hesabın var mı? giriş yap

  • koca bir ülkeyi batırıp 100 yıl sürecek çıkmazlara sokan birisinin siyasi rakibini ssk'yı batırmakla suçlaması da ne bileyim, biraz garip.

  • gidecekse hükümeti kursun öyle gitsin. bizim arka dörtlü bi koalisyon çıkaramayacak gibi duruyo. hükümeti kurarsa anca o kurar. sana güveniyoruz nando.

  • karşılıksız yaptığınız her şey için bir gün gelir “yapmasaydın” tepkisini alırsınız.

  • arabın yağı fazla bulması olayıdır. ha burdan erdoğan ve adamlarına sesleniyorum bunu dedim diye sakın beni öldürmesinler ha.

  • bir insanın sahte deliller ve tanıklar ile tamamen yasal yollar kullanılarak ayrıca bu yolları kullanan kişilerin üst düzey memurların olduğu, hakiminden savcısına, polisinden amirine kadar herkesin yapay bir suçlu yaratma çabasını günümüz açısından değerlendirip izlemeniz gereken muhteşem bir hukuk rezaleti belgeselidir.

    belgeselin ilk bölümünde şu vurucu cümle bir hukukçu olarak beni benden aldı. şöyle ki; '' mahkemeler bir insanın masum olup olmayacağını araştırmak yerine suçlu olup olmayacağını araştırması, işte bu çok saçma ''.

    gerçekten de öyledir. masumiyet karinesine göre herkes suçu ispat edilene kadar masumdur. ancak özellikle ülkemiz dahil olmak üzere bir çok ülkede mahkemelerinde sanıkların doğrudan suçlu muamelesi görmesi alışılagelmiş bir gelenek, teamül halini almıştır.

    şu anda dahi ülkemizdeki canlı örnekleri gündemi meşgul etmekte. fetö terör örgütü operasyonlarında alınanların tamamı suçlu muamelesi görmekte hatta onu da geçtim sosyal medya platformundan yazdıkları eleştiri yazıları dahi '' ülkeyi bölmek veya ülkeyi bölmeye çalışanları övmek '' gibi saçma bahanelerle suçlu sıfatı verilmektedir.

    ortada masum olduğuna dair suçlu olduğuna kıyasla daha fazla maddi delil olmasına karşın kişiler yalnız bir beyanıyla suçlu ilan ediliyor. hatta şunu söyleyebilirim ki; nefret ettiği komşusunun fetöcu olduğu yönünde karakola şikayette bulunan kişi sırf nefret ettiği için yalan beyanlarda bulunup kişiyi delilsiz tutuklanmasına sebebiyet veriyor.

    işte gerçek '' nefret suçları ''nın bunlar olduğu kanısındayım.

    belgesele gelecek olursak tamamen gerçek dışı ancak yasal zemine oturtulmuş deliller ile insanların hayatlarının nasıl değişebileceğini, hakim-savcı-polis gibi soruşturma ve kovuşturmada görevli olan kişilerin istedikleri kişilerin hayatını nasıl da bitirebildiklerini görüyoruz. yani '' görevi kötüye kullanma ''nın masum insanları bir katile bir tecavüzcüye bir hırsıza bir teröriste nasıl dönüştürebileceğini izliyoruz.

    bu dizi mevcut hukuk sistemlerinin altyapı eksikliklerini gün yüzüne çıkartıyor. hukuk sistemlerini daha detaylı sorgulamanız için sizi yönlendiriyor. her şeyi geçtim hukuka ve yargıya olan güvenin asla tam olmaması gerektiği konusunda saflığınızı sizden alıyor.

    harika bir belgesel ve bu belgesel hakkında bu kadar az entry girilmesi ve izleyen kesimin azınlığı beni şaşırttı.

    lütfen izleyin...