hesabın var mı? giriş yap

  • yıllarca pkk'ya bilumum rus yapımı silah sağlayan rusya'nın sesini çıkartmaya hakkı olmadığı olaydır. 2015 yılında rus uçağını düşürmemizin hemen akabinde rus savaş gemisi boğazdan geçerken bir rus asker elinde strela-2 karadan havaya füze ile şöyle bir görüntü vermişti: görsel

    basınımız bu olayı anlamamış, dışişleri bakanlığı da olaya tepki göstermişti. bu hadiseden çok kısa bir süre sonra pkk'nın kendi yayın organında bu silah ile vurulan tsk'ya ait cobra tipi helikopter ve şehit olan 2 askerimizin görüntüleri paylaşıldı: görsel (sinir bozan videoyu paylaşmıyorum, tavsiyem siz de izlemeyin)

    demem o ki rusya 1984 yılındaki ilk pkk saldırısından bu yana aralıksız olarak bu terörist organizasyona silah sağlamaya devam etmektedir. pkk'ya verdiği doçka, pks (biksi), ak-47, dragunov ve diğer birçok silah yüzünden binlerce anadolu evladı yaşamdan koparılmıştır. unutmayın!

  • neredeyse tüm batı avrupa'nın çalışma şartlarında, hatta daha fazla, çalışıp 2500 lira para kazanmaktır. bir de buna asalaklık, rahatlık, tembellik, ücretli işsizlik diyen çıkabilir bu memlekette. çünkü bizim ülkemizde patron arkadaşlar bir insana üç kuruş maaş veriyorsa gece gündüz, haftasonu çalıştırmalı, asgariden sigorta yapmalı - ya da hiç yapmasa daha iyi, 2500 lira verdiği için ruhunu bile satın alabilmeli. yoksa ne olur? hop başka ülkeye taşınır, sizi işsiz bırakır, ekmek vermez. ekmek parası kazanacaksanız evinize makul saatte dönmeyi, ailenizle de vakit geçirmeyi düşünmeniz asalaklıktır, tembelliktir, işe yaramazlıktır.

  • pazar sabahları kendi kendine erkenden, henüz anneler kalkmamışken, kalkıp televizyonun karşısına geçip alfin başlamasını beklerken uykulu gözlerle trt'nin sağırlar için özel haber programını seyretmek..

  • "asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır: bir
    hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa
    bağlanır. hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan
    içine tatlı bir yiyecek konur. bu yarık sadece maymunun elini
    açıkken sokacağı büyüklüktedir. yumruk yaptığında elini dışarı
    çıkaramaz. maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için
    elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması
    olanaksızdır. sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz.
    avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. aslında bu
    maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. onu sadece, kendi
    bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. yapması gereken tek şey, elini
    açıp yiyeceği bırakmaktır."

  • henüz 14 yaşında bir kız iken kendi uçağını yapan bir dahi. öğretmeninin anlattıklarına bakılırsa kendisi 'imkansız' nedir bilmeyen biriymiş.
    gelecekte uzay, evren, kara delikler ile ilgili önemli buluşlara imza atabilir diye düşünüyorum.

  • nikah memuru: "... 'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
    gelin : "evet!"
    nikah memuru: "peki siz damat bey ... 'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
    damat : "evet!"
    nikah memuru: "ben de evet diyorum ve 3 evetle uğurluyoruz''

  • etmemiştir, ettirilmiş olabilir. şimdi elin kübalısı türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı'nın ''atasını'' sevmediğini, çekemediğini nereden bilsin?

    - atatürk'ün büstünü ziyaret etmek ister misiniz?
    + hmmf olr tmm yea.

    olay böyledir kesin.

  • -geçen senelerden birinde sırf artistlik olsun diye 10 kasım'da saat 9'u 5 geçe ayağa kalkmamış ve bunu marifetmiş gibi bu köşeden cümle aleme ilan etmiştim

    türkiye'nin en çok okunan gazetesinde köşesi olan bir adamın kalibresi bu işte. artizlik olsun diye. yazık.

    gerek yok ahmet hakan, "gölge etme" yeter.

  • sene 1997, mekan yurt odası.

    odada tek bir bilgisayar var, pentium 100.
    ram 8 ya da 16. (ben smyrna'nın uyarısıyla eklemek isterim ki megabyte!)
    internet bağlantısı falan yok he, insanlar minesweeper'da rekor kasarak eğleniyorlar sırayla.

    bir akşam odaya girdiğimde bir tedirginlik hissettim ama yorgunum zaten hiç takmadan çıktım ranzama. derken bilgisayarın sahibi geldi. birşeyler konuşuldu ve adam parladı!
    "nasıl nasıl?????" diye kükreyince de kulak kabarttım, duyduğum ilk şey:

    "ben 3 taneden fazlasını koymayalım demiştim, dinletemedim".

    ne üçü beşi, ne koyulmuş derken eleman bana seslendi "gel bir el at da şunu halledelim".

    olay şu ki minesweeper'dan sıkılmış ahali bir oyun bulmuş, oyun da 6 cd'lik (ulan devamını anlatamıycam utançtan). hepsini birden sığdıramayınca 4 tanesini cd sürücüsüne zorla sokuşturmuşlar. sonuç malum..

    biz kasayı sökerken kendini savunan olayın saçmalığının hala farkında olmadan söyleniyordu, "üçer üçer koyalım demiştim ben, dinletemedim".

    edit: bi de şöylesi var #16245044