ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uçağa su sokmanın yasak olmasının mantığı
-
havacılık sektöründen bildiriyorum bunun ana nedeni yaşanan 11 eylül olayı ve sonrasında uçağa likit patlayıcı sokma eyleminin olmasıdır.
laptop ve tabletlerde de laptop içinde bomba düzeneği sokmaya çalışlmasından dolayı kısıtlamalar getirildi.
reçeteli ilaç, uçuş süresince yetecek bebek maması gibi istisnalar var.
diğer taraftan 100 ml'lik kaplarda 1 lt'ye kadar sıvı sokulabilir.
havalimanında ikinci kontrol noktasından sonra alınan suyun uçağa sokulma nedeni ise bunları getiren firmanın akredite olması, faturasının olması veya fabrikadan mühürlü araçla gelmesi ve x-ray taramasından geçmesidir.
bu uygulama elbette ki havalimanı içinde ikinci kontrol noktasından sonra su satan firmaların veya pegasus gibi ikramdan ciddi gelir elde eden firmaların da işine gelmektedir ama hiç bir zaman ana neden bu olmamıştır.
hangi üniversite öğrencisi ne yiyor
nusret'in messi'yi kolundan çekiştirmesi
-
asıl sorun nusretin o an sahada olabilmesidir. nasıl girdi, kime kaç riyal akıttı bilen var mı?
edit: fifa başkanı gianni infantino nusretin kankitosuymuş. insan böyle hayırlı dostlar biriktirmeli işte.
fenerbahçe'nin 5. yıldız için mahkemeye başvurması
-
konu senelerdir konuşulmasına rağmen galatasaray 4. yıldızı taktıktan 4 gün sonra yapılıyorsa, fenerbahçe yönetiminin acizliğini, vizyonsuzluğunu ve galatasaray kompleksini gösterir.
chp'nin hayal satması
start/stop sistemi
-
üç kuruşun hesabından ziyade egzoz emisyonu, hava kirliliğini azaltma, küresel ısınmayı yavaşlatma ve fosil yakıt tüketiminin azaltılmasına ciddi oranda katkı sağlayacağı için üretilmiştir.
üretiliş amacı; mehmet bey bugün 50 kuruş az yakıt yaksın değil, milyonlarca aracın günde 50 kuruş az yaktığını düşünün sığ ve sığır arkadaşlar.
sen çok iyi birisin diyen kız
-
"kimse iyi dediği birine âşık olmaz... aşkın iyilikle ilgisi yoktur."
-ahmet ümit
aktroller uçurulsun kampanyası
-
bugun degilse ne zaman
beyaz futbol
-
konu: kulüp başkanı hakemi arar mı?
sinan engin: arar kardeşim. ben bile aradım. hocam bizi ezdirme deplasmanda, güzel maç yönet vs.
ahmet çakar: yemini billah ediyorum, ben bir kez aranmadım.
sinan engin: hocam sen hakemlik yaparken cep telefonu mu vardı?
ahmet çakar: mavi ekran
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
bölük komutanının* tam bir star wars fanatiği çıkması, kol komutanı* asteğmene*, bestler-dereler'de * operasyon sırasında koluyla beraber a&t faaliyetine, tepeye emniyet almaya falan gönderirken, emir verme aşamasında yoda gibi devrik cümlelerle konuşup, "my young padawan" diye hitap etmesi. benim de "yes, master", "acknowledged, sir", "roger, roger" gibi karşılık vermem.
düşünüyorum da iyi ki öyle yapmış. yoksa kafayı sıyırmamak elde değil, aylarca hemen hemen her iki operasyondan birinde mutlaka çatışmaya girdiğimiz, her seferinde mutlaka bir kaç tane mayına denk geldiğimiz o bölgede. kucağımda şehit olan askeri mevziden taşıdığım, üç gün boyunca silah sesinin dinmediği, 22 tane teröristi ölü ele geçirdiğimiz o acayip coğrafyada. a&t faaliyetinde, bir pkk'lıya arkadaşı tarafından gönderilmiş bir fotoğrafın arkasında "benim için de bir kaç tane tc askeri gebert" yazılı albümü bulduğumuz dere yatağında. çocukların operasyon dönüşü bizi "en büyük asker bizim asker" diye bağırarak karşıladığı, kumanyamızdan artan şeker, bisküvi, çikolatayı dağıttığımız, bana "abi, biz de büyüyünce sizin gibi şehit olacaz" diyen veledin bulunduğu köyde.
ne öğretti konusuna gelirsek: bana dua etmeyi öğretti. ordaki askerlere, o garibanlara, ve de rütbelilere, yıllarca ailesinden uzakta, savaşın ortasında olan o subay, astsubay, uzman çavuş ve onbaşılara, bitirip gelince her gece "umarım o dağlarda şu an yağmur yağmuyordur, soğuk değildir, umarım sis, pus yoktur, gece görüşler güzel gösteriyordur, inşallah hepsi kazasız belasız birliğe, sonra da evlerine dönerler" demeyi öğretti, tanrıyla çok da işi olmayan bana.
çernobil faciası
-
yarın üzerinden 31 sene geçecek olan modern zamanların en büyük faciası.
öncelikle ufak bir bilgi, çernobil santralinin yakınlarında wormwood ormanı isminde bir orman patlama sonrası en büyük radyoaktif bulutun yolunun üzerinde kalmış ve çok kısa bir süre içinde tüm yaprakları kıpkırmızı olup ağaçlar ölünce kızıl orman adını almış. kızıl orman artık yok ancak bulunduğu yer dünyadaki en radyoaktif bölgelerden biri hala.
ayrıca, reddit'te kendisi hakkında kitap yazan bir kişi 600'den fazla fotoğrafı derleyip ayrı ayrı albümler haline getirmiş . fotoğraflar faciadan önceki hayatı anlatıyor ve zamanın durduğu bir bölgede zamanın durduğu o ana gitmemizi sağlıyor.
bütün linkler imgur linkidir, bloğu kaldırmak için dns ayarınızı google dns yapın yeterli.
bölüm 1 - çernobil santralinin kurulma aşaması
bölüm 2 - pripyat'ın kurulma aşaması
bölüm 3 - reaktör patlaması ve sonrası
bütün bunları derleyen insanın reddit'teki başlığının linkini de verelim.
son olarak da, çernobil santralinin dördüncü reaktörünün etrafındaki sarcophagus 30 yılda çürüdüğü için tekrardan radyoaktif sızıntı oluşmaya başlamıştı ancak çeşitli ülkeler ve firmaların işbirliği ile yeni bir sarcophagus yapılarak dördüncü reaktörün üzeri kapatıldı.
yeni başlayan ilişkide sen nereden çıktın ekolü
-
taraftarlarından biri -ki yakın kız arkadaşım olur kendisi-, yeni bir ilişkiye başlamanın verdiği aymazlıkla, sevimli sevimli malum soruyu sormuş*; ''hapisteydim yedi senedir, yeni çıktım.'' cevabıyla karşılaşmıştı. öyle hep romantik sonuçlar doğurmuyor yani, tatar ramazana denk gelme ihtimali var, şımarmanın alemi yok.