hesabın var mı? giriş yap

  • beşiktaş maçında olanlardan sonra ceza vermeyi geç, bir madalya takmadıkları kaldığı için, iş buralara kadar geldi. hakem yumruklamak ne demek ? zimbabwe 3.ligi mi burası? rezalet ki ne rezalet
    eğer bir de iddia edildiği gibi ankaragücü başkanı tarafından yapıldıysa rezilliği anlatacak kelime kalmıyor

  • ofis sıcak, evim ırak, feci trafik var tem'de
    sigaram var, cay bedava, 22 mb internet emrimde
    bekleyenim olsa neyse, yok ki kimse evimde
    ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste

  • birini dışarda bi yere davet ettiğinde hesabı daveti yapan öder. eğer davet ettiği şahıs tek gelmemiş ise diğer hesapları da daveti yapan kişi öder. malesef böyle :(

  • yine harika bir işe imza atmışlar. pazar günü oynanacak efes - banvit maçına kitap getirenlere bilet verilecek. kitaplar da ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderilecek. tek şart, kitapların yıpranmamış olması.

  • adamlar haklı bence çanakkale'de zafer kazanan bu uğurda silah arkadaşlarını kaybeden askerlerini şehit veren mustafa kemal bile diyor ki sizin evlatlarınız artık bize emanettir..
    düşmanını bile bu şekilde sahiplenen bir liderden evinde oturup diriliş izleyen gruptan oy toplamak için bu sözleri söyleyen bir lidere sahip olmak zor bir durum malesef...

  • eski çalıştığım yerin genel merkezine eğitime gitmiştik. yanımdaki arkadaş tanıdık birini gördü, "dur x'e selam vereyim" dedi. onlar konuşurken ben uzakta kaldım. x'e baktım, boylu poslu, son derece hoş bir adam. ama bunlardan çok bakışları etkiledi beni. hayır bana hiç bakmadı orada, sadece başka biriyle havadan sudan iş konuşurken bile gözlerinden ne kadar iyi kalpli ve merhametli biri olduğu hissediliyordu sanki. "böyle biri bana asla bakmaz" diye düşündüm. o dönem özgüvenim sıfırın da altındaydı. eğitim bitti, geldiğimiz yere döndük, sonraki iki yılda hiç görmedim onu. aynı şirkette birbirimizi hiç tanımadan çalıştık. ben arada bok gibi bir ilişki yaşayıp ayrıldım ama o ilişkinin özgüvenime az da olsa faydası oldu. 2 yıl sonra bizim departman onun olduğu yere taşındı ve biz de nihayet tanışma şansı bulduk. şimdi ise evliyiz, hehe. ilk izlenimim doğruymuş, gerçekten dünyanın en iyi kalpli insanıyla evliyim ve çok mutluyum.

    edit: efenim o çok sevdiğim bakışları klonladım, aynından minik bir tane daha yaptım*.

    büdüt: son derece iyi kalpli iki keçim var efendim. beyim çok iyi ama keçilerle yarışır bir inadı var. neyse ki ben inatçı değilim ama çocuğu klonlarken inadını da klonlamışım. şimdi bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi şarkısının canlı bir izleyicisi olarak hayatımı sürdürmekteyim. biriyle 13 öbürüyle 6 senedir birlikteyiz, halen çok sevmekteyim.

  • çalışmaya başladığımdan beri dün sanırım ilk kez öğleden sonra dışarıdaydım (hepimiz hafta içi öğleden sonralarımızı satıyoruz ama dün benimki bi şekilde elimde kaldı. para etmedi dün öğleden sonram). öğrenciyken de fark etmiştim bi gariplik olduğunu ama çok da şeyimdeydi o zamanlar. neyse işte bi şekilde bi sebepten mesai saatleri dahilinde dışarda olursan görüyorsun, sokakta bayağı bi kalabalık var. hani sadece üniversite öğrencileri, yaşlı emekli teyzeler amcalar filan değil. bayağı böyle kafelerde oturan, tavla oynayan, sokakta boş boş sigara içen, gaste okuyan 25-60 yaş arası bi güruh. kim bunlar abi? hepsi mi işsiz? bütün beşiktaş, bütün taksim iş arayıp da bulamıyo mu? pardon ama bu ihtimal hiç inandırıcı değil. e napıyo bunlar? ve ben neden haftada 6 gün eşşek gibi çalışıyorum? ve güzel güneşli istanbul öğlenlerini çıldırasıya yaşayan bu insanlar bu şansı nasıl bulabiliyo? ne yerler ne içerler kim bunlar ya? okmeydanı'nda trafik vardı abi saat 3?! bi biz miyiz anasını satiym sabahtan akşama kadar kendini ofise tıkan. yüz elli bin tane soru işareti çıktı kafamda. çalışamıyorum dağıldım.
    bibok anlamadığım kalabalık.

  • muhtesem bir site.

    edit: bu entryi kotuleyenler. evet bugun cumle alem youtube'un muhtesem bir site oldugunu biliyor, google'a muhtesem bir site demek gibi birsey. fakat bu entry girildiginde youtube nedir kimse bilmezdi ulan. biz de dehsete dusmustuk milyon tane klibi gorunce, hayret bisi ya...