hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle bakınız

    avm yerleşim planı

    avm yerleşim planı

    evet hepimiz birer pinball topuyuz ve ordan oraya durmadan koşup puan topuyoruz. ama bu topladığımız puanlar aslında cebimizden çıkan paradır.

    avm'lerin yerleşim planı yaparken bu oyundan ilham aldıklarını düşünmekteyim. oyunun temasına göre topun çok gezindiği yerlerdeki puanlar küçük ama sürümden kazanarak çok iyi puanlar toplayabiliyorsun. (ne kadar çok puan o kadar giden para) yani kalabalık bölgelerdeki dükkanlar ucuz ve sürümden kazanıyor (muhtemelen bu zemin kat oluyor). ama hedefim büyük o yüzden ben topu en yukarılarda gezdireceğim dersen bir kaç deneme yapmalısın ki o zaman çocuk oyun alanı ve ortadaki ıvır zıvır standlarına da uğramadan geçemiyorsun. o da tenhada pahalı giynenlerin olduğu kısım oluyor. illa ki topu fırlattığımız yere sokan vardır. işte o da git git bitmeyen kolidorlarıyla tuvaletler yer alıyor. aslında topu o aşağıdaki 2 adet koldan geçmeyi başarırsak kaybetmiş dğeil kazanmış oluyoruz çünkü kapitalzm yuvası avm'den çıkmış oluyoruz.

    yok yeni modaymış, yok o daha şık giyinmiş, yok o mağazada indirim varmış, aaa aynı kazak karşı dükkanda ne kadarmış, vayy gelmişken buna da bakayım, vitrini güzel buna da gireyim, hadi bir yemek, hadi bir tur daha atayım derken ordaki toptan hiç bir farkımız kalmıyor.

  • ünlülerin ne kadar görgüsüz ve düşük iq’lu olduğunu gösteren örneklerden sadece biri. yatsın kalksın estetikçisine dua etsin. bir zahmet de bundan sonra doğa için çal projelerinde yer almasın cidden gına geldi artık kendisini görmekten.

  • anne babalık evlilikle bağlantılı olmadığı için çocuğuyla ilgilenmek zorundadır. ona zorunda değil buna zorunda değil diye diye insanın ahlakı olmadığında sadece akılla hayvandan hallice olacağını unutmamak gerekir. kişi çocuğuyla her koşul altında ilgilenmeyecekse, baba olmayı sikinin keyfine bir durum olarak görüyorsa o zaman hiç bir şekilde baba olmamalıdır.

  • cep telefonunuzdaki msgları ilk kez görüyormuşçasına 20. kez okumak.

    edit: önceki entry uçtuğu için formata uygun bir tanım yapmak gerekirse: kişinin ders çalışmamak için normal zamanda yapmadığı, kendisine iş çıkarıp yaptığı hareketlerdir.

  • resmi dil derken?

    bir bölge, bilgilendirmeler kürtçe nin bir lehçesinde de yapılsın demiş. habere göre arapça, farsça ve türkçe yapılıyor kürt vatandaşlar anlamıyormuş.
    dezenformasyon içeren başlık açan yazara göre isviçre hükümeti türkçe, arapça ve farsçayı resmi dil olarak kabul etmiş mi oluyor?

  • olay üniversite yıllarında yaşanmıştır. sene 1999 ya da 2000 tam hatırlamıyorum.

    mevsimlerden kış, yeni yağmur yağmış, sabah 8 civarı. okula gitmek için otobüs durağında bekliyorum. durak okuldan önceki 4. durak. benimle beraber durakta 2-3 kişi daha ya var ya yok. bu sırada etrafımızda bir adet normalde beyaz olan ama kirden artık grileşmiş bir sokak köpeği dolanıyor. ufak süs köpeğini andırdığı ve tehlike yaratmadığı için kimse sallamıyor, dolanıyor kendi kendine. ama köpek ısrarla durak çevresinde dolanıyor, uzaklaşmıyordu. neyse otobüs yanaşır, herkes biner, otobüs tam hareket edecek, o ne, bizim köpek de arkamızdan otobüse atlar. millet şaşkın şaşkın bakarken köpek söföre yanaşır, şöyle bir bakar, sonra otobüsün arkalarına gidip koltuklardan birinin altına yatır. yol boyunca arada kalkar otobüsü falan dolanır sonra tekrar yerine döner. okula gidene kadar otobüs 3 kez daha durup yolcu almıştır fakat bizim köpek hala daha otobustedir. sonunda otobüs okula varır, herkes iner tabii bizim köpek de arkamızdan. bir de ne görelim, okul önünde çimlerin üzerinde 2 köpek daha, bizimkinin arkadaşları, meğer bizim köpeği bekliyorlarmış, hemen kaynaşırlar ve oynaya zıplaya uzaklaşırlar. biz dumur, otobüs kullanan köpek görmüşüzdür.