hesabın var mı? giriş yap

  • - sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.

    konuya geliyorum:

    şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."

    bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.

  • biyolojik anlamda bişey ifade etmez.
    biyolojik babam bana, 7 kat ellerin atmayacağı nice kazık atmıştır. kendisi sevgisizliğin, menfaatçiliğin, aşağılık kompleksinin, aile içi şiddetin filan vücuda gelmiş; iki ayak üzerinde yürüyen halidir.

    biyolojik olarak baba olmaya elverişsiz bi durumdaysanız bile takmayın bunu yani.
    kalbinizde karşılıksız verebileceğiniz yeterince sevgi, şevkat; minik bir başı göğsünüze sıkıca bastırıp kokusunu alabildiğinizce içinize çekebilecek kadar evlat hasretiniz varsa, gidip koruyucu aile olun...

    dölleyerek baba olunmuyor.
    emek vererek, sevgi vererek oluyor...

    çocukken ailemin evinden kaçıp çocuk esirgeme kurumuna sığınma hayalleri kurardım bazen... sevgisizlikten ölecek gibi hissederdim o küçücük yaşta. orada severler beni gibi gelirdi...
    eminim o kurumdaki çocuklar da, dışarıdaki ailelerin hepsini birer sevgi yumağı sanıyor...

    en azından biri için bu hayali gerçekleştirebilir, onun sıcacık yuvası, sevgi dolu-müşfik ebeveyni; vazgeçilmez ailesi, canı kadar sevdiği babası olabilirsiniz.
    benim babam gibi bazi biyolojik babalarin asla "baba" olamadığı bu dünyada...
    **

  • açilin bilirkisi geldi.
    seneler sonra sozlukte gundem olan bu aileyi kesfeden olarak aciklama yapmaya hakkim var. biraz uzun olacak uyandirayim.

    bir kere bu aile uzun sureden beri video yapiyor. abone ve begenme sayisina takilanlar icin once bunu belirteyim. ılk basladiklarinda "everything you are looking for" gibisinden bir hesaplari vardi. salih konusmayi yeni ogreniyordu filan. simdi goruyorum ki hepsine hesap acmislar.

    bu abimiz yine youtubedan gordugu iste slime yapalim, dev cokomel yapalim, havuz icerisine 10bin orbeez atalim...vs tadinda videolari cocuklari ile cekerek paylasiyordu.

    o zamanlar ben de asiri amator ve sacma bulmakla beraber hem adamin cocuklari ile etkinlik yapmasini takdir ediyor(hatta bu kadar bos vakti olmasina imreniyor) diger yandan etkinlik adi altinda ziyan ettikleri sakiz, un, tutkal, biskuvi....bilumum malzeme icin kufur ediyordum.

    merak etmeyin salih o zaman da sinir bozucu idi. hatta video yorumlarinda ve sosyal medyada salih capsleri gorup hem yarilmis hem yalniz olmadigimi gorup sevinmistim.

    zira salih hep mizikcilik yapan, her etkinlikte salca olan, sabirsiz ve simarik bir cocuktu.

    anladigim kadari ile abimiz gelen bu ilgiye kayitsiz kalmamis produksiyonu buyutmus. onceden sadece takipcilerine hitap eden deneysel videolar cekerken simdi muhtemelen rus videolarindan gordugu mizansenleri oynamaya baslamis.

    butun bunlari sen nereden biliyorsun derseniz, bende taze bir baba olarak cocugumun internette gecirdigi zamana ve niteligine dikkat etmeye calisiyorum. bebeklik zamanlarinda ninni/masal acip uyutmak icin video actigimizda bu ailenin videolari hep onerilenlerde oluyordu. simdilerde ise maalesef cogu anne baba gibi tel ya da tableti oncelik bizim sectigimiz bir icerik olmak uzere veriyoruz. ancak nasil bir hikmetse 1-2 video sonra ya bu ve turevleri cikiyor, biraz daha zapping yapildiginda isin kaynagi olan piskopat rus aile ve yardakcilarina ulasiyorsunuz.

    cunku bilindigi uzere bu iste guzel para var. sadece yabanci cizgi filmlere turkce seslendirme yahut altyazi yaparak ayda binlerce lira kazananlar biliyorum. cunku hedef kesim savunmasiz, bilincsiz, caresiz ve hic tukenmiyor. ama aglayan cocugu susturmak icin, ama yemek yedirmek icin, biz veriyoruz. ya da onlar kacak gocek aliyorlar.

    ne yazik ki icerikler gunden gunde manasizlasip sacmalasiyor.

    bu sorunu gordugumden beri cocugumun telefon ve tablet ile gecirdigi zamani azami sinirladim. verdigim zamanda surekli ne izledigini kontrol ediyorum.

    buraya kadar tahammul edip okuyanlar da umarim ki oyle yapiyorlar.

  • burda bu başlıkta yazılanları okuyunca, anamın da izmirli olduğu için, yollu olduğunu öğrendim. gideyim bıçaklayayım da yiğit has anadolu erkeği olduğum belli olsun.

    tanım; diğer anadolu kızları gibi iyidirler hoşturlar.

  • annem babam işsizdi. bir evden başka bir şeyimiz yoktu. aylık gelirimiz 300 lira oluyor belki olmuyordu. cidden yarı aç yaşıyorduk. ve sevgili devlet bana ve kardeşime kredi verirken babası kuyumcu olan arkadaşıma bursu layık görmüştü. neyin ülkesi, neyin adaleti. pırıl pırıl 10000 lira borcum var kendisine.

  • vedat milor taksim gezi parkı'ndaymış. biber gazı atmışlar, “aslında bunu akaretler'de yiyeceksin” demiş.

  • galatasaray yerine şampiyonlar ligi'nde mücadele edecek fenerbahçe'yi tercih ettim. (2010) -miroslaw stoch