hesabın var mı? giriş yap

  • biz zamanlar polisken 4-5 kere kadın erkek kavgasına denk geldim. usulca yanaşıp tarafları ayırıp, adamın duyamayacağı bir mesafeye ilerleyip "hanımefendi şikayetçi misiniz?" diye sorduk. sadece 1 tanesi sikayetçi oldu. adamın taşkınlığı devam edince kelepçeledik merkeze aldık.

    diğerleri "hayır sorun yok o benim kocam/sevgilim." dedikleri için mecburen arkamızı dönüp yürüdük. çünkü direk müdahale eden arkadaşlarımızın mağdur olduğuna sahit olduk.

    adam darp edildiği için (aslında zor kullanıldı) sikayetçi oldu, kadın ben yardım istemedim ki dedi. ve arkadaşlarımız sokaktan geçen masum bir insanı döven sivil vatandaş gibi yargılandı.

    tanıdık geldi di mi "ben yardım istemedim." cümlesi.

    soran arkadaşlar için edit: yaralanma ya da "kan" yoksa yukarıda dediğim gibi yapacak bişey de olmuyor. fakat yaralama mevcutsa zaten "suç" oluşmuş olduğu için gereği mutlaka yapılıyor.

  • gün geçmiyor ki yeni bir gariplik yaşanmasın!

    dün akşam fox tv'de maymunlar cehennemi başlangıç filmi gösteriliyordu. maymun ekrana gelince farkettim ki, bizim ufak fırlama ekrana kilitlenmiş, tüyler kirpi gibi olmuş, gözler kamyon sellektörü gibi açılmış. hatta maymuna yakın çekim yapılan sahnede birden öyle gerildi, gözleri öylesine büyüdü ki, lan benim görmediğim ne görüyor demeye başladım. ama asıl gariplik sonrasında yaşandı.

    maymuna yakın çekim yapılırken bizim gergin kedi, kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı. bir bana bakıyor bir maymuna. bir bana bir ona. ben zannetti zaar. dellendim. kerataya bak lan!

  • suyu sıcak içmek, çin'de hayli yaygın olarak tercih edilen bir olay. nedenleri ise şöyle:

    - geleneksel çin tıbbında soğuk veya buzlu içeceklerin tüketilmesinin vücudun iç ısı dengesini bozabileceğine ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğine inanılır. sıcak suyun sindirime yardımcı olduğu, dolaşımı desteklediği ve toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir.

    - tarihsel olarak, temiz ve güvenli içme suyuna erişim her zaman garanti edilememiştir. tüketmeden önce suyu kaynatmak, suyla bulaşan hastalıklara neden olabilecek zararlı mikroorganizmaları ve parazitleri öldürmenin bir yoluydu. modern sanitasyon uygulamaları su kalitesini iyileştirirken, sıcak su içme alışkanlığı devam etti.

    - çin'in bazı bölgelerinde, özellikle kış aylarında iklim oldukça soğuk olabilir. sıcak su içmek, vücudun sıcak kalmasına yardımcı olabilir ve soğuk havalarda rahatlık sağlar.

    - kültürel uygulamalar genellikle zamanla derinlemesine kökleşir ve nesiller boyunca aktarılır. sıcak su içmek, çin de dahil olmak üzere birçok asya ülkesinde kültürel bir norm haline geldi ve genellikle sağlık ve esenliğin sembolü olarak kabul ediliyor.

    - bazı insanlar, soğuk suya kıyasla vücut tarafından daha hızlı emildiği için sıcak su içmenin sulu kalmanın daha etkili bir yolu olduğuna inanır, bu da çok soğuk sıvıları tüketmenin şokundan kaçınmaya yardımcı olabilir.

    çin'deki herkesin sıcak su içmediğini ve tercihlerin kişisel inançlara, bölgesel geleneklere ve kuşaksal farklılıklara göre değişebileceğini unutmamak gerekir.

    theculturetrip

  • makarius'un avukatı olan pavlides'in, silah kaçakçılığını rahatça yapabilmek için* enteresan şekilde dekore edilmiş kıbrıs'taki evi.

    müthiş bir manzarası olan ev, kıbrıs'ın her yerini görüyor. fakat, ev hiçbir yerden görünmüyor. helikopterle dahi ev görünmüyor, konumu bulunamıyormuş. en çok şaşırdığım ve aklımda kalan şey bu oldu. evin farklı yerlerinde kaçış noktaları ve tüneller var. evi bir mimara yaptırmış pavlides. sonrasında da kaçış noktalarını bildikleri için mimarı ve işçileri öldürmüş.

    her oda başka bir renkte kombinlenmiş. 13 odası, 13 banyosu var. ayrıca deprem odası da var. bahçenin bir noktasındaki yere boyayla yuvarlak çizilmiş. içine geçince sesiniz yankı yapıyor, fakat yuvarlağın dışına bir adım atınca sesiniz normale dönüyor. yatak odasındaki pencerelerden hem güneşin doğuşu hem de batışı gözlemlenebiliyor. bahçedeki havuzun zemini ise yokuş şekilde eğimli yapılmış.

    toplantı odaları, konuşma salonları ve yemekhanesi var. yemekhanesi çok büyük, renk renk masalar, tabaklar var. bahçede değişik heykeller var. bunların çok büyük çoğunluğu çocuk temalı. çocuk heykellerine fazlaca yer verilmesinin sebebi bilinmiyor.

    evden ziyade evdeki bu ayrıntılar çok değişik ve ilgi çekiciydi. fakat bu adamla övünür gibi yatağıyla, kapısıyla, bacasıyla 32 diş gülerek fotoğraf çekilen türk vatandaşlarını görünce sinirlenmemek elimde değildi. yine de kıbrıs'a giden herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum.

    not: mavi köşk, asker tarafından korunmaktadır. girişte kimlik bırakılması zorunludur. ayrıca evin girişindeki kantinden yiyecek/içecek satın almak ve mavi köşke giriş ücreti ödemek için kredi kartı ya da banka kartı ile gelinmesi mecburidir. çünkü askeri denetim altında olduğu için nakit para geçmemektedir.

  • fabrika çıkışı karartılmış arka cama kusur yazıldı.

    şase numarasını okuyamamış, açtım bizzat gösterdim, düzeltilmesi için tekrar ücret ödemeniz gerek dedi, müdürünü buldum sıvadım, düzeltildi.

    lastikleri orijinal ebadından farklı yazmışlar, kitapçığında buldum gösterdim, kemküm ettiler.

    kim ulan bu tüvtürk denen garabet kurum? ve kim musallat etti bu cahil ve hipermetrop sığırları arabalarımıza.

    not : ben de hipermetropum ama gözlük kullanıyorum ve hiç bir detayı kaçırmıyorum.

    debe editi : yolun da farın da açık olsun

  • 2 yıldır beraberdik. evlenme kararı almıştık. evlilik teklifi için tek taşını bile almış, teklif edeceğim günü bekliyordum. bu arada çeyiz düzmeye de başlamıştık. beyaz eşya seçiyor, ev bakıyorduk. onu terk ettiğim gün, ailelerin tanışmasına gün saymaya başlamıştık.

    bu arada pandemi denen lanet çıktı* esnafım ben. işlerim bozuldu. kapanmalar zorlamaya başladı beni. günün yarısı dükkan kapalı, haftasonu kapalı derken mali dengem bozuldu. kiralar birikti, kartlar patlamaya başladı, krediler çekildi vs derken haliyle her günüm şikayetle geçmeye başladı. seviyorum ya, evleneceğiz ya. sevdiğim kadına dert yanıyorum haliyle. başka kime yanayım? yine dert yandığım bir gece bana " ehh yeter ya her akşam şikayet" dedi. canım öyle bir yandı ki...*

    sonra şunu fark ettim. evleneceğiz. idareli olmalıyız. benim de işlerim çok ama çok kötü olmaya başladı. buna rağmen evliliğe dair bir şeyler yapmaya çabalıyorum. yediğimi içtiğimi kısıyorum falan. yine de gel diyor gidiyorum, yap diyor yapıyorum. özledim diyor o işsizlikte dükkanı kapatıp gidiyorum. gak deyince et, guk deyince su hikayesi gibi. sonra fark ettim ki ben bu haldeyken müstakbel eş adayım tredyoldan alışveriş yapma derdinde. hiç yokmuş gibi 40. botunu, 50. montunu falan alıyor. alışveriş konusunda çılgın. öyle böyle değil. durumları da çok iyi, rahat yani. kendi rahatlığından ödün vermeyecek kadar rahat hem de. ama birden kafamda şimşek çaktı ya da geleceği gördüm diyebilirim. biz evleneceğiz ve bu hengamede benim işlerim çok kötüyken o kendine üst baş alma derdinde. müşterek hayat için köşeye bir şeyler koyması gerekirken o, hediye olarak istediği botu o anlık alamamam ve tükenmesi neticesinde alamadığım botu, satışa tekrar çıkar çıkmaz alma peşinde.*

    kafama gelecek kaygısı girdi bir kere. en son bana ilişkimizin başında söz verdiği bir şeyi yapmaya kalkması ve benim bana söz verdiğini bu nedenle iznim olmadığını söylemem üzerine kızıp, küfredip yüzüme telefon kapaması son darbe oldu.e sen söz vermiştin? *

    bu 3 olay sadece 1 ay içinde oldu ve ben ayrıldım. arkama da bakmadım. o, onu ne kadar çok sevsem de benim açımdan doğru kişi değildi. evlilik gibi ciddi bir olaya onunla birlikte gidilmeyeceğini gördüm. doğru ya da yanlış bilmem ama benim doğrum buydu ve ne kadar doğru bir karar verdiğime eminim artık.

    şimdi bunları niye yazdım? kimseye anlatmadım çünkü. soranlara olmadı dedim geçtim. bitmiş olsa da kimse onun için farklı düşünsün istemedim. sadece ona gerekçeleri söyledim o da bahane dedi. haklıydı belki. onun bahane olarak gördüğü şeyler hayatın ta kendisiydi ve evlilik konusunda beni karamsarlığa itti.

    şimdi buraya rahat rahat yazıyorum çünkü aradan aylarrrrr geçti biteli. ilişki biteli olduğu kadar bende de bitti. çok uzun zamandır haberim yok. ne yaptı ne etti takip etmeyi, okumayı, görmeyi bıraktım. ölse haberim olmaz. ama çok içimde kalmıştı. birilerine anlatmam lazımdı. sözlük de bunun için var değil mi? hiçbir his olmadan rahat rahat içi dökmek için. zaten onunla ilgili yazmıyorum. yok hükmünde benim için. bir kez yazayım içimde kalanı paylaşayım, içimdeki aksın gitsin istedim.

    debe editi: debeye girmesine şaşırdım entarimin. kendi halimde içimi dökmüştüm oysa. yine de destek ve hakveriş mesajlarınız için teşekkür ederim. hepsini okuyorum.

    edit 2: inanılmaz şaşkınım gerçekten. 100'den fazla mesaj gelmiş. herkese çok teşekkür ediyorum. cevap veremediklerim kusura bakmasın, iyi dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum.

    arkadaşlar ben bu kararı aldığımda dönüp arkama bakmadım. ilişkim boyunca hep o mutlu olsun diye debelendim durdum ama bir yerden sonra artık kendimi ve geleceğimi de düşünmem lazımdı ve ben aylar sonra bile aynı kafadayım. haklı olduğumdan, doğrusunu yaptığımdan hiç şüphem olmadı ve gördüm ki gelen mesajların büyük çoğunluğu doğrusunu yaptığım yönünde destek mesajları olmuş. entariyi girerken amacım destek almak değildi sadece içimde kalan son irini akıtmak istemiştim ama olay çok büyüdü hatta yazdığıma pişman oldum bile diyebilirim. teşekkürler herkese.

  • ilay (4 yaşında)...

    ilay: anne çişim geldi.
    romica: git yap kendi kendine, aaa büyüdün artık.
    ilay: ya yaparım da, tuvalette nikroplar var! sen yaptırt o yüzden.
    romica: tamam ben yaptırırım ama onun adı nikrop değil, mikrop.
    ilay: ben de öyle dedim, tuvalette nikroplar var.
    romica: tuvalette mikroplar var, miiiiiiiii, tekrar et miiiii...
    ilay: miiiiiiiiii...
    romica: mikrop
    ilay: mikrop
    romica: afferin, gel elini yıkayalım, neden tuvalletten sonra elimizi yıkarız?
    ilay: pis olmasın diye.
    romica: evet, neden pis olur peki?
    ilay: çünkü tuvalette * nik...
    romica: çünkü tuvalette ne var?
    ilay: off, bok var!!!
    romica:!!%*?!!

  • bir gün soran kişi siz de olabilirsiniz.
    kimi arayacağını sorup, konuşma kapsamı özel değilse, numarayı ben çeviririm x kişisi sizinle görüşmek istiyor dendikten sonra ses hoparlöre verilerek irtibata geçmesi sağlanabilir. yardımcı olmak bu kadar zor olmamalı. gerçekten ihtiyacı olabilir zira.

    özel bir konuşma ise maalesef geri çeviririm. telefon mahremdir herkese verilmez.