hesabın var mı? giriş yap

  • tavuk ve kırmızı eti muhteşem pişiren ve pişirme işleminden sonra temizlik aşamasının deterjanla değil yarım limon ile yapılması gereken tava.

    şöyle ki; dökme demir tavaların en pahalılarından tutun da en ucuzlarına kadar, temizlik esnasında sabun yada deterjan kullanılmaması gerekir. tava sıcakken (altını kapayıp içindekileri alır almaz) yarım limonun suyunu tavaya sıkıp, oranızı buranızı yakmamaya dikkat ederek suyu sıkılmış limonun kabuğu ile tavanın her yanını hafifçe ovun. hemen ardından yarım su bardağı suyu tavaya döküp, yine oranızı buranızı yakmamaya ozen gostererek musluk altında yıkayın. inatçı kalıntılar varsa bunları deterjan kullanmadan süngerin sert tarafı ile şöyle bir ovalayarak çıkarın fakat unutmayın ki bu tavalar çelik tencere değildir asla ışıl ışıl olmayacaktır, temizliği obsesyona dönüştürmüş kişilerin en baştan bu tip tava ve tencerelere bulaşmaması tavsiye olunur.

    temizlik işlemi bittikten sonra tavanızın paslanmasını önlemek ve ömrünü uzatmak için yapmanız gereken basittir. tekrar ocaga koyun, altını yakın, tüm nem uçsun ve hatta yine el değmez sıcaklıklara ulaşsın. ocagin altını kapayın, sadece 1 yada 2 damlacık yemeklik sıvı yağ döküp kağıt peçete yada kagit havluyu bir kaç kat yapıp tava/tencerenin her yanına iyice yayın, fazladan yağ kalmışsa onu da silin gitsin. bu şekilde ben ölürüm ama tavanız yaşamaya devam eder.

    ayrıca özel olarak bu ikea'nin sattığı tava için diyebilirim ki bazı balıklar hariç, herhangi bir eti daha güzel pişirebilen bir düzenek ile henüz karşılaşmadım, buna başka (ve daha pahalı) dökme demir tava ve tencereler, ağır ateşte barbekü ve türk tipi mangal dahil. çeşitli mangal tutkunu etçil denekler üzerinde ve hatta aynı eti mangalda ve bununla pişirerek de test ettim, kazanan hep bu tava oldu. ikea'yi bunun daha buyuk modellerini de çıkarmaya davet ediyorum.

  • insanlığın düşebileceği son noktalardan zannediyorum.

    çocuk bu insanlıktan nasibini almamış taksici, çocuk!

    arabasına kartopu geldi diye küçücük bir çocuğu taksisiyle ters yönde giderek kovalıyor insanlıktan nasibini alamamış yaratık. hem çocuğu ölesiye korkutarak hem de o anda trafikte olan yüzlerce kişinin hayatını riske atarak.

    garibim yusuf korkarak kaçarken bir arabanın altında kalıyor.

    peki bu delikanlılığı çocuğa söken taksici ve ondan bir farkı olmayan yusuf'un altında can verdiği arabanın şoförü ne yapıyor? çocuğu orada kanlar içinde bırakıp kaçıyor.

    yusuf, hayatının son anlarında arabayla kovalanarak korka korka can vermiş bir çocuk. iki tane korkak ise halen aranıyor.

    ne desem gg.

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1807010/default.htm

    bir çocuğun ölümüyle sonuçlanmıştır.

    ne bekliyordunuz?

  • "tayyip göstericilere tepkinizi sandıkta gösterin diyor, adam zaten sana oy vermemiş, daha ne yapsın sandığa mı sıçsın?"

  • binaları ayakta tutan tuğlalar değil, temel ve kirişlerdir. ne kadar hafif olurlarsa o kadar sağlam olurlar. yalıtım ise duvarın dışına yapılır.
    hobisi kepçe ve inşaat izlemek olan ülkenin vatandaşı böyle sorular sormamalıdır.
    çocukluğu inşaatın 2. katından kum tepesine atlamak, aylarca bekleyen rutubetli su varillerinden kurbağa yakalamak olan bir varoş çocuğu olarak biraz kassam ev yaparım.
    he bugüne kadar ne inşa ettin dersen sadece köpek ve güvercin kulübesi..
    bir de yetişkinliğimde yaptığım bir kuş kafesi var ki ustalık eserim olarak londra'da sergileniyor. bu londra işi ciddi bu arada.

  • kılıçdaroğlu iyi niyetli bir siyasetçi olabilir ancak seçim kazanmak başka bir şey.

    şu yaşananlara rağmen senin partin %28'i geçemiyorsa, senin o koltuğa talip olmanın hiçbir anlaşılabilir tarafı yok.

  • kaçmak.

    vedayı hızlandırmak için kaçmak evet.

    içimde oluşan; bir an önce köşeme çekilip sessizce ağlamak. ona bakarak yahut onun yanında değil, kendi içimde ve kendimle ağlamak.

    yahya kemal'in dediği gibi:

    "kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu;
    zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu."*