hesabın var mı? giriş yap

  • rivayet odur ki. bir gün ikinci yeniciler ve eşleri/sevgilileri birlikte hisar üstünde bir meyhanede oturuyorlar. sohbet muhabbet ilerliyor, o esnada meyhanede bulunan bir kadın şairlerimizin yanına yaklaşarak verem olduğunu ve yakında öleceğini söylüyor. onlardan güzel bir kaç hatıra paylaşmalarını istiyor. bunun üzerine turgut uyar garsondan dolu bir şişe rakı getirmesini istiyor ve tüm şairler şişeyi imzalayarak kadına veriyorlar. seneye bugün hepimiz burada olacağız sen de burada olacaksın ve hep birlikte bu rakıyı içeceğiz diyorlar ve ertesi sene buluşuyorlar...

    bu bir gelenek halini alıyor ve her sene yineleniyor. lakin turgut uyar'ın ölümüyle birlikte bu gelenek yok oluyor.

    özenilesi bir şey doğrusu.

    edit: kadının verem olduğunu yanlış hatırlıyormuşum. konunun üzerine bir kaç okuma daha yapınca hatırladım ki kadınımız verem değil vücudunda iğne olan ve bunun her an kalbine gitmesinden korkan bir kadın. böyle olunca ölmeme günü daha da anlamlı oluyor.
    edit2: imla.

  • oruç tutmayan arkadaşımı dövdüler..

    olay kız meselesi ama sonuçta arkadaşım oruç tutmuyor.

  • saç ve tırnak da yaradılış özelliği olduğuna göre, kesilmelerinin haram olduğunu düşündüren başlık. hatta koltuk altı kılları falan da öyle...

    ha, "koltuk altı kılı pistir de, kadının dudağının üstündeki ergen bıyığı temizdir" diyorsan, temizlik anlayışlarımız biraz çelişiyor; o ayrı.

  • bir grup abazan gencin bornova anadolu lisesi'nin bahcesinde yanyana dizilmek suretiyle cok afedersiniz "am" yazmasi. ust katlardan kendilerini farkeden ogrencilerin gulmekten yerlere yatmasi. bahcedeki ogretmenlerin olan bitene anlam verme cabalari...

  • hem reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek adlarından söz ettirmeyi bilmişlerdir hem de "ama siz haklıydınız ve biz de patateslerimizi değiştirdik" diyerek samimiyet puanı toplamak istemişlerdir. reklamcılık başarısıdır.

  • vücuttaki şeker normal seviyenin altına düştüğünde hipoglisemi olur. eller titrer, halsizlik olur. bu durumda şekerli bir şeyler yemek gerekir. mesela meyve suyu ve bir parça ekmek.

    diyabetli bir insan olarak neredeyse her gün bunu yaşıyorum. bazen de uykuda yakalanıyorum. uykudayken anlamadığım için de bayılıyorum. gözümü hastanede açıyorum.

    hipoglisemi nedeniyle bayılan birine bir şeyler yedirilip içirilmemeliymiş, çok doktordan bunu duydum. e peki ne yapacağız? bu durumda glukagon kiti devreye giriyor. ilaç bulunan bir şişe ve bir şırınga var içinde. bayılan insanın göbeğinden yapılmalı ki çabuk etki etsin.

    bayıldıktan sonra gözümü, kolumda bir serumla hastanede açıyorum. annem hastaneye yürüyerek geldiğimizi söylüyor ama, ben bunları hiçbir zaman hatırlamıyorum. bayıldıktan önceki bir iki saat kafamdan siliniyor. belki benimle alakalıdır, herkese olmuyordur.

    sonuçta dikkatle alakalı bir şey. geceleri kalkmak lazım, üşenmeyip şeker ölçmek lazım.

  • sebebi, bu şekilde ikiye bölünebilmesidir. batı'nın oyunudur. bizi bölmek istiyorlar...

    yıllar sonra başa gelen editi: avrupa'da bir akrabamız, türkiye'den etnik sebeplerle (kürt) avrupa'ya sığınma talebinde bulunan bir adamcağızla karşılaşıyor. adam, "abi biz, türkiye'de ikinci sınıf vatandaşız, kimliğimizde öyle yazıyor." deyince, akrabamız "nasıl yani? o kadar da belli etmemişlerdir" diyor. adam da, "çıkar kimliğini bak göstereyim" diyerek el büyütüyor. neyse kimlikler çıkıyor. adam, kürtlere hep sonu çift sayıyla biten kimlik verdiklerini, diğer herkesin tc. kimlik no'sunun tek sayıyla bittiğini zannediyormuş. hayat işte...

    not: kürtlere yapılanlar ortada. mevzumuz olayları tahfif etmek değildir... adamcağızın durumu trajikomik.