hesabın var mı? giriş yap

  • eskiden sadece türkler regl oluyor sanırdım. anneme söyledim o da sadece kendi mahallesindekiler oluyor sanırmış. bizde durum genetik galiba.

  • burhan altıntop gibi yerli dizi tarihinin en başarılı karakterlerinden birine sahip olmakla birlikte dizinin bir çok sahnesi yabancı dizilerden ufak değişikliklerle alınmış örneğin
    friends'ten:
    ziyarete gelecek sivilceli eski arkadaşın dönüşüm geçirmiş olması (bkz: tan sağtürk)
    ziyarete gelecek şişman eski arkadaşın dönüşüm geçirmiş olması (bkz: brad pitt)
    burhan'ın masaj salonunu yanlış anlaması, phoebe'nin kardeşinin masaj salonunu yanlış anlaması.
    gaffur ve burhan'ın ingilizce, burhan'ın fransızca konuşmaları, joe'nin fransızca konuşması.
    aslı'nın burhan'ı yanlışlıkla banyoda görmesi friends'te yanlışlıkla banyoda görme sahnesi. cem'in hipnozla sigarayı bırakırken yanlış hipnoz olması, chandler'ın hipnozla sigarayı bırakırken yanlış hipnoz olması.
    joe'nin açık artırmadan yanlışlıkla tekne alması. burhan'ın açık artırmadan yanlışlıkla vazo alması.

    seinfeld'dan en aklımda kalan: el mankeni george costanza, el mankeni burhan altıntop.

    bunlar aklıma gelenler tabi izlemediğim bir çok yabancı komedi dizisi var.

    hatırlatma üzerine edit: aslı cem'de kaldığında üzerinde gecelikle cem'in ailesine yakalanması, rachel joshua'da kaldığında gecelikle joshua'nın ailesine yakalanması.
    aslı cem'i eve davet edince cem'in yanlış anlayıp soyunup beklemesi, monica ve joe ilk tanıştığında monica'nın eve davet etmesi, joe'nin yanlış anlayıp soyunup beklemesi.

  • antalya'daki kuaförleri denetleyen müyap, telif ödemeden radyo ve tv’den müzik dinlettikleri gerekçesiyle kuaför ve çeşitli esnaflara 3500tl ceza kesmiş. müyap ve müyorbir avukatı ile polisten oluşan 7 kişilik ekip, lisans ücreti ödemeden müzik yayını yapan işyerlerine yönelik denetim gerçekleştirmiş. 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu kapsamında lisans ücreti ödemeden müzik yayını yaptığı tespit edilen işyeri sahiplerine para cezası kesilmiş.

    bu adamlar kafayı yemiş olmalı. bu durumda eve gelen misafire tv izletmek için lisans mı alacağız? ülkede her şey fıkra gibi. bu lisans çılgınlığı nereye gider belirsiz.

  • öncelikle pyongyang yönetiminin guam'da bulunan abd askeri üssüne hwasong-12 orta-uzun menzilli balistik füzesiyle saldırı hazırlığı içerisinde olduğuna dair istihbarat alınmıştır.

    sebebi ise guam'dan kalkan abd'ye ait iki b-1b lancer bombardıman uçağının güney kore uçaklarıyla ile birlikte kore yarımadası üzerinde tadbikat uçuşu yapması, hatta kuzey kore hava sahasını ihlal etmesidir.

    trump da "eğer pyongyang yönetimi guam'da bulunan abd askeri üssüne füze saldırısı yaparsa" diye bunları söylemiştir.

    gerek guam gerekse her hangi bir abd üssü veya müttefiki füze savunma sistemleri ile korunmaktadır. kuzey kore'nin her hangibir saldırısının başıraya ulaşma ihtimali çok düşüktür. yapacakları bir saldırı sadece abd'nin karşı saldırı yapması için komuoyu oluşturmasına yarar.

    siz şaka sanıyorsunuz ama ne trump aptal ne de kim jung un aptal. bunlar bilgisayarlarının başında oyun oynayan liseliler değil. etraflarında yüzlerce bürokrat ile iş yapıyorlar. öyle bir düğmeye basarak olmuyor o işler.

  • bir çocuk için yaşanabilecek zor durumlar herhalde babasının işsizliği hastalığı güçsüzlüğü dirayetsizliği falandır. her çocuk babam güçlü demek ister.
    benim babam akıllıdır diyen istisna 1 çocuk bile görmedim. dursun benim çocuğum. çocuğum derken evladım, yani öğrencim. iki aydır uğraşıyorum hepsiyle.. ceplerine para koyuyorum, onların yanında olduğumu hissettiriyorum. bazen kızıyorum… neyse dursun fark edilmesi zor bir çocuk. sorunsuz vasat üstü. haylazlığı yok. çok başarılı ya da başarısız denilebilecek bir yeteneğini henüz görmedim. kısa siyah saçlı, kalın kaşlı kısa boylu durgun bir çocuk. bahçede yanıma geldi. kulaklık vardı kulağımda müzik dinliyordum. söyle oğlum dedim dikilince karşımda. öğretmenim ben fotoğraf paralarını geç getirebilir miyim dedi. tabi dedim. bir sorun mu var söylemek ister misin? dudakları titredi. bana sarılmak istediğini düşündüm iki kolu aynı anda hareket edince ama toplayamadı kendini herhalde. odaya aldım mesafeli durdum bu sefer. anlat oğlum dedim. babam böbrek hastası diyecekken gözyaşını gördüm. saklıyordu kendince. dizlerimin üzerine çöktüm üzerime atladı. sarıldı beklemediğim kadar sıkı. beklemiyordum çünkü dursunu tanımıyordum. kimse hiçbir şey anlatmamıştı hakkında. şaşırdım cidden. eğitimsizim bu durumlarda doğrusu nedir bilmiyorum. ama izin verdim bir müddet sarılmasına. belli ki epeydir yapmak istediği bir şeydi bu. ayağa kalktım elimle gözyaşını sildim. ve tüm içtenliğimle kendi çocukluğumu anlattım. ben onun gibi cesur davranıp bir öğretmenime sarılmamıştım. para verdim kola aldı içtik beraber. 1 kolayı 2 kişi içtik. sonra babası aradı akşam. ağlamaklıydı ses tonu. izin vermedim ağlamasına. iyi bir baba olmak için çaba sarfettiğini oğluna bakıp anladığımı söyledim. teşekkür etti ama teşekkürün anlatmak istediği şeye yetmeyeceğini düşünüyordu. yeteceğini hissettirdim. çocuğu halk oyunlarına, oradan dersaneye, oradan da basketbol için bir kulüp çalışmasına kaydıracağımı söyledim. bursu o söylemeden ben söyledim. ve ekledim.

    - teşekkür etmek zorunda bile değilsiniz. ben devletim ve bu söylediklerimi 5 kuruş talep etmeden çok daha önce yapmam gerekirdi. eşşek gibi yapıyorum ve zorundayım.

    – hocam estağfurullah

    - yok estağfurullah. allah pişman olmayanı affetmez. geciktiğim için özür dilerim dedim.

    sussun diye söylemiştim zaten böyle. sustu. başka bir arzunuz olursa çekinmeyin dedim kapattım.

    keşke dursunu tanısaydınız. ertesi gün ses tonunun, yürüyüşünün nasıl değiştiğini bir görseydiniz.

    dünyayı değiştirmek bir çocuğa tebessüm ettirmek kadar kolay.