ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
4 ağustos 2015 adana sıcağında yumurta pişirmek
üniversitede dinle dalga geçenlere baskın
-
sen milletin içkisine, eteğine karışmamayı öğrendiğin gün beklediğin saygıyı göreceksin efendi.
2021 otel fiyatları
-
akademisyenim. hani ülkenin yine en azından ekonomik açıdan şanslı kesiminden sayılıyorum. 7500 lira maaş alıyorum. yani başımdaki belek’te bir maaşımla 3 gün tatil yapamıyorum. elin ingiliz’i 5000 km öteden gelip 2 ay ülkemin sefasını sürüyor. söyleyeceklerim bu kadar.
anne babanın arkadaşla tanışırken kibarlaşması
-
hep gülesim geliyor lan... böyle o normal hallerini, o kayseri pastırması-erzincan tulumu-cağ kebabı-misis ayranı-adana şalgamı tadındaki konuşmalarını duyduğum "anneminen babamın" arkadaşlarımla tanışırken kibarlaşmasını, adeta bakingım sarayından yıllık izne çıkmış iki asilzade moduna geçmelerini gördükçe hep gülesim geliyor. aslında bu tavır, sanırım biraz evlada duyulan sevginin, biraz da tanışılan çocuğun ailesine "anne babası da çok kibar insanlar" şeklinde bir mesaj gönderme kaygısının sonucu. bir açıdan şaşırmamak gerek belki de: sonuçta yeni tanışılan insanlarla, hepimiz böyle bir "resmi" eda ile konuşuyoruz. mamafih, anne-babada bu "resmi" eda daha bi' komik duruyor gibi. yakından bakalım:
aile içi yaşamdan gündelik bir kesit:
- anne halı saha maçına gidecem, formam nerde?
- cehennemin dibinde... yeteri bilirseniz yeterin galan. her işe ben koşuyorum, usandım be...
- baba bende bozuk yok ya...para verir misin maç için?
- anne hizmetçi, baba uşak.. yiyin pezevenkler yiyin...
***
anne babanın arkadaşla tanışma seramonisinden bir kesit:
- anne bakın bu enver...
- merhaba enver, nasılsın canım? annenler nasıl? bizim canip hep bahsederdi senden, tanışmak bugüne kısmetmiş... ne içersin enverciğim? pastayla çay güzel olur diye düşündüm ama?
- baba, enver'ler de beşiktaşlı ailece...
- ooo demek öyle enver'ciğim? muazzam bir duygu olsa gerek...
***
tamam, bu "muazzam bir duygu olsa gerek" kısmını salladım... ama anlayın işte, bunun gibi böyle gündelik hayatta size söylendiğine pek şahit olmadığınız kibarlık şahikası şeyler... ne bileyim lan, bana komik geliyor valla...
bu tarz benim
-
şu anda programda kafası en normal adam mustafa topaloğlu. düşünün nasıl bir ortam var.
mustafa topaloğlunun canummmm şarkısıyla dans eden vampir gördüm lan az önce fadsfadsfdsafad.
kadınların erkeğin evinde iz bırakma çabası
-
erkeklerin hayal ürünüdür.
köpekler gibi bize ait olanı işaretlemeye çalıştığımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. sık sık gittiğim eve ki arkadaşımın evi dahi olsa, her geldiğimde yanımda getirmeyi unuturum korkusuyla diş fırçamı bıraktığım oldu. ki herif sevgilimse evine taşınıp duruyorsam en temel eşyaları sürekli yanımda taşıyacağıma orada bırakırım. yok eğer yeni tanıştıysam öylesine biriyse aksine hiçbir şeyim kalmasın diye evi tavaf ederim. sonuçta evin orta yerine uzay mekiği bırakmamıştır hiçbir hatun. tokayla tarakla diş fırçasıyla da iz bırakılmaz. alıp çöpe atman 17 saniyeni alır. demem o ki beyler biraz fazla kaptırmışsınız kendinizi.
mazotun 22 tl'ye düşmesi neden manşet olmuyor
-
5 liradan 22 liraya indiği için olabilir mi be beynini sevdiğim
iş kuracaklara tavsiyeler
-
bu tavsiyelere kulak verin bence, çünkü yaşayan adam gelir anlatır burada ve hepsi birer ayrı tecrübedir. şimdi olacağı gibi;
öncelikle, aileniz çok zengin değil, miras falan kalmadıysa, en az 6 aylık şahsi giderlerinizi (kiradaysanız, kira, yemek, içecek, sosyal hayat için gereksinimler, vs) bir kenara koyun ve bunu unutun.
ilk başlarda şaşalı ofislere, sekreterlere, elemanlara gerek yok, bunu da unutun. 300-400 liraya bir ofis tutup, bir masa iki sandalye başlayabilirsiniz. hatta direkt home office de başlayabilirsiniz. ama evde çalışamıyorum, olmaz derseniz ilk söylediğim bence makuldür.
belli bir portföyünüz olmadan asla başlamayınız. ben şirketimi kurayım da nasıl olsa bir şekilde müşteri bulurum diye sakın ama sakın düşünmeyiniz, bu hataya düşmeyiniz.
bir arkadaş ortaklık kötü demiş, buna katılmakla birlikte, ama'lı bir cümle daha ekleyeceğim. ama finansal destek sağlayacak güvendiğiniz ortaklara da yüzünüzü dönmeyiniz. zira ilk zamanlar hiçbir banka sizin suratınıza bakmayacağından finansal destek çok önemlidir.
alacaklarınızı sıkı takip etmeli, tahsilatta gerekirse işi yüzsüzlüğe vurmalısınız, yoksa 90 gün vade olur size 150 hatta 180. sonra bağıra bağıra batar gidersiniz. nakit akışını sağlamak en öncelikli göreviniz olmalı
sözleşmesiz iş yapmamalısınız. unutmayın ki; piyasada herkes sizin gibi düzgün, sözüne sadık değil.
hiçbir zaman dürüstlüğünüzü kaybetmeyin. belki başlarda bu yüzden iş kaçırdığınız zamanlar bile olacaktır. ama bir kez adınız dürüst olarak piyasada nam saldı mı, sizi kimse tutamaz.
böyle gaz verip de entarime son dikişi atarım işte. haydi hayırlı işler.
reddettiği erkeğe nasılsın diye sms atan kız
-
-ahmet nasılsın?
*sence?
-haahahah üzüldün mü ayyy kıyamam yıaa
*lan!
-çok mu seviyomuş beni? çok mu inanmış benim kabul edeceğime? çok mu kendini bi bok zannetmiş? hahahaahahahahahahahahahahahhahahaha.
*seni var ya!
-ahahahaahahaha. tamam tamam şaka yaptım. teklifini düşündüm. ciddi ciddi hem de.
*hadi len
-gerçekten bak
*allah allah. ee?
-hahahaahah. ulan gene umutlandı yaa hahaahah.
kimsenin nefret etmediği 10 türk vatandaşı
-
(bkz: recep tayyip erdoğan)
(bkz: emre belözoğlu)
(bkz: fatih terim)
(bkz: yıldırım demirören)
(bkz: turabi çamkıran)
(bkz: rasim ozan kütahyalı) & (bkz: nagehan alçı)
(bkz: kenan evren)
(bkz: abdülkadir selvi)
(bkz: nihat doğan)
(bkz: ali ağaoğlu)
paralel evrenden yazıyorum...
farklı kişiler mesaj atıp rok neden yok, nagehan neden yok diyince ailecek bu arkadaşları listeye aldım :)
gece lampulu'nun ricaları kıramadım ve japanese bonus track olarak (bkz: melih gökçek) diyorum. burdan birisini silmeye içim el vermedi.
sonradan edit: arkadaşlar listeyi 10'da sınırlamak imkansız hale geldi biliyorum. hdp tek lgbt aday bizden çıktı demişti sanırım. bakıyorum kadın adayımız hiç yok. tek bir hamlede demokratik bir liste haline getirmek için (bkz: bülent ersoy) diyorum.
hayvanseverlerin de haklarını savunmamız gerektiğini düşünüyorum ve eveeett o bir sakallı!!! o bir evinden aldıran!!! o bir wesley sneijder hayranı!!! o bir ayııııı!!!!
lastiğin çapını 700 metre hesaplayan öğrenci
-
pi'yi eminönü'den almıştır.