hesabın var mı? giriş yap

  • emekli olduktan sonra birbirinden alakasız, saçma sapan işlerle uğraşan dayılara döndü adam. o ses jüriliği, youtuberlık falan. mantar yetiştiriciliğini de tavsiye ederim. eniştem uğraşmıştı emekli olduktan sonra.

    edit: mesajla söyleyen çok arkadaş oldu. karınca yetiştiriciliğine soyunmuş bile :)

  • öldükten sonra, ırmaktan şarap içeceği, 72 tane küçük kız çocuğuna sahip olacağı hayalleriyle hayatını ziyan eden ve sürekl, başkalarına da zehir etmeye çalışan sapık mallarla tarihin en güzel taşşaklarından bazılarını geçmiş olan büyük üstad.

  • sizinle gurur duyuyoruz komutanım

    iyi ki varsınız!

    avcılar kız imam hatip lisesinde düzenlenen çanakkale zaferini anma töreninde dua ederken atatürk'ü anmayan öğretmen'e tepki gösterip töreni terk eden albay önder irevül'e idari tahkikat açıldı.

  • çan kay şek'in komunistlerce kaçırılması gibi tarihin yanlış gitse aslında seyrini kökünden değiştirebilecek bir olayıdır, ya da `adolf hitler'in birinci dünya savaşında esir düşmesi`.

    yazar arkadaşın atladığı nokta o dönemlerde jül sezarın kayda değer bir namı yoktu, aynı markus antonyus gibi imparatorluğun doğu ve kuzey taraflarında askeri görevler alıyordu ancak asıl olduğu için komuta görevlerini üstleniyordu. yani er değildi ancak çavuş veya astsubay üstçavuş kıvamında bir elemandı.

    bu görevden sonra alacağı ispanyadaki görevi ve sonradan gireceği siyasi kariyeri (konsül aday adayı olarak) ziyadesinde torpil yiyip hızlıca rütbe atlayıp galya seferlerinde görev alacaktı ve birden bire imperator yani resmen tuğgeneral rütbesinde emir verecekti, işte bu jül sezar herkesin bildiği jül sezar ve bu herifi korsanlar kaçırmaya cesaret edemezdi.

    çok güzel yazı, ellerine sağlık.

  • yıl 1683 osmanlı viyana kapılarında ikinci kuşatmayı gerçekleştirir.. osmanlı topları şehrin surlarına gedik açmak için gülbanklar eşliğinde toplarını ateşlerken çerkez dayı denilen hazret surlara açılan bir gedikten atıyla içeri girmeyi dener ve muvaffak olur elinde yalın kılıcıyla arkasına bakar maalesef takipçisi bir er bir kılıç kuşanan yiğit yoktur tek başına, yalnızdır.. geri dönmeksizin nemçenin üzerine yürür ve şehid olana kadar kılıç sallar.. bir müddet çarpıştıktan sonra kahramanca dar-ı fenadan dar-ı bekaya irtihal eyler. *
    aradan yüzyıllar geçmesine rağmen bu kahramanlık viyanalıların dilinden düsmez hafsalalarından silinmez ve bu tek başına kahramanca savaşıp şehid olan çerkez dayımızı dillerden dillere aktarırlar.. hasılı birinci viyanada barok gotik mimarinin çokça rastlandığı tarihi koruma alanı ve kültür mirası olarak belirlenen çevrede sokakların birinde eski bir barok binanın dış cephesinde heykelleştirilir bir anı olarak atının üstünde elinde yalın kılıcıyla..

    e buyrun bi bakının!
    http://yenisafak.com.tr/diziler/akm/akm02.html

  • ablanın maskesi olmaması ve aşı olduğuna dair kulağında küpesi olmaması dikkatlerden kaçmıyor. yetkililerin hemen bu işletmeyi denetlemesi gerekiyor, turistlerimiz için tehlikeli bir durum.

  • aslında düşmek değil de devrilmek desem daha doğru olur. çünkü çocuk öyle sıkı sarmalanmış ki eğilip bükülmüyor. düşeceği zaman sürahi gibi devriliyor. çocuk derken baya küçük çocuktan bahsediyorum. daha yeni koşmaya başlayan çocuklar. fıtı fıtı diye koşuyorlar ya minik minik onlardan bahsediyorum. genelde kafalarında şapka, boyunlarında kaşkol sarılı ve michelin adamı gibi şişkin gocuk giyerler. boyları 45-50 cm aralığındadır. işte bu çocukların düşüşüne bayılıyorum ben. çok komik devriliyorlar lan gülmekten ölüyorum. kaldıran eden olmasa imkanı yok kalkamazlar. çocuk doğrulamıyor ki. bi de ebeveyn kolundan asılınca 45 derecelik açıyla toparlayıp kalkmaya çalışıyorlar ya, o görüntüye de çok gülüyorum. keşke hep böyle sevimli düşsek di mi? hemen doğrultup öperler adamı.

  • osmanli doneminde istanbul'un en buyuk dertlerinden biri olan trajikomik olay. halkin cok sevdigi ve bolca tukettigi patlican'in kozlenmesi ve kizartilmasi sirasinda sicrayan kozlerden alev alan evlerin hizla once mahalle, sonra semt, sonra da istanbul'un yarisini yakacak yanginlara donusmesi sonucu bir donem patlicanin yasaklanmasi hadisesi bile yasanmistir. yaz aylarinin en kritik donemlerinde patlican kozlemekten geri duramayan istanbul ahalisinin yana yakila patlican yemeye devam etmek eylemini gerceklestirmesi cok komik bir durumdur.

    istanbul'un bir buyuk diger belasi olan deprem'in tas evlerde agir yikimlara sebebiyet vermesi, yeniden yapilan tas evlerin yine depremlerde yikilip cok can almasi, bunu engellemek icin ahsap ev yapimina donulmesi, bu sefer de patlican yanginlari ve soba yanginlari basta olmak uzere bitmek bilmeyen yanginlar sebebiyle evden eve sicrayarak devasa boyutlara erisen yanginlarin agir can ve mal kaybina neden olmasi, yeniden yapilan ahsap evlerin yine sira sira yanarak butun semtleri yakmasi, bunu engellemek icin tekrar tas ev yapimina donulmesi, bu sefer de deprem yuzunden yine evlerin yikilmasi gibi asiri trajikomik bir dongu yasanmis.

    hayir bir allahin kulunun da "evleri bu kadar dipdibe yapmazsak yangin boyle kolay yayilamaz" dememesi, yine evleri dipdibe balik istifi seklinde tekrar tekrar yapmaya devam etmeleri konusundaki azim ve dirayetlerinin yansittigi zeka seviyelerinin ve sehir planlamaciliginin zerre degisim gostermeden cagimiza kadar gelmesi de ansiklopedilere girecek bir konu bence. hayir evleri ahsap yapmaya devam edip evleri biraz araliklarla yapsalar olay cozulecek ama iste arazi kiymetliymis o zaman bile.

    su olay oldum olasi bana asiri komik geliyor lan. inanilmaz eglenceli bir hikaye, muthis bir dizi, harika bir film cikar bundan. bildigin lucasarts adventure'si kivaminda hem asiri eglenceli hem asiri sacma hem asiri fantastik olay orguleri var. film dizi falan yapacak kadar vizyon sahibi biri cikmaz ama bakarsiniz yakinda hic beklemediginiz bir adventure oyununda karsiniza cikar, hic belli olmaz.