hesabın var mı? giriş yap

  • yapmayın yeter artık lütfen ya troll müsünüz özellikle mi yapıyorsunuz ?

    millet ben de dahil olmak üzere tıkış tıkış gezip tozarken, herkes pandemi başından beri işinde gücündeyken, yaz gelince tatilini yaparken lütfen yapmayın!!!

    bizim okullara,öğrencilerin de eğitime ve okula ihtiyacı var. son nokta budur.eğitimden taviz vermeyelim artık.

  • büyük çöküş, evren biliminde evren'in nasıl sonlanacağıyla ilgili üç olası senaryodan biridir. bu üç senaryo, rus bilim adamı aleksandr fridman tarafından 1922 yılında ortaya atılmıştır. büyük çöküş senaryosu'na göre evren'in genişlemesi, kütleçekimi etkisiyle giderek yavaşlayarak, evren'in genişleme hızı ve evren'deki toplam kütle miktarına göre belirli bir gelecekte duracak ve daha sonra da içine çökmeye başlayarak başlangıç anındakine benzer bir tekilliğe dönecektir.

    kaynak vikipedia

  • "bu değil.
    bu değil.
    ben farklı bir şey istiyorum.
    bu da değil.
    bunları herkes yapıyor.
    bu hiç değil.
    bu sıradan.
    değil.
    hiç bir işe yaramaz.
    bunlar bir şey değil.
    bunlar sıradan.
    beni anlamıyorsunuz."

  • işte ben buna tahammül edemiyorum arkadaş.

    gururuma dokunuyor
    oturduğum yerde terliyorum, elim ayağım titriyor, hırslanıyorum.

    bu nasıl bir cehalet,
    bu nasıl densizlik,
    bunlar nasıl insanlar birader.

    hayır bir iki örnek olsa diyeceğim ağzlarından kaçtı cahiller, konuşmayı bilmiyorlar.
    ne takla attırmaya çalışanı bitti, ne hasta genç kızın eline para sıkıştırmaları bitti, ne aşağılamaları bitti.

    "gözlerin görmüyor sana iş vermişiz" cümlesi hala havada yankılanıyor yeniden saçmalıyorsunuz.
    bir durun lan.

    bunların onurdan gurudan anladığı makamdır mevkidir.
    haysiyetinze tüküreyim emi.

    birinin çıkıp bu ağız ishali olmuş insanlara halkın efendileri olmadığını haykırması lazım artık. tüm devlet mercileri halkın ortak ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla halk tarafından finanse edilen mevkilerdir. o koltuklarda oturanların haddini bilmesi gerektiği aşikardır.

    bu halk tebaa değil, tiranlığınıza sokturtmayın.

  • facebook'ta herkesin bildiği, uyguladığı, yapılması zorunlu gibi hissedilen, ancak zorunlu, yazılı ve tanımlı olmayan kurallardır.

    örneğin;

    bir arkadaşının paylaşımını paylaşacaksan, önce o kişinin paylaşımını "beğenmen" gerekir.

  • amk yulmuş gibi uyandım.
    zaten 2 saat uyudum.

    annem ekmek al dedi. çıktım sokağa sessizlik var. sonra ankara belediye otobüsleri kornalar ve bayraklar ile geçti önümden, ekmek almaya yürüdüm ve başladı ağlama.

    kontrol edemedim lan ağlamamı.
    gece boyunca gördüklerimden sonra ciğerim parçalandı.

    markete gittim, gazete istedim. adam güldü, yok dedi.
    başka markete gittim orada da yoktu.

    sonra ağlayarak eve döndüm.

    ben bugün parka gidecektim, elimde pc ile çalışıp, ufaktan kahvaltı yapacaktım.
    yarın da arkadaşlar ile piknik yapacaktım.

    sahi ne oldu?

  • arge meselesinde en çok eleştiri getiren yazarlardan biri benim o nedenle birkaç cümle etme ihtiyacı duydum.

    şu kısımlar net anlaşılırsa bence ortadaki sorun çözülecek.

    1) bu araçlar üniversitelere devlet (halk) tarafından sağlanan fonla yapılıyor.
    2) bu araçlar üniversite öğrencilerine tecrübe kazandırmak amacıyla yapılıyor.

    konu bu kadar olduğunda bence hiçbir sorun yok. yapılıyor olmalarından, devlet tarafından destekleniyor olmalarından memnunum.

    ancak eğer bu araçlar haber sitelerinde bahsedildiği gibi üniversite tarafından "yerli elektrikli otomobilin öncüsü 'atakar'" olarak lanse ediliyorsa. bu araçların bir değer olduğu düşünülüyorsa orada duracaksın.

    ben sanmıyorum ki bu projeyi yöneten eğitimci bu araçları bir basamak olarak görsün. öğrencilerinin tecrübe edinmesi dışında bir beklentisi olsun.

    neden sanmıyorum çünkü elektrikli araç konusu artık yeni bir konu değil. paran varsa bugün çıkıp çarşıdan tesla model s'i alıp evine gelebiliyorsun. niyetin gelecekte elektrikli araba üretmekse profesyonel bir ekibe milyonlarca dolar kaynağı ve gerekli zamanı verirsin şu an yaşadığımız çağın teknolojisine uygun bir araç ortaya çıkarırsın.

    daha basit bir örnekle açıklamak gerekirse ampul satıştayken mum ile ortaya çıkıp buradan alır yürürüz demek neyse bu araçlar da odur.

    sen ne yaptın eleştirmek dışında diyen adamlara da şunu söyleyeyim. vergi verdim tüm bu projelerin desteklenmesi için daha ne yapayım. 17 18 anahtarı mı tutayım montaj sırasında.

    tekrar ediyorum bu proje öğrenci projesi olarak güzeldir, alkışlıyorum. umarım devlet bu tarz tecrübe arttırıcı projelere destek olmaya devam eder.

    öte yandan aynı proje türk elektrikli araçların öncüsü falan değildir. buradan teslaya varılmaz.

    üç kuruşa beş köfte olmaz
    dünyayla kapışacaksan yatırımını kaşıkla kepçeyle değil tankerle yapacaksın.

    yani burada bence asıl kabahat üniveristede yahut projede değil. o projeyi gerçek dışı abartarak bizim önümüze koyan medyada. aynı haberi "öğrencilerin başarılı çalışması" diye lanse etsen gurur duyar alkışlarız olur biter.

    öteki aptal yerine koymak oluyor herkesi.
    neyin öncüsü amk, adamlar yapmış bitirmiş satıyor.

  • sonuna kadar haklı adam. bölgeye en iyi, en hızlı, en etkili, en disiplinli ve en organize şekilde müdahale edecek kurum türk silahlı kuvvetleridir. genelkurmay başkanlığı'nın serbest iradesi ile saatler öncesinde olaya müdahale etmesi gerekirdi fakat türk ordusu gitmiş yerine rte'nin ordusu gelmiş. ondan emir gelmeden ordu kendi milletine yardım edemiyor.

  • ayı ile avcı fıkrasına döndü bu iş. merkez ne zaman müdahale etse daha da beter oluyor.

    edit: meşhur borsacı fıkrasıdır.

    avcımız avlanmaya çıkar dağa tepeye.. bir bakar ki bir ayı karşısında..
    çeker tüfeğini ateşler ama tüfek tutukluk yapar.. napsın, kaçmaya
    başlar, ayı da peşinde.. ayı yakalar bunu, bir güzel becerir.. avcımız hırs
    yapar, öldürecektir illa ki bu ayıyı.. bir müddet sonra bir daha görür ayıyı,
    çeker tüfeği, basar tetiği yine tutukluk yapar; bizimki kaçar, ayı peşinde,
    yakalar ayı bunu, bir daha becerir.. avcımız iyice hırslanmıştır illa ki
    vuracaktır ayıyı.. takılır ayının peşine, görür, çeker tüfeği basar tetiğe yine
    tutukluk yapar, ayı bunu bir daha yakalar bir daha becerir.. bu olay gün
    boyunca tekrarlanır.. artık avcının dayanacak gücü kalmamıştir, hayat
    meselesi olmuştur bu, son bir defa daha bakar ayı karşısında.. çeker
    tüfeği basar tetiğe ve tüfek yine tutukluk yapar.. ayı yakalar bunu ve der
    ki: - "ya kardeşim avcı mısın, ibne misin?"

  • bir şarkının, bir dizinin veya başka bir şeyin ömründeki önemli bir periyottur şevval sam periyodu. adeta osmanlı'nın duraklama dönemi gibi.

    - yavaş yavaş duyulma
    - popüler olma
    - şevval sam'ın elini atması
    - unutuluş ve kayboluş

    edit: bu arada tespiti yapan arkadaşı tebrik ediyorum.