hesabın var mı? giriş yap

  • başlığın uzun hali: "muslera'nın bu ayki maaşını şehit ailelerine bağışlaması" olacaktı.
    çok karakterli, ekmek yediği yere ve değerlerine saygılı, umarım hep böyle olur.
    hesaplamadan söyleyeyim bağışlayacağı tutar, 375 bin euro (2.5 milyon tl) olacak.
    örnek davranış, helal olsun. kaynak

  • az önce önünden geçtim. yüzlerce iş makinesi şu anda o alanda. şiddet dışında hayatımda gördüğüm en çirkin manzaralardan biriydi. girişlere de tomaları dizmişler, protestocuları ezecekler heralde. güzelim ormanı katlediyorlar. birkaç yıl içinde yavaş yavaş yaptıkları yolun yanlarına da avmleri dikmeye başlarlar. araya bir tane cami sıkıştırırlarsa zaten kimse ses çıkarmaz.

    melih gökçek 30 yıldır bu şehrin başındasın. hiç mi sahiplenmedin, hiç mi için yanmıyor şu güzellikleri katlederken. bu kadar mı üvey evlat ankara senin için? yazıklar olsun. vicdansız adamlar. hırsınız batsın.

    paranız çok zaten. bir helikopter tutun da şu şehrin üzerinden bir gezin. ne kadar çirkin olduğunu görün. bütün güzellikleri teker teker yok ettiğinizi fark edin. sorsak yol yapmak sevaptır dersiniz. yol yapmak sevap da, allah'ın şu güzelliklerini ucubeleştirmek günah değil mi? bir kuşu öldürmek günah da, orada yüzlerce hayvanı öldürüp binlercesini yuvasından etmek günah değil mi? ne uğruna? inat, hırs, para.

  • 20 li yaşlarda çok daha sık görüyorduk bunu. sonradan azaldı ama yılda 1 görürüm gene.

    eksik kalan dersleri tamamlamak için mecbur dönülür. türkiyenin bir çok yerinde bi çok farklı insanın aynı rüyayı görmesi basit bi tesadüf değil.

    eğitim sistemimiz bilinç altımızda benzer bi tahribat yapıyor. gerçekten türk eğitim sistemi 5-6 yaşındaki akıllı çocukları alıp 22 yaşında çeşitli ruhsal sorunları ve tahribatları olan ve maalesef bomboş bi birey olarak topluma kazandırmak üstüne kurulu.

    bu arada buna çok benzer bi fenomen de askerin ilk haftası 3-5 gün sıçamamaktır. bunu da çok fazla insan yaşıyor duyduğum kadarıyla. insan bedeni olaylar karşısında benzer reaksiyonlar veriyor cunku hepsi bilimsel.

  • arda'nın olası bir "tamam lan ver" cevabı sonrası muhtemelen messi'nin, sol elinin işaret ve orta parmağının arasına baş parmağını sokarak "al sana forma" diyeceği önermedir.

  • şimdi burada çok güzel çemkirmişsiniz ya kızlara "hiçbiri böyle değil" diye,

    he benim canlarım, şimdi söyleyin bakalım, erkek tarafı olarak sizde "düğün istemiyoruz" dediğinizde kalpten gitmeyecek ana-baba var mı?

    kız orada çıksa "ben sadece nikah istiyorum" dese o kayınvalide-kayınbaba onu oracıkta paralar, "modernlik de bir yere kadar(!), ben oğlumun düğününde göbek atamayacak mıyım yelloz!" diye anasından emdiği sütü burnundan getirirler o kızın.

    demedi demeyin, bence siz önce bir kendi anne babanızı yoklayın. sonra hem böyle bir kız bulur, hem de kızcağız istemediği halde "ama selma, annemi babamı kıramam ben tağam mı?" pısırıklığı noktasında kalırsanız, o kız da uçar gider elinizden.

    not: evladının tercihlerine saygılı olan anne-babaları tenzih ederim. lakin türkiye sınırlarında çok bol bulunan bir maden olduğunu düşünmüyorum.

  • içten ve güzel gözlerle söylendiğinde insanın içini sıcacık yapan tatlı bir şurup gibidir.

    her sabah ofise gelirken süt alıyorum. yolumun üstündeki carrefour'da süt 25 kuruş daha ucuz, olsun ben yine de sütü bakkaldan alıyorum. akbilimde 25 kuruş eksik olduğunda otobüse binme şansım yok, yani 25 kuruşu küçümsemiyorum. kapitalizme karşı küçük esnafı desteklemek diye bir kaygıdan dolayı da yapmıyorum bunu. ofisime gelmeden önceki son bakkalda çalışan karı-koca, herhalde en az 40 yıllık evliler, insana kocaman gülümsüyorlar. sabahları haberleri tartışıyorlar aralarında, gelen kapıcıyla geyik muhabbeti çeviriyorlar. her sabah güne muhabbetle başlamaya 25 kuruşluk bir bağış yapıyorum. ofise kocaman bir sırıtışla geliyorum. günüm o bakkal dükkanında ayıyor.

  • kemal sunal'ın zamanında güzel bir şekilde açıklık getirdiği şey:

    " ...bundan sonra filmlerde şaban adını koymasak bile, değişen bir şey olacağını zannetmiyorum. millet şaban olarak biliyor. bu yıl, firma yanlışlık yaptı. film adım niyazi. adının atla gel niyazi olması lazım. afişler, lobiler hepsinde atla gel şaban oldu. seyircilerden bir kişi çıkıp da, filmdeki adın niyazi, afişte şaban, demedi. farkına bile varmadı. kemal sunal’ın adı, niyazi olsa ne olur, şaban olsa ne olur?"