hesabın var mı? giriş yap

  • minibüs şöförünün yola tükürmek için hareket halindeyken kapıyı açıp eğilmesi ve aşşağı düşmesi ve minibüsün, yolcular çığlık çığlığa iken kendi kendine gidip bi arabaya çarpması...*

  • org - 100 lira
    şövale+tuval+boya+fırça – 200 lira
    flüt+trampet+mandolin+melodika – 150 lira
    çocuk kitapları – 100 lira
    kostümler – 200 lira

    çocuğunun yeteneksizin allahı olduğunu fark etmek paha biçilemez…

    hep bir yeteneğim olduğuna ve bunun ortaya çıkarılamadığına inandım. ailemin beni ehil ellere teslim etmediği için bu yeteneğimin güdük kaldığından ve zaman içinde yok olduğundan işkillendim hep. oysa bugün belki bir virtüözdüm, belki bir ressam ya da çok okunan bir yazardım. belki balettim kim bilir, ama olmadı işte malın teki olup çıktım.

    istedim ki aynı şey çocuğumun başına gelmesin, doğumundan itibaren gözlem altında tutayım, yeteneklerini anında keşfedip geliştirilmesi yolunda adımlar atayım. bunun için yukarıda saydıklarımı ve daha fazlasını alıp yığdım eve. müzisyen mi olacak, resme mi ilgi duyacak, yazıyla mı iç içe olacak yoksa drama yeteneğini mi gösterecek bizlere diye bugüne kadar uğraştım.

    kolay değil, 2 yaşında çıktığım bu yolda bugün 3. yılımıza girdik ve ben bisikletini ters çevirip, eliyle tekerleklerini çeviren ve bundan delicesine haz alan çocuğuma baktıkça…

    vasat altı bile olabilir. oysa ben 7 yaşında ilk konçertosunu yazarsa ne yaparız diye uyku uyuyamıyordum lan, ödülüm bu mu olmalıydı? bisikletinin cıyaklayan kornasını eline alıp salonun ortasında bağırarak koşan bu çocuk benim mi allahım? ya cama oturup dışarı su sıkan bu çocuk?

    o ebeveyn benim, org isteyen varsa söylesin...

  • harry potter'ın vaftiz babası, bu dünyada en sevdiğim ve ölümüne en çok üzüldüğüm ikinci karakter.

    gerçekten çok severim bu karakteri, filmleri ne zaman tekrar izlesem kendisini gördükçe gözlerim dolar. nedeni kitapları okumayanlar tarafından maalesef çok da anlaşılamaz, çünkü çok da üstüne düşülmez filmlerde sirius'un. kitapları okumayanlar için sirius hakkında bilmedikleri, kitapları okumadan da bilemeyecekleri birkaç şeyden bahsetmek istiyorum o yüzden. aralara birkaç görsel eklemeye çalıştım, genelde filmlerde olmayan sahnelerden. görsellerin hepsi pottermore'dan.

    *tırnak içinde olan kısımlar direkt kitaptan aldım. kitapların ingilizceleri kolayımda olduğu için kendim çevirdim.
    **bozuk link vs. olursa lütfen söyleyin. görseller çok güzel, merak eden herkes görsün isterim.

    - harry'nin ilk süpürgesini ona sirius aldı. hayır, firebolt değil. daha ilk doğum gününde sirius ona bir süpürge aldı. oyuncak süpürge tabii. bunu da lily'nin sirius'a mektubundan biliyoruz. mektup aşağıda;

    "sevgili patiayak,

    harry'nin doğum günü hediyesi için çok teşekkürler. açık ara en sevdiği hediyesi oldu. daha sadece bir yaşında ama evde dört dönüyor. o kadar mutluydu ki hemen bir fotoğrafını çekip sana da gönderdim. sadece 60 cm yükseliyor yerden ama neredeyse kediyi öldürüyordu. petunia'nın gönderdiği o korkunç vazoyu da devirdi (hiç şikayetim yok). james de çok eğleniyor tabii, harika bir quidditch oyuncusu olacağını söylüyor. her şeyi ortadan kaldırdık tabii, süpürgeye bindiğinde gözümüzü de ondan ayırmamaya çalışıyoruz..."

    mektup aslında biraz daha uzun, ama konuyla ilgisi bu kadar. düşünür müsünüz? sirius, harry'nin küçüklüğünü doğru düzgün göremedi bile. quidditch maçlarını da köpeğe dönüşüp izlemek zorunda kaldı. hiç kendisi olarak gidemedi...

    https://ibb.co/wkrnhnb

    - crookshanks'le çok iyi arkadaşlardı. crookshanks kimdi? hermione'nin kedisiydi. filmlerde birkaç yerde görünüyor üçüncü film dışında, dikkatten kaçması çok doğal. fakat 3. kitapta büyük rol oynuyordu.

    crookshanks yarı kneazle'dır (kediye benzeyen sihirli bir yaratık). kneazle'ların en önemli özelliklerinden biri de güvenilmez canlıları diğerlerinden çok daha iyi ayırt edebilmeleridir. bu yüzden sirius köpeğe dönüştüğünde crookshanks'ten yardım istemiştir peter'ı bulabilmek için. crookshanks'in canına minnet zaten. şamarcı söğüt'ün altındaki geçide, sirius'un dev köpek haliyle girebilmesi de hayli zordu. crookshanks bu konuda da ona yardım ederdi, ağacın altında ağacın sabitlenmesini sağlayan dala ulaşarak.

    aynı zamanda sirius'un gryffindor kulesi'ne girdiğini de hatırlar mıyız? scabbers'ı öldürmek için girmiştir. crookshanks, neville longbottom'ın unutmamak için şifreleri yazdığı kağıdı çalıp sirius'a getirmiştir. ne koca yüreğin varmış.

    - potter'ların sır tutucu olarak peter'ı seçmesi, sirius'un fikriydi. aslında potter'lar sirius'u seçmişlerdi. fakat sirius bunun çok bariz olduğunu, peter'ı seçmelerinin daha akıllıca olacağını, bunu voldemort'un düşünemeyeceğini önermiş, potter'lar da kabul etmişti. bu yapılan büyü de öyle bir büyüydü ki (fidelius charm), saklanmak istenen sır, sır tutucunun ruhuna giriyor ve zorla alınması imkansız hale geliyor. yani kişinin gönüllü olarak bu sırrı vermesi gerekiyor.

    evet sirius, çok akıllıcaymış kankam...

    - scabbers (peter) kaçtıktan sonra ron'un bir evcil hayvanının olmaması sirius'u üzüyor. bu yüzden bizimkiler 3. senenin sonunda trenle eve dönerken sirius'tan bir hediye geliyor ron'a. bir baykuş! adını pigwidgeon (kısaca pig) koyuyor ron. baykuş cüce baykuş (scops owl demiş rowling) olarak bilinen bir tür. kitapta tüylü bir snitch'e benzetiliyor. aşağıdaki görseli ekstra seviyorum, baykuş geldiğinde ron ilk önce crookshanks'e uzatıyor onu, bir bak bakalım baykuş mu cidden diye.

    https://ibb.co/sm390t1

    - sirius'un ölümü avada kedavra'dan olmadı. filmde bariz bir şekilde bellatrix'in bu lanetli sözleri söylediğini duyuyoruz, ardından tülün ardına düşüyor sirius.

    fakat kitapta bellatrix'ten bir büyü geliyor (ne olduğunu kesinlikle bilmiyoruz zira söylenmiyor. öldüren lanet olmadığı kesin ama), büyü sirius'a çarpıp dengesini bozuyor ve kemerin ardına düşüyor. onu öldüren şey bu oluyor.

    https://ibb.co/fggkzdg

    - sirius inanılmaz riskler alıyor 4. ve 5. senede. biz onu 4. filmde yalnızca kısa bir süre şöminede görüyoruz, aslında fazlası da var.

    4. senede hala kaçaktı sirius bildiğiniz üzere. ama köpek olarak 'özgürce' dolaşabiliyordu. sadece harry'i görmek için hogsmeade'e gelmiş ve bir mağarada yaşamıştı bir süre boyunca. hem de buckbeak ile beraber.

    https://ibb.co/vhdhm9t

    - ben bunu öğrendiğimde şok olmuştum. aslında yıllara biraz daha hakim olunca fark ediliyor kolaylıkla fakat ilk birkaç okuyuşta fark edememiştim... sirius, azkaban'a gittiğinde sadece ve sadece 22 yaşındaydı. 22!

    filmi izleyenler azkaban'a nasıl düştüğünü biliyor sirius'un, kısaca geçeceğim ama. peter, potter'lara ihanet ettikten sonra kaçıyor. sirius da peter'ın peşine düşüyor. bir muggle kasabasında yakalıyor onu. sokakta bağrışırlarken peter sokağı havaya uçurup 12 muggle'ın ölümüne sebep oluyor, ardından fareye dönüşüp kanalizasyona kaçıyor. suç da sirius'a kalıyor.

    azkaban'dan nasıl kaçtı peki? sirius'un ağzından kısa bir paragraf:

    "bir gece ruh emiciler yemek getirdiklerinde, köpeğe dönüşüp parmaklıkların arasından geçtim. hayvanların duygularını anlayabilmek onlar için çok daha zor, kafaları karışmıştı o yüzden. parmaklıkların arasından geçebilecek kadar da zayıftım. anakaraya kadar köpek olarak yüzdüm. sonra kuzeye hareket ettim. hogwarts bahçelerine köpek olarak sızdım. o zamandan beri de ormandayım."

    kaçıyor azkaban'dan kaçmasına fakat 34 yaşında, intikam peşine düşüyor. kendini harry'e falan inandırıyor ama dünyaya inandıramıyor. 36 yaşında öldükten sonra temize çıkıyor ismi ancak. arkadaşlarını kaybetmiş, azkaban'a düşmüş ve bütün gençliğini orada geçirmiş bir hayat. okul hayatlarında ne kadar haylaz ve hareketli olduğunu düşününce bütün gençliğinin böyle heba olması insanı ekstra üzüyor. bakınız böyle resmediliyor azkaban'da;

    https://ibb.co/7z7g2d6

    harry için birçok şeyi göze almıştı, daha fazlasını almaya da her zaman hazırdı. keşke harry ile daha fazla zamanı olsaydı ve bu sadece harry'nin ihtiyacı olduğu için, sirius'un da çok fazla ihtiyacı vardı buna. ah ulan ah...

  • tam anlamıyla bir turnusoldur. bir insanın ne mal olduğunu kısa süre içinde anlamak istiyorsanız bulunduğu ortamda kendinden bir "alt statüde" olan kişilere nasıl davrandığına bakın. davranışları kalibresini ve kalitesini çok kısa bir süre içinde gün yüzüne çıkartacaktır. asla şaşırtmaz.

    tanım: makam ve mevkiye tapmayan, insan gibi insandır.

    edit : arkadaşlar hayatının çok büyük bir bölümünü garsonluk yaparak geçiren bir kişi olarak girdim bu entryi. dikkat ederseniz "alt statüyü" de tırnak içinde yazdım. her şeyden bağımsız, insana salt insan olduğu için değer verilen bir toplum yapısı sizler gibi benim de en büyük dileğim. fakat siz de takdir edersiniz ki kapitalist toplumun realitesi bu şekilde işlemiyor. ne yazık ki bir avuç "ahlaklı" insanın düşüncesi değil, yığınların düşünsel pratiği hakim tüm toplumsal yapıya.

  • peşin edit: neden kıprıslı? çünkü yıllar önce, kıbrıs'ta, kıbrıslı birinden dinlemiştim.

    kıprıslı bir çift, hayvanat bahçesine gider. fıkra bu ya, bir tur rehberi eşliğinde sırasıyla hayvan kafeslerini gezerler. rehber hayvanat hakkında bilgi verir:

    - efendim aslanlar şu kadar yıl yaşar, şunu şunu yerler, bunu içerler, dişileri şöyledir, erkekleri böyledir,... erkek aslan dişilerle günde 3 kez çiftleşir, her çiftleşme en az 20 dakika sürer.

    kadın dirseğiyle kocasını dürtükler:
    - be, gördün?
    adamcağız cevap veremez, boynunu büker.

    bir sonraki kafeste rehber anlatır yine;
    - kaplanlar şu kadar yıl yaşar, şunu şunu yerler, dişileri şöyledir, erkekleri böyledir,... erkek kaplan dişilerle günde 2 kez çiftleşir, her çiftleşme en az 15 dakika sürer.

    kadın yine kocasını dürtükler:
    - be, gördün?
    adamcağız yine boynu bükük.

    tur devam eder, rehber anlatır da anlatır; yılanlar 24 saat, sümüklü böcek 6 saat, tahta kuruları günde 200 defa, arjantin ördeğininki 40 cm derken kadın her seferinde kocasının dürter.
    koca perişan, geldiğine bin pişman.

    derken geyiklerin olduğu kafesin önüne gelirler, rehber:

    - geyikler şu kadar yıl yaşar, şunu şunu yerler, bunu içerler, dişileri şöyledir, erkekleri böyledir,... erkek geyiğin organı vücuduna oranla biraz kısadır, dişilerle ayda yılda bir kez çiftleşir, o da yaklaşık 2 dakika kadar sürer.

    adamın yüzü aydınlanır, ağzı kulaklarında, dirseğiyle karısını dürtükler:
    -be, gördün?

    karısı cevap verir:
    -boynuzları da gördün?

  • -webcam açsana oradan görüşelim
    -odanın lambası yanmıyo gözükmez
    -bi tane yeni ampul alamadın mı odana?
    -yok benim oda değil zaten...tabipler odası
    -gecenin ikisinde ne yapıyosun orada?
    -dışarısı soğuktu camı kırdım ve...
    *izmir19f logged out*

  • - hatice hanım içli köfe
    - centro gofret
    - dost yoğurt
    - bili bili yumurta
    - teatone ice tea
    - simbat iç ayçekirdeği
    - buono çikolata

    ve elbette,

    - le cola.

    7 tl. yersen.

    ekleme: bütün gecenin bulaşığı ne olacak peki? ciddi problem.

    - bind activit bulaşık deterjanı

    üstelik paket hala 7 tl.

  • yardıma ihtiyacı olan bir seyyar satıcı da olabilir.

    - uuiiyyaeeaaağğğğğ
    - kaç para o ?
    - uiyyeeaağğğ
    - anam yanıyormuş herif.

  • cnn türk canlı yayınında sırrı süreyya önder'in ''kürtler kimseye muhtaç değil ama herkes kürtlere muhtaç'' şeklinde sarfettiği söz.

    arkadaş ''bu ülkede kimse kimseye muhtaç değil her insan bir bireydir'' demek bu kadar mı zor.

    sosyalist diyor bi de bu abi kendine.