ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kaşar sucuk salamın sofrada lüks sayıldığı yıllar
-
2021 yılı hatta arttırıyorum
clio'nun lüks sayıldığı yıllar
kuruyemiş'in lüks sayıldığı yıllar
meyve'nin lüks sayıldığı yıllar
et'in lüks sayıldığı yıllar
bira'nın lüks sayıldığı yıllar
rakı'nın lüks sayıldığı yıllar
bilgisayarın lüks sayıldığı yıllar(teknoloji çağında!)
şahin doğan arabanın 40bin tl olduğu yıllar diyeee uzar gider bu entry
aklınıza gelen satın alınabilecek herşey artık lüks maalesef.
tünelde gerçekleşen kaza sonrası güney koreliler
-
böyle bi şeyi bizim ülkede 3016 yılında bile göremezsiniz.
kaza türkiyede gerçeleşse önce tum suruculer dışarı çıkar. ölü ve yaralıları izler resim çeker sonra sağdaki beyaz kamyon a devam etmesi için korna çalarlar. tek şeritten trafik akmaya başlayınca bir kaç sürücü sol şeritte kaza yüzünden ilerlemeyen ve mağdur (!) araçların sağ şeride geçebilmeleri için trafiği durdurur. ( insanlık ölmedi taaam mı )
o boşluğa kaza enkazından bir parça konur. sorun trafiğin tek şeritten akması ile çözülürdü .
ambulans mı. e tek şerit yüzünden uzayan kuyrukta sırası gelince gelir olay yerine. sizde yani.
yurt dışında gezmenin mantıklı açıklaması
-
the cultural tutor adlı twitter hesabının yazıya döktüğü açıklama. türkiye'de ekonomik bir cendereye sokulduğumuz ve ihtiyaçlar hiyerarşisindeki en temel aşamaların dahi içini dolduramadığımız şu günler ve yıllarda bizim gündem çerçevemizin çok dışında kalmış olsa da aslında bir noktada bu sıkıntılarımızın bir kısmının kaynağında yatan insan doğasına düşman şehirleşme anlayışımıza da dokundurduğu için buraya alıyorum:
- - -
bazı şehirlerin neden diğerlerinden çok daha güzel olduğunu hiç merak ettiniz mi?
bu muhtemelen iyi "üçüncü mekanları" olduğu içindir.
üçüncü mekan nedir? üçüncü mekan evde veya işte olmadığınızda her nereye gidiyorsanız orasıdır...
görsel
zamanımızın çoğunu nerede geçiriyoruz?
yetişkinler için ya evde ya da işte (bu da giderek aynı yer haline gelmekte) ve gençler için ya evde ya da okulda.
ve... başka neresi var?
zamanımızı geçirdiğimiz yerleri üç kategoriye ayıran bilindik bir teori vardır.
ilk mekan: ev.
ikinci mekan: iş.
üçüncü mekan: kafelerden barlara, kütüphanelerden parklara, kiliselerden camilere kadar hemen hemen her yer.
üçüncü mekanların belki de en eskisi ve en önemlisi kent meydanlarıdır.
tek bir amacı olmayan, genellikle trafiğe kapalı, kafeler ve restoranlarla dolu, belki bir orkestra için sahnesi olan ve genellikle tarihi mimariye sahip geniş bir kamusal alan.
görsel
turistler neden roma, paris veya prag gibi yerlere gitmekten keyif alıyor?
pek çok neden var elbette, ancak belirli etkinliklerin ötesinde, bu şehirlerde olmanın tam olarak neden bu kadar keyifli olduğunu tespit etmek oldukça zordur; ta ki insanların ne yaptığına dikkat edene kadar.
turistlerin neredeyse her şeyden daha çok keyif aldığı şey, kendi şehirlerinde olmayan türden büyüleyici eski bir meydanda bir kafede öylece oturmak.
çalışmıyorlar, evde değiller, etrafta iyi bir mimari var ve araba yok.
bu kadar basit.
görsel
görsel
ve aslında ne yapıyorlar?
konuşuyor, gülüyor, içiyor, atmosferi içlerine çekiyor, hatta belki yeni insanlarla tanışıyorlar.
bunda görünüşte "üretken" veya "yararlı" hiçbir şey yok; daha ziyade, insanların her zaman yaptığı ve yapmaya ihtiyacı olan şeyi yapıyorlar: yani hiçbir şey.
bu aynı zamanda bir yer ve kimlik duygusu ortaya çıkarır.
pek çok şehirde fena halde eksik olan cazibe ve karakter gibi maddi olmayan nitelikler, insanlara kahve içmek ve öylece oturmak için hoş bir kamusal alan sağlayarak yaratılabilir.
bu tür meydanlar bir kentin gerçek kalbidir.
görsel
arnavut kaldırımlı bir ara sokak, dolambaçlı bir yan sokak, çeşmeli ve birkaç ağaçlı küçük bir meydan bulmak, oturup bir kahvenin veya kahvaltının tadını çıkarmak, zararsızca sohbet etmek veya tamamen uzaklaşmak.
bundan daha basit ve daha keyifli çok az zevk vardır; turistler yalan söylemez.
sadece kahve alıp içtiğimiz yerin bizi bu kadar farklı hissettirebilmesi gerçekten hayret verici.
ve bu önemlidir, çünkü tüm üçüncü mekanlar benzer değil - bazıları diğerlerinden daha iyi.
görsel
pek çok kasaba ve şehir, uygun bir meydandan, hatta pek çok ünlü şehre kendine özgü cazibesini ve karakterini veren küçük meydanlardan yoksundur.
toplanma yerleri olmayan otoyollar, otoparklar ve kulelerden oluşan bu tür kentsel tasarımlar, esasen insan doğasına düşmandır.
görsel
ancak halka açık meydanların - iyi üçüncü mekanların - faydaları mutluluğun çok ötesine uzanır.
bir anlamda medeniyetin merkezi bir direğidirler. insanların kaynaşması, anlaşması, tanışması, konuşması ve ortak bir güven ve kimlik duygusu oluşturması, herhangi bir sivil toplumun gelişmesi için çok önemlidir.
görsel
- - -
kaynak twitler burada: https://twitter.com/…tatus/1683631168711798784?s=20
ekşi sözlük tatil arkadaşı aranıyor ilanları
-
yaşım 27, boy 178 kilo 78.
meslek:genel cerrah
gidilecek tatil yeri: doğu karadeniz
aranan özellikler: bol su tüketmesi, daha önce böbrek rahatsızlığı geçirmemiş olması, pek kimsesi olmaması.
istifa etmek
-
bugün gerçekleştirdiğim eylem.
ülkemizde home office mantığı 7/24 çalışmak olarak anlaşılıyor sanırım.
3 kişinin yapması gereken işi tek kişiye yaptır,
asgari ücretin biraz üstünü üniversite mezunu bir insana öde.(50-100tl kadar) hem de 7/24 hafta içi/haftasonu çalışmasını bekle çünkü zaten evdesin. hazır yasaklarda var. ne yapıyor olabilirsin ki?
üstün sana istediği saatte yazsın, senden dosya istesin cevap vermezsen arasın. yaptığın işi küçümsesin. bu kadar manyaklıkla uğraşmanın sağlığıma vereceği zararı düşünerek, bugün istifamı vermiş bulunmaktayım. mutluyum.
yüzleşmesi zor gerçekler
-
fatma girik'in bülent ersoy'un eski sevgilisi olması!
leyla ile mecnun
-
...
simit yok mu simit. yiyoruz ya hani. o simidi bi düşünüyorum da yani o simidin ortasında bir delik var ya o boşluğa ne oluyor? biz yedikten sonra yani o boşluk nereye kayboluyor yani? hayır onuda yiyorsak çünkü hava yutmuşuz gibi oluyor da böyle gaz mı yapmasa sonra korkusu var hep içimde onu yemesek mi acaba yani? o gaz insanı öldürür biliyor musun? o simitin ortasındaki o boşluk adamı öldürmüş...
...
konu değiştirirken bile beyin yakan dizi
edit: link
bu adamdan zarar gelmez denilen adam olmak
-
- aa cenk nabıyosun? aysun mu o?
- evet.. sen zararsızsın dedi.. kafasına vazoyla vurup bayılttım ırzına geçiyorum şimdi...
- aheuahe ilahi cenk.. söyle aysun'a cafe de zartzurt'a gidiyoz biz, oyalanmasın gelsin..
- ühühühüh ibneler...
vatandaşa indir şu arka ayaklarını diyen kaymakam
-
aynı cesareti kongrelerde de görmek isteriz. "arka ayak" diyerek hakaret ediyor bir de. vatandaşın yerinde olsam hakaret davası açarım.
bacak bacak üstüne atmak yasak mı? kaymakamsın diye vatandaşa hakaret etme hakkını nereden alıyorsun?
buyur kendi ilçende yapılan bir toplantı: görsel
hadi bassana burayı da.
lüks mağazada kendini bir şey sanan tezgahtar
-
gta 4'te perseus'un tezgahtarıdır. "you look too bad to be real, sweetheart" falan der müşteriye. sonra vay efendim dükkana neden füze attılar.
kelimelik
-
bu başlık altına bunları yazacağımı hiç düşünemezdim.
uzun zamandır oyun oynadığım ama hiç muhabbet etmediğim biriyle en son 5 şubat akşamı karşılıklı hamle yaptık. normalde en geç bir iki saat içinde hamle yapmasına rağmen bu kez 72 saatlik hamle süresini geçirdiği için oyunu kaybetti.
oyundaki nickinin sonu "_46" olduğu için kahramanmaraşlı olduğunu ve depremde başına bir felaket geldiğini düşünüyorum. belki şu an enkaz altında, belki bir yakınını kaybetti, bilemiyorum. kendisine yeni bir oyun teklifi gönderdim. insanın böyle günlerde oyun oynayası gelmiyor ama şu anda ekranda "..._46 ile yeni oyun açıldı" cümlesini görmeyi çok istiyorum.
***
mutluluk edit'i: 11 şubat sabahı itibariyle yeni oyun açıldı. çok sayıda arkadaş iyi dileklerde bulunup böyle bir edit'i beklediklerini yazmışlardı.
e-devlet alt-üst soy bilgisi sorgulama
-
yeni açılmış olan hizmettir. 1800'lü yıllara kadar üst soy bilginizi kontrol etmeye imkan sağlamaktadır.
ayrıca bakınız
bilkent üniversitesi
-
benim ödediğim vergiler sayesinde kaldırımdan yürüyenler burayı eleştirenleri eleştiriyor. in lan o kaldırımdan. it. ben verdim parasını.