ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bursa'da 6 bin kişiyle yapılan atatürk portresi
-
bu kadar insanın hiçbir çıkarı olmadan böyle bir işe kalkışması şüphesiz ki bir gönül bağıdır.milletin malı belediye otobüsleriyle kendi miting alanına yandaş taşıyanlara batması doğal.
atatürk'ün amerika'ya konuşması
-
konuşmanın içeriğinden/fikirden çok konuşmanın hangi yılda yapıldığının, 1925'de ses kaydı teknolojisinin olup olmadığının, ilk sesli filmin yapımından bile önce yapıldığı falan daha çok ilgi çekmiş.
oysa bu video 1930 yılına ait.
amerikan büyükelçisi joseph c. grew (bkz: joseph grew) ile atatürk, atatürk orman çiftliği'ni geziyor. gezi bittikten sonra da bu konuşmayı kayda alıyorlar.
bu tip bilgilere, bu konuşmadan önce atatürk'ün ve amerikan büyükelçisi ile yaptığı gezinin görüntüleri, bu konuşmanın yılı vs. gibi şeylere, resmî bilgi kesinliğinde şuradan ulaşılabiliyor;
http://cankaya.gov.tr/sayfa/ata_ozel/video/
sakarya yenikent hastanesi maske tartışması
-
yazıklar olsun ya. orası acil. kayıt yapan maskesiz kişilerin ses tonundan bile belli bir aciliyeti olmadığı. şov yapıyorlar, milletin sağlığını tehlikeye atıyorlar.
allah yardımcısı olsun tüm hekimlerin. sen yıllarca oku, emek ver. ne saygınlığın kalsın, ne hayat kaliten. çok yazık.
kalabalık metrobüs duraklarından uzak durun
bir anda meydana gelen deschamps deme isteği
-
hiçbir şey yapmadan öylece oturuyordum. neden sonra böyle bi istek doğdu içimde. bikaç defa dedim de. sonraysa schwarzkopf dururken niye deschamps diyim ki dedim ve schwarzkopf'a geçiş yaptım. uzun süredir bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.
hayata dair gülümseten detaylar
-
debe entry'sini (bkz: #123265009) görünce epey şaşırdım.
ilaç represantı (ama elitlik de vurgulanıyor, bugünküler gibi pis kaka değil) doktor babayla kanka. neden acaba? hatta söylenene göre babanın bir sürü represant kankası var.
bu represant babayı ve anneyi o kadar çok seviyor ki(!) ta ingiltere'den çocuğuna eşşek kadar oyuncak getiriyor.
ama nedense yıllar sonra bu “kanka” respresant olayı bile hatırlamıyor. e yapması gerekmiş yapmış, muhtemelen de patronu yaptırtmış işte diye düşünülmüyor da neymiş, çocuk mutlu etmek bu kadar kolaymış.
yahu ben amerika'dan airpods isteyene bile getirirken eriniyorum bu adam kendine/çocuğuna değil sana getirmiş. kolay mı olmuştur gerçekten? valizin yarısını kaplamış oyuncak ama şehzademiz çocuk sevindirmek bu kadar kolay işte diyor.
ve bu entry debe'ye giriyor. arkadaşlar yolsuzluğu beyaz yaka yapınca cici mi oluyor?
ilaç endüstrisini bilmesek bu represant-doktor arkadaşlığına da inanacağız. o kadar iyi arkadaşlar. tanısan sen de seversin...
1 milyon liram olsa çalışmam diyen insan
-
5bin ve altı maaş alan insanların 1 milyon lirayı kazanmak için 200 ay yani, takribi 16 sene boyunca çalışması gerektiğini unutanların eleştirdiği insan.
1 milyon lira o adam için 16 senesine tekabül ediyor, 16 sene boyunca her gün nefret edip işe gitmek mi? yoksa 16 sene boyunca var olan vaktini daha değerli şeylere harcamak mı?
ankara'nın dünyanın en güzel yeri olması
-
(bkz: melih sen misin la)
akp mitinginde hırsız var pankartı açan genç
-
mangal gibi yüreğe sahip insandır. helal olsun!
çarpım tablosunu bilmeyen türk halkı
-
başlığı açan adama ayar vermeye çalışanları da göstermiştir.bu adamlardan gün içinde 6 tanesi 9 tl'den sigara alıyorsun, 100 tl verip bu adamın matematigine güvenip para üstünü saymadan cebe atıyorsun.
(bkz: çarpım tablosu ile diferansiyeli bir tutan sözlük yazarı)
yönetmenlerin edebiyattaki karşılıkları
-
agota kristof - michael haneke : kristof fethi naci'nin deyimiyle insanı allak bullak eden bir yazar. romanlarında gelişen olaylar bizleri kendi karanlığımızla yüzleştirir. haneke de bu bağlamda farklı sayılmaz, o da şiddetin ışığında siyah bir ayna tutar izleyiciye.
thomas mann - edward yang : büyük laf etmeden çok büyük işlere imza atan iki sanatçı. ikisinin de bugün klasik sayılan birden çok eseri var. üretkenlikleri arasında uçurum olsa da karakterlerin psikolojisini izleyiciye/okuyucuya yansıtış biçimleri birbirleriyle paralallik taşıyor.