ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
4 ağustos 2020 beyrut patlaması
-
yok israil roket atmis, yok isid hebe hube..
geciniz. patlamanin seklinden anlasiliyor ki, daha ufak capta bir yangin var ve gene soylenenler gibi ordaki amonyum nitrat deposuna ulasti ve olan oldu.
sunu da soyleyim, eger dendigi gibi 2700 ton amonyum nitrat (gubre hammaddesidir) patladiysa, beyrut diye bir sehrin hala olduguna dua etmek gerekiyor. allahtan blastin yarisi denize gitti. dort tarafi cevrili olsa daha beter sonuclari olurdu.
ne olurdu diyenler icin sizi basf'in oppau faciasina alalim:
https://www.taproot.com/…ppau-explosion-in-germany/
ludovico einaudi
-
ne bir klasik müzik uzmanıyım ne de farklı farklı piyanistlerin müziğinden tat alabilecek kadar kendimi bu konuda geliştirebilmiş biriyim, başta bunu belirtmek isterim. ancak bu adamın üzerimde bıraktığı etkiyi nasıl ifade edeceğimi bilmediğimden bir hatam olursa da kusuruma bakmamanızı rica edeceğim.
öncelikle, fly ve divenire adlı iki şarkısının daha dinler dinlemez içime işlediğini, bağımlılık yarattığını söyleyebilirim. hani insanın bam teline dokunan melodiler vardır, dinlerken notalarla düşünceler birbirine girmiştir, hissetme katsayınız artmış, duygu yoğunluğunuz tarif edilemez bir hal almıştır ya, bu adam öyle bir naiflikle başarıyor ki bunu, işte beni en çok etkileyen kısmı da bu oldu sanırım müziğinin. yıllar önce yann tiersen yapmıştı benzer etkiyi üzerimde. "divenire" albümü baştan sona kadar büyüleyici bir şaheser son tahlilde.
türkiye'ye geldi mi, gelecek mi, gelir mi orasını bilemem ama geldiğinde onu hayranlıkla izleyecek bir müzik sever daha olacak yüksek ihtimal, loş karanlığın içinde.
pınar boykotçularının şimdi ne yaptığı sorunsalı
-
hâlâ almamaya devam ediyorum. 10 yıl sonra sebebini gerçekten unutsam bile almamaya devam edeceğim muhtemelen.
belki pınar'ın umurunda değildir. onun umurunda olmaması da benim umurumda değil.
mahir ünal'ın sucuk yiyen öğrenci görüp şaşırması
-
şu seçimler bi olsun birileri sucuğa doyacak!
4 ocak 2010 toplu yazar alımı
-
bu yazar alımıyla gelen arkadaşların sıfatlarını görünce anladım ki, ssg'nin bambaşka bir amacı varmış sözlüğü kodlarken. yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
10. nesil sabırtaşı yazar
9. nesil biçare yazar
11. nesil ezik yazar
12. nesil zavallı yazar
13. nesil almayacaktık acıdık aldık (yazar filan da demiyor artık)
14. nesil tamam lan ağlamayın sizi de aldık
15. nesil sözlük ziksin hepinizi ahahaha (iyice sindirmiş milleti kimse sesini çıkaramıyor)
yok mu beni ziken (son darbe, nesil filan da kalmamış artık)
işte bu aşamada ssg'nin eğlencesi başlıyor.
- du bakayım neymiş bu adamın nicki, haykırdım dağlara, ahahahuahauahau. haykırdım dağlara yok mu beni ziken ahahauhahahuahahauha. bu kimmiş, bütün gece ağladım ahahahahahaha. yıllarımı verdim şu sözlüğe ama değdi valla aahahauahauah. neyse siliyim artık şu database'i.
bilal erdoğan'ın kazara imf'ye borcu sıfırlaması
-
bilal erdoğan'ın paraları sıfırlamak için internet bankacılığından amcasına eft yapacakken ödemeyi yanlışlıkla imf'ye geçmesi olayı. sonra bankayı falan arayıp, araya tanıdık koyup yanlışlık oldu dese de adamlar parayı almışken geri göndermemişler doğal olarak. tayyip ise olayı duyduktan sonra sinir krizleri geçirip bilal'e temiz bir dayak atsa da ertesi gün krizi fırsata çevirip "imf'ye borcumuz kalmadı" diye oy istemeye başlamış. bilal mi? hala ne olup bittiğinin farkında değil.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"balkondan ice tea döksem yere dökülene kadar demlenir bu ne sıcak amk"
alo simao ben forlan
-
+alo simao ben forlan!
-efendim abi?
+yeni numaram bu kaydet bunu.
-tamam abi.
+o değil de iyi türkçe konuşuyoruz haa.
1967'de istanbul
-
pırıl pırıl, muhteşem görüntüler.
görüntülerin en önemli detayı şu:
taksim meydanı 50 yıl önce bugünkünden herhalde 50 kat filan daha güzel. neredeyse uygar bir şehir meydanına benziyor.
edit: ayrıca gerçekten de ortalıkta tek bir türbanlının olmadığı, ülkenin balkan ülkesi havasında olduğu görüntüler. o günden bugüne bakınca dubai'ye dönmüşüz hissi geliyor insana.
edit2: bunun nesi gg yahu? şaşırdınız iyice. ülkenin geldiği hali sevmek zorunda mıyız lan?
ses kayıtlarını toplu taşıtlarda dinleten insanlar
-
sosyal medya olmaktan çıkıp, ana haber bültenine dönüşen insanlardır. dün 18.15 eskişehir-ankara yüksek hızlı treninde ben de gerçekleştirdim bu eylemi. başlarken bi tedirgin oldum, kavga çıksa, linç edilsem kaçacak yerim yok, 250 km hızla giden trenden de atlanmaz ki diye. bu tedirginlikle başlattım kaydı. herkes sus pus oldu, dinledi. yaklaşık on dakika boyunca kimseden ses çıkmadı. kayıt bitti, bir dakika geçti, hala çıt yok. sonra çözüldü insanlar, kimisi kendi arasında muhabbetine döndü, kimisi ses kaydını konuşmaya başladı. bir sonraki vagona geçtim, orada da açtım kaydı son ses. bir teyze ne olduğunu anladıktan sonra "dinlemek istemiyoruz biz bunları, montaj bunlar montaajjj" dedi. ben cevap veremeden birkaç kişi "kendi adına konuş, dinliyoruz biz" diye susturdular teyzeyi. bitince bir sonraki vagona geçtim, orada bir abla ben dinletirken bir yandan düşmanca gözlerle bakıp bir yandan yüksek sesle oflayıp pufluyordu, karşısındaki yolcu kendisini "şşşşt" diye susturup dinlemeye devam etti. toplam beş vagon boyunca karşılaştığım yegane kötü tepkiler bunlardı. bunun dışında insanlar kaydın trende dinletilmesine şaşırdılar ama tepki vermediler. bilal'in sesini duyunca yanındakine kafasını sallayıp "bak işte bu" diye işaret eden de vardı, "ne dinlio ki bu kız" diye şaşkın şaşkın bakan da. şaşkınlıkla bakanlara "başbakanımızla oğlunun ses kaydı çıkmış da, dinlememiştim, şimdi dinliyorum" diye açıklama yaptım. kimisinden bir karşılık aldım, kimisi anında kafasını çevirdi, karşılık alamadım. sonuç olarak 25 şubat 2014 günü 18.15 treniyle eskişehir'den ankara'ya dönen insanlar arasında bu kaydı duymayan neredeyse kalmadı. gururla bildiririm.*
duyulmuş en enteresan iltifat
-
3 yaşındaki kızımdan gelsin;
_ sen benim en babamsın.
2 mayıs 2015 floyd mayweather manny pacquiao maçı
-
hede
floyd'un istediği tarihte, yerde, kurallarla oynanacak maç.
manny: tüm isteklerini kabul ettim çünkü bizde son isteklerin yerine getirilmesi adettendir.