hesabın var mı? giriş yap

  • "şampiyon olamadın, gs'yi yen bari aq" şeklinde güncellenmesi gereken öneri.

    adetullahtandır debe editi : dün maç boyu ve sonunda slaven bilic'e epeyi sövdüm, saydım. maç sonu o açıklamalarını izleyince çok kötü oldum aq. gelip "sırtındaki ceketi verirmisin?" dese verirdim o derece yani. gitmesin lan bu adam! vodafone arena'da bir sene yaşasın hiç olmazsa. duygusallıktan çok kaybettim, çok kaybettik. bir sene daha kaybedelim ne olacak aq? küçülecekmiyiz?

    inanç ve umudun sonundaki zafer, sizin sikilmiş şampiyonluklarınızdan 10 kat daha değerlidir benim için.

  • alternatif bolluğu. herkes yazmış zaten. aynı şeyi tekrarlıyoruz ama durum bu. sosyal medya. karşı cinse hemencecik ulaşabilme ve yeni insanlarla kolayca kaynaşabilme şeysi. şurada bile çok değil 24 saat içinde en az 10 tane evli erkek kandırabilirim.uzun süreli ilişki için değil ha. tek gecelik ilişki teklif etsem, 10 erkekten en az 4 tanesi adres ister. koşa koşa gelir. peki bu aldatma değil midir? bal gibi de aldatmadır. bir entry giriyorum, hop mesaj; evli erkeklerin sevmeye hakkı yok mu? yok lan. git karını sev. hayvan herif. ne aranıyorsun sağda solda pislik.

    kadınlar da aynı bok. farklı mı ki sanki. şimdi siz iştesiniz, kim bilir karınız kiminle mesajlaşıyor. allah bilir...

    güven çok güzel bir duygu. allah herkese kendi gibi bir eş nasip eder inşallah. siz aldatıyorsanız aldatılın 10 misli. sadıksanız eşiniz 10 katı daha sadık olsun. herkes dengini bulsun.

  • hiç düşündünüz mü " osmanlı sarayları'nda her gün yüzlerce çamaşır nasıl yıkanıyordu? " diye?

    işte bu sorunun cevabıdır câmeşûyân!
    sarayda çamaşırları yıkamakla görevli olan kişilerdir.

    farsça elbise anlamına gelen câme ve yıkayan anlamına gelen şûy kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş kelimenin çoğul hâlidir.
    zaten günümüzde kullandığımız çamaşır kelimesi de câmeşûydan gelmektedir.

    acemi oğlanlarının en istemediği görevler arasındadır.
    bu zamana kadar bu kimseler hakkında bir kaç fetva okusam da 16. yüzyıldan şöyle bir fetvayı söyleyeyim:

    çamaşırcıya verilen elbiseler çalınır ise ve çamaşırcının bu olayda kusuru bulunmakta ise elbiselerin bütün tutarı çamaşırcının maaşından kesilir.

    eğer kusuru yok ise bu sefer de yarı tutarı maaşından kesilecektir.

    bu çamaşırcıların başlarındaki kişiye çamaşırcıbaşı denilmektedir. uzun etekli bir entari giymesi zorunludur. bunun görevi çamaşırların yıkanıp kurutulması ve daha sonra ütülenip sahiplerine yahut sahiplerinin hizmetlilerine teslim edilmesi sürecinde çamaşırcıları yönetmektir.
    güğümcübaşı ile aynı rütbededir.

    saraydaki üst düzey görevlilerin her sene bazı kıyafetlerini çamaşırcıbaşıya hediye etme geleneği osmanlı imparatorluğu son bulana dek devam etmiştir.

    câmeşûylar, osmanlı saraylarının en göze görünmeyen hizmetlileridir de diyebiliriz. 19. yüzyıl ortalarına kadar sarayın bodrumunda taştan yapılmış teknelerde gün boyu çamaşır yıkayıp sonra bunları kurutup ütüleyip akşam olunca da bitkin bir şekilde yatarlar imiş.

    ikinci abdülhamid döneminde ise padişahın çamaşırcıları ayrılmıştır diğerlerinden. muhtemel sebebini ikinci abdülhamid'in yoğun şekilde yaşadığı öldürülme korkusu olduğunu düşünüyorum.
    beyaz kıyafetli çamaşırcılar ikinci abdülhamid'in kıyafetlerini bu dönemde gümüş teknelerde yıkamaya ve bahçede sadece padişaha ait çamaşır iplerinde kurutmaya başlamışlardır.

    divân-ı hümâyun üyelerinden sadece vezir-i âzâmın köşküne câmeşûyân kadrosundan çamaşırcı alma hakkı vardır.
    diğer üyeler ya kendileri evlerine hizmetçi alarak çamaşırlarını yıkatmalı ya da kendi maaşlarından kesilecek ücretlerle sarayda çamaşırcılardan yararlanabilmektedir.

    ismini bildiğim daha doğrusu adını hatırlayabildiğim tek çamaşırcıbaşı, sultan üçüncü ahmed döneminde topkapı sarayı'nda bulunan çamaşırcıbaşı yusuf ağa'dır.
    kendisi, bir defter tutmuştur ve bu defter topkapı arşivinde bulunmaktadır.

    buhur suyu diye bir çeşit dönemin parfümü diyebileceğimiz kokudan bahseder yusuf ağa.
    padişaha bunu ikram ettiğini ve padişahın bu kokuyu çok beğenerek kendisine 15 altın bahşiş verdiğini söyler.
    umarım hayrını görmüştür.

  • hemen derdini zikeyim butonu diyeceksiniz ama dinleyin once.

    1: abbas sakir'in nisanlisina goz dikmis durumda. sevsin sevmesin gariban olsun ama ne olursa olsun yengesi durumunda.

    2: ictikleri gece sakir'in kiz kardesi odasina geliyor ve abbas yine yakalanacagiz diyor. odasindan tekme tokat kovmasi lazim. ama abbas gidiklamasindan memnun gibi zaten raki masasinda kizin opucuk atmasina da mal mal bakiyor. tersleme, tepki de yok. adam sana is ve oda vermis. adami seversin sevmezsin o ayri ama yaninda kaliyorsan bu konuda yanlis yapmayacaksin.

    3: bir sahnede sakir icin gulmeyin cocugunuz da boyle olur allah korusun diyor. ve minibusu alir almaz sakir'in kopyasi oluyor. yani kinadigi, elestirdigi topluma zararli gordugu sakir'in birebir kopyasi oluyor.

    4: taksit getirme sahnesi var, o kahvede garibanlarin icinde parayi verirken, 2 aylik pesin mi versem, neyse parasi olan var olmayan var gibi laf ediyor. igneleme sakir'e ama toplumun icinde ve o garibanliktan gelen biri olarak yaptigi terbiyesizce.

    4: minibusu gasp etmesi de var. anlasma sartlari belli. neyse bunu gormezden gelelim.

    5: kisisel hirsiyla yolcu alacagim diye ani makas atmasi var ki yolcularin canina mal olabilir ya da sakir'in eski nisanlisinin yerini kimseye vermemi de ayri bir olay. acgozluluk ve hirs var.

    6: ve en onemli serefsizliginden biri. nazli sakir'i sevmiyor ve babasinin zoru, evden gitme istegiyle evlenmeye niyetli ama kizin abbas'ta da gozu yok. sartlar geregi belki de kendi dedigi gibi bir yuvam olsun, kocam para getirsin mantigiyla evlenmek istiyor. abbas bunu bilmesine ragmen tek tarafli bir askla kizi dugunden kaciriyor.

    7: son soz yani abbas bukalemun gibi bir karakter. parayi bulup degisebilen, geldigi yeri unutabilecek bir karakter. sevdigi kiz icin ben bunu seviyorum diyebilecek bir karakterde degil, firsat kollayan, firsatci bir tip. sessiz ve cakal. arada laf dinleyen, karisan. ben bu filmi yonetmen sinan cetin'e de bagliyorum. adam kendinden cok sey katmis. cogunlugun ceyyar sakir'i tuttuguna da eminim bu konuda.

    edit: arkadas uyardi ayrica secdigi kiz iceride sevisirken nobet tutup, sakir'in zamparaliklarini gormezden gelip ortemeye calidan bir tip

    benzer bir baslik varmis simdi gordum. gercekten baktim cunku cok gorunen bir karakter abbas. kusura bakmayin.

  • "anayasa mahkemesi'nin kararını sevinçle karşılıyoruz."

    (error 0620) vekil.dll geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacak.

    bir tufa basın.

    hasarlı dosyalar onarılıyor...
    biat.rte dosya konumuna taşınıyor...
    bülentturan.exe yeniden başlatılıyor...

    “yetki gaspı.”

    (error 0320) omurga.dll bulunamadı.

    yine de devam et.

  • türkiyede yaşayanları hayatlarının en güzel çağlarını akp denen şeyle beraber geçirmişlerdir.

    en büyüğü bu illet başladığında 21 yaşındaydı. şuan 33
    en küçüğü 16 yaşındaydı, şuan ise 28

    bu yüzden gelmiş geçmiş tüm nesiller içinde en şanssızları diyebilirim.

  • amy winehouse'un ölümüne ağlarken "boşver aşkım, sen ölsen o üzülmezdi." demesi.

    o günden beri yaşama bakışım değişti, ufkum açıldı. nasıl da düşünememiştim salak kafam.

  • nesine şaşırıldığını anlayamadığım kuyruklar.

    yani hiç kimse size ülkedeki tepeden tırnağa bütün insanlar açlık sınırının altında yaşıyor demiyor ki şaşırıyorsunuz.

    ülkenin yüzde 60'ından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor diyoruz.

    bunları alabilecek insanlar da var evet biliyoruz ama çoğunluk değil işte.

  • ne diyorsun olm sen?
    idam ile kimler asıldı bu ülkede biliyor musun?
    gencecik insanlar. zamanın diktasına karşı geliyorlar diye. hiç pahasına.
    bu ülkede adalet kanunlara göre uygulanıyor mu?
    nasıl bir arzu bu?
    böyle bir gücü birilerine vermek embesillikten başka birşey değildir.
    her hükümet yargıyı ele geçirmeyi başarmış bu coğrafyada. sen ne olsun istiyorsun?

  • baska basliklarda da defaatle yazdim, afgan isgalci akini durdurulmazsa modern kavimler gocu sonucunda ulke ve medeniyetler yikilacaklar. bugun sayisi milyonlara ulasan afganlar sebebi ile turkiye cumhuriyeti'nde hic bir vatandasin tam anlami ile can emniyeti kalmamistir.

    yarin cok gec olacak.