ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uçakta emniyet kemeri takmanın mantıksız olması
-
türbülans olayına zaten değinildiğine göre kemerin bir diğer faydası ise uçak düşüp parçalandığında tanınmaz hale gelen cesedinizin koltuk numaranıza göre teşhis edilebilmesine yarar.
e-devlet'te araç sorgulamanın kısıtlanması
-
günü komedisi: e-devlet üzerinden araç sorgulama kısıtlanmış, sadece kendi araçlarımızı sorgulatabiliyormuşuz. gerekçe de kişisel verilerin korunmasıymış.
bre salak, ben kendi aracımı neden sorgulatayım? kendi aracımla ilgili herşeyi biliyorum, ruhsat elimde, tescil trafik elimde, poliçeler elimde...
ikinci el bakarken araç tipi ile bilgileri uyuyor mu, araç çalıntı mı, üzerinde haciz var mı diye baktığımız ekranı ne bok yemeye kapatıyorsun? bunları araçları aldıktan sonra mı öğrenelim?
hem neden kapatıyorsun? bu ülkede 50 milyon kişi tc kimlik numarasına varıncaya kadar fallafoş oldu sizin beceriksizliğiniz yüzünden. acaba hangi suçu / krediyi / borcu / faturayı üstümüze kim ne zaman yıkacak diye bekliyoruz.
bu saatten sonra sizin alacağınız tedbirin içine edeyim. bakan yaptığınız yaratıklar psikolog lazım değil bize din adamı gönderin derken, aynı zamanda bu çağda digital bilgi almak sizin ne haddinize, gidin müneccim bulun demek istemiş.
edit: bir arkadaş noter ekranında çıkıyor demiş. yani beğendiğin her aracın durumunu öğrenebilmek için sahibi ile beraber notere gitmek mantıklı geliyor kimisine. herkes ilk baktığı aracı alıyor sanıyor. çevre illerden bakıp beğenmek konusuna hiç girmeyeceğim. araç üzerinde rehin varsa bazen kafadan eliyorsun arabayı. telefon bile açmıyorsun sahibine.
büdüt: gazetelerin yeni haberi oluyor...
5 eylül 2022 kız kulesi'nin yeni hali
-
hani diyoruz ya keşke 2 yıl önce o arabayı alsaydım, o evi alsaydım diye. şimdi de tarihi eserler için keşke sağlamken görebilseydik diyeceğiz gibi.
yazarların şu an duymak istediği söz
-
" o nasıl bir kabusmuş öyle! hadi yıka yüzünü de gel! yıl hala 2007! "
masterchef türkiye
-
berk gitti berker geldi. bakalım o gidince de berkest gelecek mi.
kazık yenileceğinin belirtileri
-
verdiğiniz sipariş kütük, tahta veya garip garip şeylerin üstünde geliyorsa kol gibi hesap girecektir. amcama tır çarpmış diyip apar topar kaçmaya bakın.
isveç'in 80 bin mülteciyi geri göndermesi
-
muhtemelen türkiye'ye yapılacak geri göndermedir.
yalnız isveç devletinden ricam, düzgün mültecileri değil de,
seçebilirlerse, hırsız, tecavüzcü, barbar tipleri bize göndersinler.
biz de kırmızı halılı devlet töreni ile karşılarız.
çünküm bu tarz insanları halkımız baştacı etmeyi çok sever ve onlar da bizden birisi gibi olacağı için rahatça kaynaşırız.
ingiliz aksanını sevdiren insanlar
-
coupling dizisinde jeff karakterini canlandıran richard coyle.
ahmed arif
-
"...yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini..."
ne kadar derin bir insan olduğu iki kısacık dizeyle dahi ortadadır.
her yaptığıyla, her söylediğiyle, her yazdığıyla candır, ciğerdir. unutulmaması, yaşatılması gereken bir değerdir.
şiirlerini kendi sesinden dinleyebileceğiniz hasretinden prangalar eskittim adlı bir albümü de mevcuttur.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
lisede okurken, cuma günleri okul çıkışında servisi çiftlikten* geçirirdik. isteyen kokoreç, isteyen mısır falan alırdı. bir gün yine bazılarımız kokoreç alırken ben yarım ekmek dönerimi yemiş halde tok aslan gibi kokoreççiyi izliyordum; tık tıkı tık tıkı sesleriyle sanatını icra ediyordu ustam. "acı olsun mu?" diye sordu arkadaşlara. onlar da erkekliklerinin bütün gururuyla ilerleyen yıllarda basur olmayı göze alarak "bol acılı" dediler. bir zaman sonra kokoreçleri ellerindeydi. birden ustayla göz göze geldik. "sen almadın mı?" dedi, "hayır" dedim. birden bir çeyrek ekmek arasına kokoreç doldurmaya başladı. ben durumu anlayamadan onu izlerken "al" dedi. "saol amca ben yemem" dedim. "al" dedi tekrar "insanlık ölmedi ya".
zamlar dar gelirli vatandaşın sorunu değil
-
akit yazarı ali karahasanoğlu, adeta okuyanın aklıyla dalga geçerek bugünkü yazısında "benzin, motorlu taşıtlar vergisi, köprü, otoyol, emlak vergisi, pasaport harcına yapılan zamların, dar gelirli vatandaşın değil, bir avuç zenginin sorunu olduğunu" yazdı.
mtv ve araç muayenesi zamları için;
"yine araba sevdası.
yine fakir fukaranın hayatı ile ilgisiz bir konu..
asgari ücret ile geçinen insanların arabaları yok ki, bu gelen zamla ilgili de direkt bir dertleri olsun.."
devamında pasaport bedeline gelen zam için;
"affedersiniz beyler. hangi dar gelirli vatandaş, ne için yurtdışına çıkıyor ki, pasaport bedeline gelen zam sebebi ile hayatı etkilensin?"
sigara ve içki zamları için;
ürün mü diyelim, yoksa zehir mi?
“sigara ve içkiye % 47 zam gelmiş!
bence az gelmiş..
hatta zammı da boşverin, hepten yasaklayın bile derim.
vatandaşın sorunu, ekmek, süt, yumurta, et, ısınma derim..
ama bunların hiçbir zaman dertleri, “vatandaş”ın derdi olmadı ki..
onlar hep, bir avuç zenginin derdini, vatandaşın derdi gibi gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar."
okurken kendinizi aptal yerine koyulmayı iliklerinize kadar hissedebileceğiniz rahatsız edici bir yazı olmuş.
aynı zamanda birisi buna neden ülkenin çoğunluğunu dar gelirli kesimin oluşturduğunu ve bu insanların neden yıllardır canla başla çalışıp en alt segmentte olan bir arabayı bile alamadığını, bırakın yurtdışını, bu insanların neden kendi ülkesinde bile doğru dürüst bir tatile çıkamadığını, neden temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorluk çektiğini sorabilir mi?
insanların çaresizliği kanıksamasını sağlamak yerine bu ülkede bu yoksulluğun neden bu denli varolduğunu sorgulamak gibi onurlu çabalar içerisine girseniz keşke.
almanya'nın türkiye'yi dinlemiş olması
-
ben size olayın gerçek hikayesini yazayım;
öncelikle erdoğan ceketinin cebinden gül çıkartarak merkeli kendine hayran bırakmıştı
espriler eğlenceler derken
merkel durur mu o da gönlü kaymaya başladı tabii
tabi bu yakınlaşma kimisinin canını sıkmadı değil
ama çapkın başbakanımız merkel'in gönlünü feth etti bi kere
ona küçük süprizler yapmaya başladı
sonunda merkel'i kendine aşık etti
artık herkesten ve herşeyden kıskandığı dünya liderini dinlemeye başladı
asdfghjklşi
van gogh tablosuna çorba fırlatılması
-
aptal z kuşağı kim diyorlar işte tam bunlar.