hesabın var mı? giriş yap

  • vatan'ın web sitesinde yer alan, esrarını çözemediğim bir fotoğraf galerisi.

    orijinali "facebook'daki utandıran plaj fotoğrafları". yani heyecandan onu bile yazamamış adamlar. bildiğin bikinili, bazıları üstsüz, her plajda bolca görülebilecek güneşlenen kadın fotoğrafları var. hepsi de hallerinden memnun gözüküyor. hatta çoğunun fotoğraflarının çekildiğinden haberi bile yok gibi. haliyle bişeyden utanmadıkları belli. peki o halde utanan kim? fotoğrafların facebook'tan alındığına dair hiçbir belirti yok. zaten facebook'a konulacak fotoğraflar da değiller. bazılarının köşesinde alakasız web sitelerinin adresleri yazıyor. peki o halde facebook nereden çıktı? diyelim ki bu fotoğraflar gerçekten de facebook'tan alındı. insanların habersiz çekilmiş özel fotoğraflarını yüzlerini gizlemeden günde onbinlerce kişinin girdiği bir sitede sergileyip zaten eli sikinde bekleyen kitleye malzeme yapmak hukuka aykırı değil mi? diyelim ki değil. haber sitesinde bu fotoğrafların işi ne? aynı şeyi anana bacına yapsalar hoşuna gider mi? benim babam neden pasta yapmayı bilmiyor?

    http://fotogaleri.gazetevatan.com/…ar/26338/7/guzel

  • resmen skandal. tam anlamıyla rezillik. allah'a binlercebin şükürler olsun ki bizim buralarda böyle şeyler yaşanmıyor. bir de çıkmış yetkililer özür dilemiş yüzsüzler... tü sıfatınıza sizin.

  • bein sport kaçak yayınlar için caydırıcı hukuki yaptırımlar istiyorsa, bu taleplerini devlete fax ile iletmeleri gerekmektedir. aksi halde talep dikkate alınmayacaktır.

  • hiç unutulmayacak bir takım deyimleri hayatımıza sokan, türkiye de çekilmiş en iyi dizilerden. peki nedir bu deyimler (kronolojik sıra içerisinde olmayabilir, aklıma geldikçe yazıyorum) :

    1 - got got got : bir horoz ancak bu kadar güzel anlatılabilir, hele ki hayvana gıcık oluyorsanız ağzınıza cuk oturur.

    2 - kedi babası : sabri bey'in gıcık oldugu sozlerin en basında geliyor, bir insan kedi babası mı olur yahu ? birini gıcık etmek icin birebir.

    3 - masuk isimli papagana ait soylemler : babacım kapıcı, catlak catlak, aptal yesim, fifuu fifuu (ıslıkları) ve daha niceleri. farkında mısınız bilmiyorum ama karsımızda icinde bulundugu durumu inceleyip sonuclar cıkaran, insanları tanıyan ve onlara birden cok takma isim takan bir papagan var (kargaların en zeki kus oldugunu duymustum, ama masuk bu sacmalakların hepsini cope atacak nitelikte!)

    4 - dunkof (dummkopf) ve nein halis : aranızda bu diziyi izleyip, saf saf (aptalca kelimesinin kibarlastırılmısı) hareketler icerisinde bulunan arkadasına dunkof demeyen var mı ? (alternatifi icin : (bkz: abadi) )

    5 - internetten cızz : mail atarken bile diyorum hala icimden, send tusuna basınca cızzzz...

    6 - tak! : insanın kendine guvenini getiren muthis bir unlem. tamam abicim, tak!

    7 - anaaam katil : hala bazen korktugum zaman (yine icimden) anaam katil derim ben.

    8 - alzemhaymer : alzheimer hastalıgının, ayla hanım tarafından inatla yanlıs telaffuzu.

    9 - patlatırım enseni, teker teker in su basamakları : halisin babasının türkiyeye armaganı!

    10 - alti kere sekiz : yine bu diziyi izleyen nesiller tum carpım tablosunu ezbere bilseler bile bu sorunun cevabını 68 olarak verecektir (68 amca!).

    11 - kırarım boynuzunu iblis : cinnet halinde hala cevremden duydugum (aslında korkunc bir manası var) bana komik gelen soz.

    12 - bosnaya 5 fuze daha atılmıs : belki "abarttın artık !" diyorsunuz ama vallahi degil, bira deyince aklıma otomatikman bu laf geliyor.

    13 - tertip : bu lafı nasıl unutabiliriz ki? ben ilk defa bu dizide duydum tertip lafını, ve malesef yine bu dizide tiksindim. yani askerlik arkadası tamam da, o tezgahtar kız neden diyordu surekli ?

    14 - sayın abim : apartmanın korkulan adamı, apartmanın en igrenilen (igrenilen agır oldu belki ama bulamadım baska bi sey) adamını bu sozlerle onore ediyor, oldukca etkileyici. (halen bazı durumlarda severek kullandıgımı soylememe gerek yok sanırım?)

    15 - (cıvık) babam afedersin : bastaki cıvık yerine herhangi birsey konulursa saygı ifadesi olarak kullanılıyor.

    16 - tutuyorum zaptı! : seni oldururum! den bile daha korkutucu etkisi olan bir tehdit. (gerci sonlara dogru cafer efelenip "tutasan tut!" diye cıkısmaya baslamıstı)

    17 - yandan carklı : halil pazarlamanın lakabı idi, simdilerde binlerin lakabı oldu.

    18 - mö gibi : aslında her duruma uyan bir soz, ama genelde bir hosnutsuzluk barındırıyor gibi?

    19 - yumuşak yumuşak : halis'in harika repliği. öpüceksin kızı böyle yumuşak yumuşak.. ne tatlı. (ne tatlı da halise özgü kalıplardan biridir) (batu hatırlattı, teşekkürler batu!)

    (not 1 : aklıma gelenler bunlar simdilik, ama hatırlamaya ve hatırladıkca yazmaya devam edecegim)

    (not 2 : cok alakasiz olacak yazdiklarimla ama yazmadan edemiyorum. bu kapıcı cafer ekmek filan dagıtırken mutlaka evin salonuna kadar girer, ev ahalisiyle bir cift laf ederdi. bu hareketine tek tepki de sedat beyin karısından gelirdi : "girme su pis ayaklarınla salonun ortasına kadar!" kadın yerden goge kadar haklı vallaha, diger komsular biraz fazla sımartmıslar cafer beyi)

    (not 3 : aynı cafer turkan hanımın sıcak cukulatalarını icip icip bardagı yalardı: "oooh gul, su turkan hanımın cukulatalı kahvesi de...")

  • kurmayı planladığım müze. başlayıp da bitmiş ilişkiler değil, ne başlayıp ne bitirilmiş ilişkiler. masada bir cep telefonu, içinde bir kaç güzel mesajin ardından yanıt gelmemiş son bir mesaj. bazı facebook dökümleri, sonra bir profil görüntüsü: asıl sevgili ile fotoğraf paylaşılmış. kenarda bir kanepe üzerinde yastık, yorgan. bir kenarda rakı masasında yalnız oturan bir adam figürü. sağda solda antidepresan kutuları. izmarit dolu bir küllük. falcının önünde duran bir kız. inbox (1). beklediğimiz, umutlandığımız, yenildiğimiz ve kabullendiğimiz bütün o anların can yakan anıları.

  • batı almanya yapımı bir tost makinasıdır ..

    görsel

    görsel

    delilleriyle izah edeyim :

    rahmetli annemin satın aldığına eminim ama bahsi geçen tost makinasını ne zaman almıştı, tam tarihi hatırlamıyorum .. bir miktar sorguladığımda, "1980'lerin ilk yarısı olmalı", kanaatine varıyorum ..

    1992 yılında üniversiteyi kazandım ve ankara'ya gittim .. ilk önce üniversite yurdunda kaldım ve nihayetinde 1993 yılında bir arkadaşımla eve çıktım .. annemin ev için bana gönderdiği ilk eşya seti içerisinde bu tost makinesi vardı ..

    1995'te ev arkadaşımla yollarımızı ayırdık ve yalnız başıma başka bir eve geçtiğimde, tost makinası elbette benimle beraber taşınmıştı ..

    1996'da mezun olup eve döndüğümde tost makinam ilk sahibi anneme tekraren merhaba dedi ..

    2001'de işim gereği istanbul'a taşındığımda makine beni yalnız bırakmadı ..

    2004'te evlendim ve tahmin edeceğiniz üzere 'rowenta'm bizimleydi ama aramıza hiç girmedi :) ..

    17 yıldır evliyim, iki kez ev değişikliğimiz sonrası son durak saydığımız noktadayız ve emektar yol arkadaşım dün akşam sağolsun çocuklara kaşarlı tost yapmam konusunda benden yardımlarını esirgemedi ..

    büyük oğlan iki seneye kadar üniversite tecrübesini yaşayacak .. acaba ona yarenlik edecek bir ev arkadaşı olarak sevgili dostum tost makinesinden yardım istesem mi ?

  • kesin yöntem yavaş ve ufak yudumlar ile su içmektir. burada amaç su içtiğiniz an ve hıçkırdığınız anı kesiştirmek. bu yüzden yavaş yavaş içiyoruz ki şişmeyelim. 15-20 saniyenin ardından hıçkırığın gittiğini görebilirsiniz. olmadıysa denk getirememişsinizdir, yeniden usulca su için :) yıllardır bunu yapıyorum ve rast geldiğimde herkese söylüyorum

  • köleleştirilen bireyin baskılara ve faşizme karşı olan duruşunu pencere ferforjelerini cezaevi penceresiyle simgesellestirerek kurtuluşunu dinamik bir süreç icerisinde imgelemek isteyen bir özgür kadının otantik müzik vurgusuyla burdayiz biz dercesine yakarışiylariyla var olma çabası.
    şaka lan şaka, delirmiş.

  • sağ şeritte 40'la giden kamyonlara takılmamak için sık sık sollama yapması halinde kendisinden 50 km/h daha hızlı orta şerit sürücülerinin getireceği tehlikelere takılmayı uygun görmeyen sürücüdür.

    sollarsın olur biter, kendi halindeki sürücülere neden salça oluyorsun? böyle bulaşık tipler yüzünden yola çıkasım gelmiyor sevdiğimin memleketinde.

    siftah editi: teşekkürler.
    -nefret söyleminin demokratik temsili demokrasinin dibini dinamitlemeye denk olduğu için, nefret söylemi içeren entrylere dikkat edilmesi ve yazarların yönetimce uyarılmasının, gerekirse uzaklaştırılmalarının önünde ne engel olduğunu merak ediyorum.

  • jerry maguire - yeni bir ba$langıç..sanırım burda jerry yeni , maguire da ba$langıç anlamına geliyo..bir de e$antiyon olarak türk izleyenlerine bah$edilmi$