hesabın var mı? giriş yap

  • ileri aşamalarında kişiyi, yediği sebzeleri, içtiği sütü verecek ineği, yumurtalarını alacağı tavuğu bahçesinde yetiştirecek kadar ruh hastası hale getirebilen bir hastalıkmış.

  • hesabını sandıkta sormuyorsanız beter olun.
    mesala ben seçimde "şahsım"'ın karşısına iblis bile çıksa oyumu iblise verceğim.
    çünkü iblis bile ülkeyi böylesine talan edip çökertmeye, vatandaşını fakirleştirip perişan etmeye utanır, sıkılır, "yok yahu, bu kadar da olmaz, ayıptır" der.

  • az önce canlı yayında izledim

    "gecelik ilişki yaşamayı sevmiyorum. şayet yaşamayı sevsem istanbul'da yani...kemküm.....kalmazdı" dedi.

    dakika 44-45

    lafın nereye gideceğini anlayan sunucu araya girdi.-

    annen da yaşasaydı o istanbul'da aynı lafı edecek miydin?

    birilerinin anası, kızı, kardeşi yaşıyor orda. dikkatli konuş.

  • 8 mart 1922 tarihinde osaka'daki bir hastanede, shigeru isimli bebek, mura ailesinin ikinci oğlu olarak hayata gözlerini açtı. gençliğini bir liman şehri sakaiminato'da geçiren shigeru, resim yapmayı çok seviyordu ve daha küçük yaşta çizimleri mainichi gazetesinde yayınlanmıştı. resim çizmek küçük shigeru'nun tek ilgi alanı olmayıp, doğaüstü şeylere de meraklıydı. özellikle komşusu "nonoba" dediği kageyama fusa isimli yaşlı teyzeden dinlediği japon mitleri ve halk hikayelerinde sıkça rastlanılan youkai denen şeytanlar hakkındaki hikayeleri çok seviyordu.

    ancak 1942 yılında, shigeru 20 yaşında geldiğinde japon imparatorluk ordusu'na alındı ve papua yeni gine'deki new britain adasına gönderildi. savaşta sıtmaya yakalandı, arkadaşlarının ölümlerine şahit oldu ve bir amerikan hava saldırısında baskın olan sol kolunu kaybetti. rabaul kasabasındaki bir sahra hastanesinde tedavi görürken yerli tolai halkından arkadaşlar edindi. onu seven tolailar, shigeru'ya ev, vatandaşlık, hatta evlenecek bir kadın teklif ettiler. shigeru bu teklifi düşünmüş olsa da, önce japonya'ya dönüp ailesini görmeye karar verdi.

    japonya'ya dönüp ailesiyle yüzleştikten kısa bir süre sonra tekrar yeni gine'ye gitmeyi amaçlayan shigeru, bir topçu subayı olarak savaşmış abisinin savaş suçlusu çıkması sebebiyle yurtdışına çıkma yasağı aldı ve önce balıkçılık, daha sonra sağ kolunu geliştirerek çizerlik yaptı. ilk eseri 1957 yılında çıkan rocketman isimli manga olan shigeru, kısa bir süre çalışmış olduğu mizuki isimli hanın adını alarak mizuki shigeru adını kullanmaya başladı. eserlerinde agresif bir savaş karşıtlığı olan shigeru, japonya'nın işlediği savaş suçlarına da değiniyordu. ancak mizuki shigeru'yu asıl ünlü yapan ve bugün kendisinin başyapıtı olarak değerlendirilen eseri gegege no kitaro isimli manga eseri 1960 yılında çıktı ve 1968 yılında animeye uyarlandı. (bugün dahi devam eden ve japonya'da adını bilmeyenin neredeyse olmadığı bir üne sahip.)

    hayatını eserlerine adamış ve 2015 yılında 93 yaşında kalp krizinden ölene kadar manga çizmeye aralıksız devam etmiş mizuki shigeru, sadece sevilip sayılan büyük bir sanatçı olmayıp, aynı zamanda imparatorluk sonrası japon sulhperverliğinin de en önemli temsilcilerinden biridir.

  • 2001 senesinde okulda yasadışı eylem yapan sol gruba polis müdahale etmek üzereyken araya giren rektörün, "ben izin veriyorum gösteri yapabilirsiniz" demesi üzerine, solcu grubun artık yasal olan bir eylem düzenledikleri için tadının kaçması, 5 dakika içinde bütün grubun dağılması.

  • - alo, napıyosun erhancım?
    + iyi bro seni sormalı? nerdesin?
    - mango'dayım ağa
    + puhaha ne işin var lan mango'da
    - olm deli indirim gelmiş, metrekareye 8 kadın düşüyor
    + kapat, geliyorum..

  • tam hali 24 mayıs 2021 izmir barosu tarafından süleyman soylu, mehmet ağar, sedat peker, tolga ağar ve erkan yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunması olacak.

    kaynak

  • bu tam da yazdığım 300. entry olacak.
    uzun süredir beklettiğim bir no. 300 vardı ama bir şeyler yazmadan da durmak saçma geliyor ara ara. 301'de yazarım, 302'de olur, 303 belki ama yazarım.

    bugün oğlumu okuldan aldıktan sonra sohbet muhabbet gırla yürüyoruz. hikaye şöyle ilerliyor;

    - baba, tüm babalar erkek değil mi?
    + evet oğlum
    - tüm anneler de kız değil mi?
    + evet babacım
    - ama çocuklar kız ve erkek olabiliyorlar değil mi?
    + evet babacım.
    konuyu bir yere getirmek için bir girizgah yaptığını da anlıyorum, yüzünde konuyu buraya getirmenin verdiği gurur da var ( yaş üç buçuk falan)

    - ben de baba olacağım büyüyünce
    + kimin babası olacaksın?
    + kimin babası olmak istiyorsun?
    - senin ( piç gülüşü var burada)
    + ne yapacaksın benim babam olunca
    - seni gezdireceğim, seninle oyun oynayacağım, piyano çalacağım, sana bir şeyler öğreteceğim.

    susuyorum
    çünkü muhabbeti devam ettirirsem ağlarım.

    benim ona yapmaya çalıştığım her şeyi, bana yapmak istiyor, aklındaki babalık sınırları bunlar ve belli ki keyif alıyor, ben keyif alayım diye de bana uyguluyor...

    seni seviyorum dese...
    ya da demese...
    ne olur ki?
    şu minicik zekanın, karşılıksız ve sadece sevgi içeren şu cümleleri aleni seni seviyorum'dur.
    bu dünyayı elbet garipler de yakar ama babaları da es geçmeyelim lütfen.

  • çekin gidin işinize bakın.

    arkadaş kalalım tuzağına asla düşmeyin.
    tümüyle iletişiminizi kesin.

    başlıkta erkekleri iğdiş etmeye çalışan manüplatörlere de kulak asmayın.
    nazmış niyazmış, tekrar deneyin ısrarcı olun diyenlere itibar etmeyin. sümüklü böcek olursunuz.

    kadın ödül değildir, dolayısıyla kazanılacak bir şey yok. karşılıklı çekim varsa olur zaten.
    kendisini değersizleştiren birine kadının saygı duymasını da beklemeyin.

    şunu da unutmayın,
    sizi reddeden kadın sizi istemiyordur.
    hiçbir kadın ilgi duyduğu erkeği naz vs gibi saçmalıkar yaparak riske atmaz.

    size hayatının kapısını kapatanın, bacasından girmeye çalışmayın. paspas kadar değeriniz olmaz. aksine tiksinti uyandırırsınız.

  • şirince köyünün muhtarı ben olsam yarın köyün elektirik şalterlerini ipneliğine kapatırım. ardından da vericen ses efektini ortama gel ondan sonra.

  • bir çocuğun, ilerde kimle evleneceğine dair ebeveynleri tarafından başka birilerine söz verilmesinden bahsettiği argümanıyla savunulan insan. evet baya normalmiş adamın söylediği ya, biz kafadan bacaklılar bu kadar modern ve akla yatkın söyleme nasıl tepki göstermişiz allasen