hesabın var mı? giriş yap

  • canım sıkıldı ve uzun zamandır başlamak isteyip de bir türlü başaramadığım şu diziyi izleyeyim dedim.

    allah cezamı versin, bu zamana kadar biri keşke kafama silah dayasaymış da izleseymişim !

    1. ve 2. sezonu aralıksız, soluksuz ve her bir saniyesi kahkahalarla dolu izledim.

    ya hu o ne saçma karakterler, onlar nasıl muhabbetler öyle !? hepi topu 5 karakter var ve bunun dışına neredeyse çıkılmıyor, ancak o kadar değişik ve saçma sapan muhabbetleri olan karakterler ki bunlar ayaklarımı yerlere vurarak güldüm. saatler ilerleyince gece milleti rahatsız etmeyeyim dedim ve ağzımı burnumu kapatarak güldüm, akabinde garip sesler çıkardığımı farkettim.*

    her bir karakter muazzam ama şu charlie nedir ya... sen nasıl gerizekalı, mal ve çılgın bir adamsın, sen nasıl bir ruh hastasısın.*

  • üçüncü bölümümüzle devam ediyoruz.

    tarihi eser korumasındaki doğan apartmanı'ndan almış olduğu üç daireden biri olan 3 numaralı dairede, benimle çalışmaya başlamadan önce, mutfak ile orta salon arasında kapı açmak maksadı ile, yıkılması kesinlikle yasak olan taşıyıcı duvarı yıktırmış olan kişi.

    aynı kişi, daha sonra, manzarasına geliyor diye, imar izni olan iki katlı bir yapıyı, uğur dündar'ı sıkıştırarak, skandal olarak televizyondan kampanya başlatmak suretiyle yıktırmaya çalışmıştır. uğur dündar bunu yemeyince, söz konusu yapının sahipleriyle, arkalarından hiçbir iş çevirmemiş gibi oturup konuşmuş, "ne güzel olmuş burası" demiştir.

    eski sevgilisi olan mankenleri, oyuncuları ve birkaç kişiyi daha model olarak kullanıp hazırladığı fotoğraf sergisinin açılışından önce bütün fotoğrafları benimle birlikte teftiş ederken şöyle demiştir:
    "işte şimdi gelecek bakacak herkes, vay be diyecek, adam bu karıların hepsini s*kmiş... işte bunu dedirtmek için yapıyorum bu sergiyi!"

    biraz da eğlenelim...

    gelin, audi marka olan arabasını alırken neden özellikle a8l modelini seçtiğini kendisinden dinleyelim:

    "abi, şimdi a6 alacak halimiz yok. koskoca okan bayülgen'iz. a8 almam lazım. e ama arada dünya kadar bilmemkaç euro fiyat farkı olmasına rağmen, dışarıdan bakınca a6 mı a8 mi olduğu anlaşılmıyor. tek fark, arkadaki yazı. bu audi, yazı karakterini öyle bir seçmiş ki, 6 ile 8 birbirine benziyor. sonra beni gören taksici bilmemneci diyecek ki bu kesin a6, zaten türkiye'de a8 bir avuç var. yok ya! ben o kadar fiyat farkı verecem, a8 alacam, ama beni a6'ya biniyor sanacaklar! eee, ben de baktım ki sadece a8'lerde olan bir l modeli var, "long" manasında, onu aldık ki yandaki "l"yi görünce anlarlar a6 olmadığını. elçilik arabası gibi araba tabi long olduğu için, köşeleri möşeleri dönemiyoruz, ama o kadar para verip a6'ya biniyor dedirtmem." (argodan arındırılmıştır)

    türkiye'nin serge gainsbourg'u desinler sana istiyordun, onun da sonu pek hoş olmamıştı, hatırlatırım.

    devam edeceğiz...

  • başlık: halifeliği kaldıramıyorum beyler acil

    1. uninstall'ı silinmiş, ekle kaldırda görünmüyor nasıl yapıcaz acil bi el atın la
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:35

    5. atatürk modunda çalıştır panpa
    (mikaraguaying ?, 18.11.2012 05:39)

    6. saltanat dosyasından önce sildiysen kalkmaz o. meclisi yeniden toplayacan mecbur. üff işin yoksa uğraş dur. ya da cumhuriyet kur kesin çözüm. tasarımı da güzel
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:39)

    10. @6 panpa cumhuriyeti kurmuştum crack bulamadım amk 30 gün sonra uyarı verdi otomatikman halifelik yüklendi kafayı yicem beyler yardım!
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:44)

    12. @10 nutuk atmayı denedin mi? çünkü sistemde sorun olabilir. nutuk at bi öyle kur. bakalım nolcak.
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:46)

    16. olm daha dili değiştirceksin bi ton iş lan seninki de
    (kanatsizmarti ?, 18.11.2012 06:14)

    19. görev yöneticisini aç abdülmecit.exe çalışıyosa durdur de
    (sivilceli liseli ?, 19.11.2012 09:17)

    21. yeniceri_32 yi sil
    (syrmana ?, 19.11.2012 09:21)

    22. laiklik.dll bulunamadi hatasi aldin dimi? o dll silindiyse normaldir.
    (jorgen knutsen ?, 19.11.2012 09:22)

  • sadece oruç tutulurken aç ve susuz kalınacağını düşünen zihniyet beyanı. sen sokaktaki açları düşünerek(!) bir ay oruç tutuyorsun ama kalan 11 ay, o açların yüzüne bakarak su içip yemek yemesini biliyorsun. onu napıcaz?

  • gün itibariyle şahit olduğum tatlı bir evlilik teklifi.

    yanımdaki elemanın bir anda üzerindeki kazağı çıkararak, üstünde "x benimle evlenir misin?" yazılı tişörtü sevgilisine göstermesi, akabinde amerikan filmi havası yakalayan metro yolcularından alkışların kopması, klasik olduğu üzere elemanın diz çöküp yüzüğü kızın parmağına takması ve en güzeli de yolculardan bembeyaz saçlı yaşlı bir teyzenin "annenin-babanın haberi var mı kızım?" diye sorması.

  • nasa tarafından, hubble uzay teleskobu kullanılarak çekilen fotoğraftır. galaksinin başlığı altında verilmiş olsa da, çok güzel olduğu için başlık açmak istedim.

    dünyadan bir kaç dakika uzaklaşmak isteyenler için ...

    edit: bu konulara ilgi duyanların katılabileceği bir coursera çevrimiçi kursu

  • supreme courtun, abd'nin en kati silah kontrol yasasina sahip dc'nin silah edinme yasagini kaldirmasiyla tekrar gundeme geldi, cunku diger eyaletlerin bunu ornek gostererek karar vermeleri kacinilmaz.

    yasagi kaldirdi derken kastedilen su: halen herkes istedigi gibi silah satin alamayacak ama temelde silahlanma bireysel bir haktir, kulliyen yasaklanamaz. isin garip tarafi karsi cikan yargiclarin temel argumani yasanin daha cok olume yolacabilecegi degil, tamamen bu second amendment uzerinden bir arguman, yani bunun bireysel bir hak degil de milis kuvvetleri baglaminda kollektif bir hak oldugu fikri.

    iste muhendis kafasina sahip birinin nicin bu hukuk surecine gicik olacaginin en acik orneklerinden biri bu: adamlar orada taa zamane amerikasinin zayif federal hukumeti ile yerel milisler arasindaki guc dengesini olusturan bir anayasa maddesinin semantik ayrintilari ustunde kafa yoruyorlar, "burada milis dedi ama burada people demisler, ne denmek istenmis".

    yahu kime ne onlar ne demek istemislerse, 200 sene gecmis aradan, bambaska bir dunyada bambaska gercekliklerle yasiyorsun. demek supreme court gunumuz insanlarinin cikar catismalarinin pragmatik arbitrasyonundan ziyade tarihsel dokuman yorumculugunu seviyor. nedir isin asli? biri diyor ki ailemi korumam icin silahlanmam lazim. ornegin bu davaya neden olan yerel davalardan birine katilan kisi, mahalle sakinlerini orgutlemis uyusuturucu saticilarini ihbar etmeleri icin. mahallenin uyusturucudan sorumlu bakani da bunun kapisina dayanmis, iceri girip oldurmek istemis. sen efendi bir vatandas oldugun icin yasaga uyup silah edinmemissin, adaminsa ruhsatsiz silahi var, kapini birkac saniye icinde kiracak, ne yapacaksin, ninja gibi uzaktan bicak atacak degilsin. digeri de diyor ki delisi var manyagi var, normalde kufurle veya yumrukla bitecek kavgalar olumle sonuclaniyor.

    denilebilir ki, kardesim kac kisi hayatini savunma amacli silah tasidigi/bulundurdugu icin kurtarmis (diger sehirlerde mesela)? buna karsin kac kisi salt bir "normal vatandas" kolayca silah edinebildigi icin oldurulmus? benim okdugum kadariyla bu "shooting spree"leri birak *, sirf evde bulundurulan silahlarin neden oldugu kazalar bile, nefsi mudafaa ile kurtarilan hayattan fazlasini goturuyor. bir de tabii tek parametre ortadaki ceset ve kursun sayisi degil, korku gibi olculemeyen sonuclar da var. calisanini hizaya getirmeye korkuyorsun ertesi gun isyerini basacak diye, komsunun kapisini calamiyorsun cifteyle kafani ucuracak diye.

    hah, simdi is ilginclesiyor. diyelim silahlarin yasaklanmasi hakikaten suc oranlarini ve olu sayisini dusurdu. bu mudur tek kriter? yani boyle bir durumun maliyeti, demin bahsettigim mahalle organizatorunun goz gore gore oldurulmesidir, sehrin/eyaletin/ulkenin kanunu geregi kendini savunmasi yasaklanmis. bu, bir manyagin okulu basip etrafi tarayip on kat daha fazla insani oldurmesine kiyasla hukuki acidan daha zor savunulacak bir durum.

    cunku ikincisinde bireyin digerlerine isledigi bir suc var, yani devlet seni korumak icin ne kadar polis de koysa, silah da yasaklasa, bireylerin birbiriyle catismalari kaniksanmis birsey. otomatik silah okul basilmasi da bir nevi piyango gibi algilaniyor, "napalim, onleyemiyoruz, 300 milyon kisi arasinda manyak cikiyor iste" diye kabul edilebiliyor (o silahlara kolayca erisemese boyle birseyin olmayacagini bilsek bile, adam hep manyak kalacak ama herhalde catal bicakla okula gelip 20 kisiyi oldurecek degil).

    ilkinde ise, sayilar ne kadar avantajli olursa olsun, devletin bireyi kisitlamasi var ve bu daha cok hinca neden oluyor. psikopat bir katil piyango olabilir ama yasak yuzunden kendini savunamamak ve oldurulmek "sans iste" deyip gecilebilecek birsey degil.

    bunun oluru orta yolu tutturmak. silah almak mi istiyorsun? eyvallah. ama background check zorunlu olacak. kafadan bir rahatsizlik icin tedavi goruyorsan alamayacaksin. komsularina, arkadaslarina gidip danisalacak, onlar senden korkuyorlarsa alamayacaksin. otomatik hucum silahlarini ise ister mother teresa ol, yine alamayacaksin, bunlarin zaten sehirlerde isleri ne. ciddi bir sabikan varsa alamamayi birak, yakinlarin da alamayacak.

    efendi gibi regule edersen hem masum ve ideal vatandaslarin yasak yuzunden caresizce oldurulmesi gibi anti-statist travmalara yolacan ornekleri engellemis olursun hem de istatistiklerde kazanirsin. bu konuda da genel bir yasak/kanun olmamasi lazim, her yorenin sartlari farkli; west virginiada adamin cerez niyetine 5 tane shotgun'i olmasi dogaldir da new yorkta bunu yasaklarsin, fare deligi kadar apartman dairende kendini savunman icin illa suclunun beynini tek vurusta patlatmana gerek yok ne de olsa.

    bunlari tartismak icin second amendmenta da, ozgurluk/hak konulu soyut panellere de gerek yok