hesabın var mı? giriş yap

  • şu görsel bardağı taşıran son damlaydı nasıl böyle bir salak akrabam olabilir dedim sildim gitti.

  • türkiyenin yer altı edebiyatının muhteşem ismidir kendisi. son zamanlarda kitaplarını okuyan insanların kolay kolay vazgeçemedikleri, insanı delicesine düşünmeye zorlayan, dili, fikri, izah şekli, mizah şekli son derece anlamlıdır. öylesine büyük düşünür ki ifade şeklinden bunu kolayca anlayabilirsiniz.

    lakin bazı cümleleri iki kez bile okusanız içiden çıkamayacağınız kadar düşünce doludur. bazen yorar fakat yorduğu kadar da zevk verir. mutlu hissettirir. üzgün hisettirir. düşüncelere, rüyalara dalarsınız.

    hakan günday okumak istiyorsanız eğer -ki hâlâ başlamadıysanız büyük bir kayıptır- kesinlikle ilk kitabı olan kinyas ve kayradan başlamalısınız. o vakit bu dediklerime hak vereceksiniz, eminim.

    --- spoiler ---

    ama biliyorum, izin vermeyecek insalar rahatça kendimizi yok etmemize. arkadaş olacaklar. aşık olacaklar. sırdaş kesilecekler başımıza. robinson'un bile yanına cuma'yı veren dünya, üzerinde yaşayan bütün insanları tanıştırma gibi hastalıklı bir saplantıya sahipken uzak kalmamız çok zor olacak gündüzün ve gecenin seslerinden ..

    --- spoiler ---

    edit: imla

  • o önlükler zaten komple sorunsaldı. sadece yaka iliği değil yani. o yaka ilikleri genelde tenefüsteki sınıf maçlarında kopardı. tebeşir izi de kolay çıkmazdı o önlükten. maçlardan önce arkamıza tebeşirle numara yazardık futbolcu hesabı 1 den 11 e kadar, derse girmeden önce de hesapta temizlerdik ama tahtaya kalkanın arkasında inceden yine numaralar gözükürdü. benım arkamda 3 yazıyordu öğretmen görmüştü solbek tahtaya demişti.

  • fight club'a döndü lan ülke sayende. sabah takım elbise kravat, akşam biber gazı barikat.

  • başıma sıkça gelen bir durumdur. oldukça ilginizi çeken bir konu üzerinde okuma yapmaya başlamışsınızdır. bak ben hiç bu açıdan düşünmemiştim, hay allah ya, çok doğru yerlere değinmiş dersiniz ve birden olan olur. dahi anlamındaki da ayrı yazılmamış, soru eki olan "misin" kelime gövdesinden ayrılmamıştır. işte o zaman size değişik gelen şeyleri dile getiren yazar, sizin için sümüğünü balon yapan bir bebeye dönüşmüştür. bunu sık yaşıyorum. içimde uyanan merak, okumamı heyecanla istese de bir nevi hastalık olan diğer imlacı taraf; yeter lan daha de nerede birleşik ya da ayrı yazılır bilmiyor diyen taraf galip gelip merakımı öldürür. üzücü bir durum, bunu harflerin yerleri karıştığında veya yanlışlıkla eksik yazıldığında hissetmem ama o "da" ayrı olmalı, soru eki gövdeden ayrılmalı, yalnış diye yazılmamalı arkadaş. ayıp oluyor ama.

  • korkunç bir hikayesi olan adam.

    dışarı çıkınca yaşadığı şoku tahmin edemeyiz herhalde.

    - 25 yaşında girmiş içeri, 69 yaşında çıkmış. ömür gitmiş yani.

    - ailesiyle irtibatı yıllar önce kaybetmiş. iki tane yeğenim vardı şöyle şöyle yapardık diye anlatıyor. şimdi kimsesi yok.

    - yolda kendi kendine konuşan* insanlar görüp şaşırıyor, sonra kulaklarında bir şey* olduğunu fark ediyor. "n'oluyo amk, herkes cia ajanı mı oldu?" diye tepki veriyor.

    - times meydanı'ndaki elektronik reklam tabelaları, videolar, insanların önüne bakmadan telefona bakarak yürümesi, iphone'lar...

    - daha az kişi bindiği için ve etrafı izleyebilmek için metro yerine otobüse biniyormuş.

    - yiyip içebileceği çeşit çeşit farklı ürünler. renkli renkli içecekler. adam için her şey yeni.

    insan kafayı yer herhalde.

    bütün bunların üzerine adam diyor ki, "insanlar toplumun bana borçlu olduğunu söylüyorlar, ben öyle düşünmüyorum. toplumun bana bir borcu yok, kin tutmuyorum, geçmişe değil geleceğe bakıyorum. her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyorum."

    resmen koy morgan freeman'ı, filmini çek. ikinci the shawshank redemption vak'ası olsun.