hesabın var mı? giriş yap

  • ya herkes bir üstü kapalı konuşmalar peşinde. yok şunu biliyorsun açıkla yok şunu sen anlat. ulan neyse derdiniz çıkın söyleyin öğrenelim biz de. biri çıkar insan içine çıkamazlar bildiklerimi anlatsam der öteki vallahi türkmenlere gitmiyordu o silah der diğeri bilmem ne yeter ulan illallah. simülasyonda mı yaşıyoruz nedir abicim

  • akşam yemeğini yalnız başına yerken birden anlatmak, paylaşmak istediğin binlerce cümle olduğunu ve bu cümlelerin boğazına dizildiğini anladığın an...

  • mary poppins, cok sert, disiplinli bir murebbiye olmakla beraber, cok enteresan surprizler de yapar kitap boyunca. kendisi baslibasina bir surpriz olan tuhaf bir cantasi vardir, icinde yok yoktur. bu cantadan, normal bir cantanin almasi mumkun olmayan envai cesit seyi cikarip kullanir, isi bitince de cantasina geri tikistirir. cantadan cikan nesneler arasinda acilir kapanir yatak bile vardir! murebbiyeligini yaptigi cocuklar canini sikip, uslu durmadiginda, akla gelmeyecek, sevimsiz yontemlerle cezalandirir onlari, ama uslu durduklarinda ve kendisinin de keyfi yerindeyse, cok renkli, fantastik deneyimler yasamalarini saglar, beraber resimlerin icine girip cikarlar, gokyuzunda yildizlarla oyun oynarlar vs., tum bu sahneler cok renki ve eglenceli bir dille yazilmistir. cocuklarla mary poppins arasinda sozsuz bir anlasma da vardir bu tuhaf deneyimler konusunda, cocuklar gorup yasadiklari olaganustu seyleri kimseye anlatmazlar.

  • al pacino henüz 20 yaşında genç bir aktörken. ocak 1961 gecesi woonsocket, rhode ısland'da, polisler tarafından iki aktör arkadaşıyla beraber durduruldu.

    olaya dönecek olursak o gece pacino ve iki arkadaşı bir arabanın içinde bir caddede üzerinde üç dört kez arabayla turlayınca çevre polislerinin dikkatini çekiyorlar. memurlar arabayı durdurduğunda yolcuları dışarı çıkartıp arabayı aramaya giriştiler, arka koltukta siyah eldivenler, siyah çorap maskeleri ve 38 kalibrelik dolu bir tabanca da buldular.

    amerikan polisi affeder mi, tabii ki tutuklandılar. al pacino eşyaların bir oyun için sahne malzemesi olduğuna ve silahın gerçek görünmek için tasarlanmış sahte oyuncak olduğunu söylesede bu söylem yetmedi. al pacino ve arkadaşları, gizli bir silah bulundurmakla suçlandı ve tutuklandılar.

    cezanın kefaleti 2.000 dolar olmasına rağmen, o dönem beş parasız ve ünlü olmayan al pacino bu parayı ödeyemedi ve bu yüzden pacino ve arkadaşları üç gün mapushane hayatının dadına baktılar. belkide o dönem yaşamış olduğu bu olay büyük oyuncunun daha sonraki kariyerinde kilit rollerde iyi bir oyuncu olmasını sağladı.

    ilgili görseller:
    1,2,3,4,5,6,7,8,

    kaynak:1,2

  • düşük maliyetli havayolu kavramını bize öğretebileceğini sanan gerizekalılar tarafından savunulan şirket.

    anlamadığınız şu güzel kardeşim, kimse neden düşük maliyetli havayolu politikası uyguluyorsun diye kızmıyor pegasus'a. kötü hizmet verdiği ve fiyat politikalarını kötüye kullandığı için kızıyor.

    1. ucuz hizmet almak kötü hizmet almak demek değildir. görece ucuz bilet satman, bazı gerizekalıların dediği ''lan bu paraya daha ne istiyorsun?'' deme hakkını ancak çerkeş otogarında verir sana, havalimanında değil. bak dünyadaki lowcostlara anlarsın ne demek istediğimi.

    2. low-cost'san eğer bir görelim 1 euroluk kampanyalar şöyle delikanlı gibi, 49 euro'dan başlayan fiyatlarla diyip 99 euro kaktırarak low cost olunmaz.

    3. çalışanlarını eğit. terbiye ver. çayıra salınmış gibi çalışmasınlar.

    4. çağrı merkezinden para almak ne lan değişik? uçağa giriş parası da isteyecek misin yakında?

    5. rötar yapma. yapacaksan sorumluluk al. yolcularını adam yerine koy, mağdur etme.

    6. bagaj kaybetme. evet kaybetme. 10 seyahatte 3 kez bagaj kaybetme.

    pegasus ucuz diye değil, kötü bir firma olduğu için eleştirilmektedir, ki en çok kullananlardan biri olarak kesinlikle katılıyorum.

  • beşiktaş üsküdar motorlarında her hangi bi sıkıntı yok. an itibariyle icindeyim. beşiktaştan alıp altunizade'ye bırakıyorlar..

  • surekli bakistigim cook guzel bir kiz vardi. denize havuza sirf onun icin gidiyor sadece ama sadece derin derin bakisiyorduk. yasim o zamanlar 20 falan. havuzda olmadik hareketler yapiyor bur turlu beceremedigim ters taklalar atiyordum. ters takla sonrasi kafami suyun disina cikartir cikartmaz kafam baska yonde olsa bile hemen ona donuyor ve gozlerinde bana bakip bakmadigini, atlayisimi begenip begenmedigini anlamaya calisiyordum. neyse bir ogle vakti yine havuzda oldugunu gorup kosarak gittim. kendisi iki arkadasiyla birlikte suyu icinde havuzun tam kosesinda kenarlara tutunarak sohbet ediyorlar. birbirimizi gorunce gulumsedik ve ben acilisi yine ters taklayla yaptim(bu arada her atlayisimda sirtim suya sak diye carptigindan biber gibi yaniyor ama her seferinde sirtim biraz daha nasirlastigindan kelli aciya dayaniyordum). kafami bir kere cikartip nefes alip yine suyun icinden ona dogru yuzdum. ilk defa yapiyordum bunu. yani ona dogru ilk defa yuzuyordum. yuzerken bir taraftan bunu yapma diyordum kendime. cunku, nefesim anca yetecek ve onun oldugu kenarda su ustune cikacaktim. henuz onunla bu kadar yakinlasmaya hazir degildim. tam kenara geldigimde ani bir kararla su ustune cikmamaya karar verdim ve kenar duvardan destek alip(ayaklarimla kendimi itip) geldigim yone dogru yuzmeye karar verdim. fakat o da ne? bir duvarin bu kadar yumusak olmasi hic normal degil! er kisi olan 'gerizekali ben' o gucu duvar yerine kizin gobegimden aldigimi farkettim. resmen sevdicegimin gobegine cift tepik attim ve o saskinlik, utanc ve korkuyla hemen oradan uzaklasmak istedim. telasima telas aptalligima aptallik katarak guclu tekmelerimle yanindaki iki kizi ve yine sevdicegimi acilara surukledim. cirpindikca battigim bir bataklikti. nefesim bitmek uzere ben cikmak istemiyorum. caresizlikle cikip nefes alip gozyaslarimi gizlemek icin donup o tarafa bakmadan karsiya yuzdum havlumu aldim tam giderken baktim. evet ben kazanmistim. 3'unude dovmustum. sonradan kuzenimden ogrendigim kadariyla ciglik attirmisim hepsine. filmin sonu mu? bosverin!