hesabın var mı? giriş yap

  • quadriceps kaslarını geliştiren en iyi hareket. aletle yapılan "calf ve quadriceps" çalışmalarından farkı, ağırlığın serbest hareket etmesi sayesinde tüm kontrolün, hareketi yapan kişide olmasıdır. bu serbestlik, kas gelişimini tek bölge ile sınırlamaz ve komple bir gelişim sağlar.

    bahsi geçen hareket öncelikle -en az 2 hafta boyunca- bar olmadan yüksek tekrarlı olarak yapılmalı ve kas tonusunun yükseltilmesi amaçlanmaktadır. "kas tonusu" ise, kasın anlık patlama gücü ile dayanıklılığının ağırlıklı ortalaması olarak tanımlanabilir. kas tonusu yeterli seviyeye geldiği zaman bar ile çalışmalara başlanabilir. bu da takriben vücut ağırlığının %10' u ile çıkarılabilecek maksimum onluk settir. setler (yani 10 ya da 12' lik "paket" tekrar sayıları) , her vücut geliştirme çalışmasında olduğu gibi giderek arttırılmalı, daha sonra kilo arttırımına gidilmelidir.

    aletle çalışmalar ise yüksek tekrarlı ve düşük kilolarla yapılmalı; bu sayede "definisyon" denen dayanıklılık ve fiziksel görünüm çalışmaları squat' ı desteklemelidir.

  • ziraat bilmine dair iç burkan bir detay bu.

    gidiyorsun pazara, diyalog hep şöyle.

    -abi biberler acı mı?
    +karışık.

    ya da alıyorsun tatlı denen biberi, hop içinden mutlaka bir sürü acı çıkıyor.

    aga, niye bunu ayrı üretmiyonuz? lan teknoloji kurbağadan domates üretme seviyesine gelmiş, biberler hala karışık.

  • "komşudan gelen kısır tabağının "boş göndermek olmaz" denilerek kısır koyulup geri gönderilmesine kısır döngü denir."

  • bu biraz hüzün, biraz gariplik, biraz şaşkınlık ve çokça da eskişehir soğuğu hikayesidir.
    çoğu öğrencinin yaptığı gibi faturalar (elektrik, doğalgaz, telefon) mümkün olduğu kadar ihmal edilir. elektriğin ya da doğalgazın kesileceğine dair bir ihbarname gelene kadar ödenmez faturalar. bu ihbarname geldiğinde aceleyle para denkleştirilir ve son dakikada ödenen faturalarla deyim yerindeyse son dakika golleriyle yaşam devam ettirilir.
    yine son ana bırakılmış faturalar fakat bu sefer öğrenciler biraz daha umursamazdır. çünkü faturalar ödenmeden ara tatil için memleketlere gidilmiştir. evden ilk dönen vennus olmuştur. ve eve geldiğinde gördüğü manzara ürkütücüdür: doğalgaz borcundan dolayı mühürlenmiştir (olayın ürkütücülüğüne dair şüphesi olanlar bir kış gecesi eskişehir soğuğunda biraz dolaşmayı deneyebiliriler). "yarın para bulur öderim" düşüncesiyle bir gece idare edebileceğini düşünen vennus evde başka hiçbir ısıtıcı olmadığı için bulabildiği tüm battaniyeleri üstüne sararak uyumaya çalışır ve bir yandan da "donar mıyım lan acaba?" diye kendine sormaktadır. o gece gerçekten de vennus'un hayatındaki en soğuk gece olmuştur.
    ertesi gün doğalgaz borcu ödenir, akşama kadar doğalgazın açılacağı öğrenilir. vennus akşam olana dek eve gitmez çünkü okulun boş ve sıcak laboratuvarları vennus için gerçekten iyi bir alternatiftir. akşam eve döndüğünde gördüğü manzara bir gün önceki manzara kadar dehşet vericidir: doğalgaz henüz açılmamıştır. vennus çaresiz biçimde, o soğuk gecelerden bir tanesine daha merhaba demek üzeredir. kafaya geçirilen kapşonlar, üzerine örttüğü battaniyeler lokal bir ısınma sağlamaktadır ama kafa battaniyelerden dışarı çıkarıldığında inanılmaz bir soğuk yüze tokat gibi çarpmaktadır. "dün donmadım ya bugün de donmam herhalde" diyip uyur.
    ertesi gün, doğalgazın ufak bir aksilikten dolayı açılmadığını öğrenir ve doğalgazın artık kesin açılacağına dair güvence almıştır yetkililerden. vennus doğalgazın açılacağından emin bir şekilde akşama kadar gezer dolaşır ve vakit geç olduğunda eve gelir. doğalgaz vanasındaki mühürün kaldırıldığını görür, sıcak bir ev artık vennus beklemektedir (bekle sen). dairenin kapısı açılır. el, lamba düğmelerinden birine uzanır ve o an elektrik çarpmışa döner: elektrikler borcundan dolayı kesilmiştir. o an belki gerçekten elektrik çarpsa çok daha mutlu olacaktır vennus, çünkü ısınması için kombiye, kombinin de elektriğe ihtiyacı vardır. yapacak bi şey yoktur, borcun ödenmesi, elektriklerin tekrar açılması gerekir. o soğuk gecelerden en az bir tanesi daha onu beklemektedir. "keşke bir kutup ayısı, bir penguen olsaydım, başlarım üniversitesine" der ve uykuya dalar. ertesi gün onun için sıcak bi gün olmak zorundadır, çünkü elektrik faturası da ödenmiş, elektrikler tekrar açılmıştır. vennus kombiyi açar fakat ateşleme yapmamaktadır. kullanma klavuzundan kombiye biraz su basıp, su basıncını artırması gerektiğini okur. kombiye giden su borusunun vanasını çevirir fakat hiçbir hareket, gelişme, huzur verici bir su akış sesi yoktur. o an akıllı su sayacının üstündeki şu yazıyı hatırlar: "kredi az"

  • buna inanıyorsanız size kötü bir haberim var hacı:

    muhtemelen siz çirkinsiniz, hiçbir kız size karşı öyle yoğun duygular hissedip açılacak kadar etkilenmiyor.

    nereden mi biliyorum? :(

  • ben öğretmenim.
    iki tane 7.sınıfım var.
    7.a şubesinin dersleri genel olarak hep sabah saatlerine denk geliyor. 7.b hep öğleden sonra...
    birinde hepimiz taptazeyken ders işliyoruz, diğerinde hepimiz yorgunuz...
    hak geçmesin diye 7-b ye tenefüs zili çalmadan, pür neşe, motivasyon giriyorum.
    ekstra testler hazırlıyorum. fotokopiler havada uçuşuyor!
    sonra diyorum 7.a kendimi istedi sabah derslerini, onların suçu ne! dururmuyum, orda da havada uçuşmalar!!!

    birine bir kelime eksik anlatsam, huzursuz oluyorum. dengeyi kurmak için çırpınıyorum.
    allahtan korkuyorum. gerçi insan olanın hakkaniyetli davranması için kimseden korkmaya ihtiyacı da yok...

    şimdi sana soruyorum:
    ben bir kelimenin hesabını bile yaparken, sen geceleri nasıl rahat uyuyorsun?

    cidden hayret ediyorum...

  • kapalı havuzunun haftaiçi sabah ve bazı akşam seansları kadın erkek şeklinde ayrıldıktan sonra tamamen cam olan bir duvarı buzlu camla kapatılarak kasvetli bir yere dönüştürülmüş okulum.
    üstelik ısınma sorunu var ve haftada 3’er kez dışardan görünmeden yüzecekler diye tüm hafta havuzu kullananları karanlığa mahkum etmişler.
    yüzerken güneş, ağaç, ışık görenler şimdi tabut gibi bir hapishanede yüzüyorlar.
    kadın erkek seansları için geçici paravan/ perde olsa yine anlaşılır ama camları tamamen ve sürekli kapatmak nasıl bir bencilliktir?
    üstelik kadınlara ayrılan sabah saatlerinde daha önce karma gelenler dışında hiç kimseyi görmedim bile.
    siyasal islam nedir? tam olarak budur. kendi inancı için herkesi karanlığa mahkum etmek.
    önce herkesin kullandığı saatleri almak, sonra herkesin gördüğü güneşi ve manzarayı kesmek.
    bıktık.