdışında bütün özgürlüklerden yararlanmasını bil ama burada özgürlüklerin kısıtlanmasını karşıdan izle, yok öyle şey.

  • kızım 2,5 yaşlarındayken, gece uykusundan haykırarak uyanmaya başlamıştı. bu çok normal bir durum aslında, çocukların bazen böyle anları oluyor, korkuyu öğretmeseniz dahi, kabuslar görebiliyorlar. normal olmayan durum, ben yanına gittiğimde uyanmış yatakta oturan miniğimin odanın kapısına bakarak ve orada görünmeyen bir şeyden korkarak ağlamaya devam etmesiydi.

    yani kapının orada görünmeyen bir şey vardı ve kızım oraya baka baka ağlıyor, korkuyla bana sarılıyordu.

    çocuk sahibi olmak böyledir işte, çocuklukta kalan korkularınızı açığa çıkarabilir. gerçi benim korkularım hiç çocuklukta kalmamışlardı, aynen devam ediyorlardı o dönem. evde yalnız kalamadığım gibi, evde birileri olsa dahi koridorun ışığı açık uyuyabiliyordum (hâlâ öyle gerçi). itiraf etmek zor geliyor; ama açıkçası ödlek tavuğun tekiydim işte ve kucağımda görmediği bir şey tarafından korkutulup tir tir titreyen kızım vardı.

    annelik, biraz da gözü karalıktır.

    bir hafta kadar, belki daha da fazla bir süre aynı olay tekrar edince ve ettiğim dualar, okuduğum sureler kızımın korkusunu hafifletmeyince, idareyi ele almaya karar verdim. yine bir gece haykırarak uyanan kızımın odasına gittim. ağlayan kızıma sarıldım ve odanın kapısına doğru olabilecek en öfkeli ve cesur gözlerle bakıp dedim ki: "utanmıyorsunuz değil mi el kadar bebeyi korkutmaya?"

    bu cümlemi net hatırlıyorum, sonraki cümlelerim de bu minvaldeydi; ama açıkçası kelime kelime aklımda değiller şu an. bir anne olarak, kızımı korkutan neyse, ona karşı açmıştım ağzımı ve yummuştum gözümü. olay kısaca buydu işte.

    doğaüstü olansa, o geceden sonra bir daha kızım hiç o kadar büyük bir korkuyla uyanmadı.

    ya göremediğim bir şeyi utandırmayı başarıp, aklını başına devşirtmiştim ya da benim kapıya doğru sinirlendiğimi ve kendisini savunduğumu gören kızım psikolojik olarak o korkuyu aşmıştı.

    ben kızımın psikolojik olarak o korkuyu aştığını düşünüyorum. öbür türlüsünü düşünmek dahi istemiyorum.

    neyi korkuttum la ben?

    ekleme: aynı türden sorular çok gelince, buradan cevaplayayım istedim. kızım o günden sonra bir daha gece korkusu yaşamadı. kendisi zaten şu an 21 yaşında bir üniversiteli.